***
Kül Sokağı'nın hikayesini biliyor musunuz?
Kül Sokağı... Küçük çocukların kabusu olan o sokak...
O sokakta büyüyen bir çocuğun hikayesi...
Çığlıklar... Onları duyuyor musunuz?
Toplanın. Size Kül Sokağı'nda kaybolan bir çocuğun hikayesini anlatı...
"Ben saklanmam. Ama inleyen yüreğin soluğu bir sis gibi beni sarıp saklarsa, beni arayan gözlerden, o başka."
Umursamadım yine onu. Israrla aramaya, mesaj atmaya devam ediyordu ama sadece dinliyor, mesajlarını okuyordum. Anlayacaktı. Benimle uğraşmanın gereksiz, zaman kaybı olduğunu. Eninde sonunda anlayacaktı.
Ben, her şeyden korkardım. Bu doğruydu. Ama gereksiz insanlardan, yüzünü bile görmediğim birinin mesajlarından değil. O kadar da değildi. Bu saçmaydı.
Sessizce bekledim bir süre, telefonumu kapatmadan. Sonra, tuşlara dokundum. Yazmaya başladım. Hayır, kesinlikle onu umursadığımdan değil. Sırf yazmak istediğim için, yazıyordum.
Yazarken dışımdan da sessizce tekrar ediyordum replikleri. Yanlış yazmamak için.
"Varsın yakalasınlar, varsın beni öldürsünler; Umurumda değil, sen böyle istedikten sonra. Bu öylesi değil, ayırıyor çünkü bizi. Yine derler ki, tarla kuşu çirkin kurbağa ile göz değiştirirmiş-"
"Sabahın gözü değil, derim, şu ağartı, aydan vuran soluk bir yansıma olabilir; Tarla kuşunun değildi, başımızın üstünde gök kubbeyi çınlatan şu sesler de."
Soru sorar gibi baktım sözümü kesen Ekin'in gözlerine.
"Yine yanlış okuyordun."
Gülümsedim. Yazdığım yanlış yerleri silip doğrusunu yazdım.
"Varsın yakalasınlar, varsın, beni öldürsünler; Umurumda değil, sen böyle istedikten sonra. Sabahın gözü değil, derim, şu ağartı, aydan vuran soluk bir yansıma olabilir; Tarla kuşunun değildi, başımızın üstünde gök kubbeyi çınlatan şu sesler de."
Kapattım telefonumu ve yürümeye devam ettim. Kolezyuma doğru.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Kolezyum Dünya'nın en çok turist çeken yapılarından biridir. İmparatorlar burada kendilerini ve halkı eğlendirmek için kanlı gladyatör dövüşleri düzenliyor ve gladyatörler genellikle köleler, mahkumlar ve suçlulardan oluşuyor. Vahşi hayvanlarla da savaşılan alan, dövüşler dışında tiyatro için de kullanılmıştır. Yapı, depremler ve taşların çalınması nedeniyle biraz zarar görmüş olsa da bir mimarlık harikasıdır. Restorasyon çalışmaları devam eden eser, 2007 yılında Dünya'nın Yeni Yedi Harikasından biri olarak seçilmiştir." Aral yine eksiksiz, ayrıntılı bir şekilde açıklamayı yapmıştı.
Artık Venedik'ten ayrılmış ve sabahın erken saatlerinde yorgun olmamızı umursamadan Roma sokaklarını keşfetmeye başlamıştık bile. Bu saatlerde Roma oldukça serindi. Ekin ceketini bana vermişti ama yine de üşüyordum.
Kolezyumun önünde çok fazla zaman kaybetmedik. Oradan ayrıldık. Roma büyük bir şehirdi ve oyalanırsak değil beş gün, bir hafta geçse yine de sonuçlandıramazdık geziyi.
