***
Kül Sokağı'nın hikayesini biliyor musunuz?
Kül Sokağı... Küçük çocukların kabusu olan o sokak...
O sokakta büyüyen bir çocuğun hikayesi...
Çığlıklar... Onları duyuyor musunuz?
Toplanın. Size Kül Sokağı'nda kaybolan bir çocuğun hikayesini anlatı...
"...Doğu bulutlarını ışıktan çizgilerle renklendirerek, çatık kaşlı geceye gülümsüyor gök gözlü sabah; alacakaranlık bir sarhoş gibi sendeleyerek, kaçıyor doğan günün yolundan. Ve Titan'ın ateş saçan tekerleklerinden..."Ada dile getirdiği repliğin devamını unuttuğu için fısıldayarak bitirdi sözlerini.
"Güneşin yakıcı bakışı gündüze sevinç saçıp, kurutmadan gecenin çiylerini, gidip doldurmalıyım şu bizim sepeti, zehirli otlar ve şifalı çiçeklerle..." Birden devamını getiren sesi duyunca irkildi. Arkasını döndü. Gülümseyen bir Ekin vardı karşısında. Gülümsedi o da.
"Bu repliği yine unuttuğuna inanamıyorum." dedi Ekin.
"Bu replik burada bitmiyor daha uzun, farkında mısın?"
Gece, Malpensa Havalimanı'nda inmişlerdi. Malpensa Havalimanı, yıllık ortalama on beş milyon yolcuya hizmet veren Milano'nun en büyük havalimanı. Öyle ki, gece olmasına rağmen oldukça kalabalıktı. Bekleyerek biraz zaman kaybetmişlerdi.
Metroyla konaklayacakları yere geldiklerinde, çok yorgundular. Önceden bütün işlemleri halledildiği için daha fazla zaman kaybedilmedi. Odalarına geçtiklerinde üstlerini değiştirip dinlenmeye koyuldular.
Çok heyecanlıydılar ki, sabahın geç saatlerinde ikisi de ayaktaydı. Kuzey İtalya'nın Lombardiya Bölgesi'nin en büyük şehri -Roma'dan sonra- ayaklarının altındaydı.
"Ada"
"Bir hayal gibiydi İtalya'da olmak. Bir hayal gibiydi, buranın moda kokan şehrini solumak. Ama hayal değildi. Artık hayallerde değildi, İtalya. Buraya ben ve Ekin'le birlikte yedi kişi daha gelmişti. Aşkın,Özgür, Rüzgar, Mavi, Milena ve Ela. Bir de, sözde çekilişin sahibi, Uzaklarda Bir Adam. O, kendisine Aral diye hitap edilmesini istiyor ama gerçek ismi bu değil."
"Otelde yapılan hafif bir kahvaltının ardından hemen yola koyulduk. Metroyla Duomo Katedrali'ne ulaştık. Burası gerçekten bir saray gibiydi. Gösterişli bir yapısı vardı ve büyülenmemek elde değildi."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Duomo Katedrali dünyanın en büyük dördüncü katedraliymiş. İnşa edilmesi altı yüzyıl kadar sürmüş. Çok kalabalıktı. Girişte uzayan bir kuyruk vardı. Bileti önceden aldığımız için girişteki kuyrukta çok beklemedik. Dışına özenildiği kadar içine de özenilmişti yapım aşamasında. Emek verilmişti. Buradan çıktığımızda, girerken kalabalıktan dolayı fark edemediğimiz bir şeyi gördük. Meydandaki Kral Victor Emmanuele'nin atlı heykelini."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
