-41- Kırmızı

1.3K 60 9
                                    

Dudaktan, kısa bir öpücük. Sanırım bu bizi kesmiyordu. Her defasında ona teslim oluyordum. Baştan çıkarılıyor, kendimi kaybediyordum. Kollarımı Egemen'in boynuna dolayıp sardığımda öpüşü daha da şiddetlendi. Susuzluktan ölürken su bulmuş biri gibi beni öpüyordu. Bütün vücudum loş ışıkta titriyordu. Saçlarım dağılmış, nefesim hızlanmıştı. Yüzümün kıpkırmızı kesildiğine emindim.

Nefes nefese dudaklarımdan ayrılıp "Beni delirtiyorsun" dediğinde gülümsedim. Bende deliriyordum. Her hareketi hoşuma gidiyordu. Ne yapsa beni etkiliyordu.

Beni kaldırıp kucakladığında bacaklarımı beline doladım ve öpüşmeye devam ettik. Merdivenlerden onun kucağında çıktım ve sonunda sırtım yatakla buluştu. Üstüme çıktığında öpüşmeyi hala kesmemiştik elleri bedenimde geziniyor, dokunduğu her yer yanıyordu.

Dudaklarını dudaklarımdan ayrılıp "Uyan" diye fısıldadığında gülerek "Ne?" diye sordum. Kahkaha atmaya başladığında sadece onu izledim. Her şey bulanıklaşmaya başlamıştı. Bende güldüm.

Gözlerimi ağır ağır açtım. Okulun voleybol sahasındaydım ve herkes etrafıma toplanmıştı. Egemen'i yanımda görünce biraz rahatladım. Selin ve Ecrin'de yanımdaydı. Tüm voleybol takımı yanımdaydı ve tribünden de bize bakan birkaç kişi vardı.

Doğru ya. Şu an Egemen'in odasında değil voleybol antremanındaydım. En son topun yüzüme doğru geldiğini hatırlıyordum. Ah ne olurdu biraz daha rüyada kalsaydım?

"İyi misin Gözde?"

Yattığım yerde Egemen'e bakıp gülümsedim ve gözlerimi 'evet' anlamında kırptım.

Doğrulduğumda Ecrin beni tutup "Kanka sakin! Beyin sarsıntısı geçiriyor olabilirsin" dediğinde, cidden bir anda doğrulduğum için başım dönmüştü.

"Yok ya, iyiyim"

"İyi misin cidden? Hastaneye gidelim mi? İster misin?" diye soran Selin'e "Kızlar gerçekten iyiyim, zaten topun başıma gelmesiyle nasıl bayıldım anlamadım hala" deyip güldüm.

Herkes "İyi misin?" diye soruyordu. Topu sözde yanlışlıkla kafama atan kızda gelip özür dilemişti. Koç gelip "Bugünlük bu kadar, pazartesi devam. İyisin dimi Gözde?" dediğinde "İyiyim hocam" dedim ve ayağa kalktım. Hala rüyanın etkisindeydim.

Egemen'i orda bırakıp kızlarla soyunma odasına geçtim. Sırf antremanımı izlemek için gelmişti ve ben bayılmıştım. Ah, rezil olmuştum.

Kısa bir duş alıp saçlarımı tarayıp kuruttum. Saçlarım çok karışık olduğu için kuruttuktan sonra zor taranıyordu, o yüzden önce taradım, saçlarımı kıracağını bile bile. Üstümü giyinirken yan kabindeki Selin ve Ecrin'le laflıyorduk.

"Ya bilmiyorum kızlar bu ara sürekli tartışıyoruz. Sanki artık beni sevmiyor gibi hissediyorum"

"Saçmalama Selin. Savaş herkesten daha çok seni seviyor" deyip gözlerimi devirdim. Ecrin olmasa Egemen hakkında da konuşabilirdik ama Ecrin bilmediği için bu konuyu açamıyordum. Egemen hakkında da konuşmak istediğim konular vardı. Vurulma olayından bu yana iki ay geçmişti ve Egemen'in birçok yönünü görmüştüm.

Selin "Ya bence annesi beni sevmiyor diye Savaş benden vazgeçti" dediğinde Ecrin "Yok be, Savaş'ın annesinin seninle bi zoru yok aslında, Savaş derslere odaklanamıyor diye seni sorumlu tutuyor sadece" dedi.

Selin "İşte beni sorumlu tutması büyük sorun. Savaş'a Selin'le arana mesafe koy dedi Savaş'ta koydu işte" dediğinde "Sürekli tartışmanız araya mesafe koyduğu anlamına gelmez, çözecek sorunlarınızın olduğu anlamına gelir. Oturup konuşmalısınız" dedim ve kabinden çıkıp çantamı omzuma astım. Aynaya bakıp saçlarımı düzelttikten sonra spor ayakkabılarımı giydim. Siyah spor tayt ve siyah spor askılı giymiştim

BAĞIMLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin