Ayağımla halıyı deşerken dişlerimi birbirine bastırmam yüzünden çenem ağırmıştı. Egemen karşı kanepede oturmuş bana bakıyordu. Ne yapacaktım, ne diyecektim? Hiçbir şey bilmiyordum. Zaten ne yapıp ne dediğimin onun için bir önemi yoktu. Beni sevmeyi bırak sevdiğini bile hatırlamıyordu.
"Evimi nasıl buldun?" diye sorduğumda arkasına yaslanıp "Seni, yani sevgilinin arabasını takip ettim" dedi.
"Daha gelir gelmez bu sokak, bu ev tanıdık gelmeye başladı biliyo musun?"
Buna bişe demedim. Cesaretimi toplayıp "Dolunay'la mı berabersin?" diye sordum. En çok merak ettiğim buydu. Dolunay'ı öldürecektim. Gerçekten artık birini öldürecektim ve bunu en çok hakeden Dolunay'dı.
"Bu seni üzer mi?" diye sorduğunda ona baktım. Sanki yutkunurken boğazıma bıçak sokuyorlardı.
"Seni kandırmış" dediğimde "Sadece kıskançlığından seni anlatmamış olmalı" dedi. Buna kahkahayı patlatmak istiyordum ama yapmadım. Sakin kalmalıydım.
"Seni sırtından vurduğunu anlattı mı?" diye sorduğumda ifadesini bozmadı ve "Ne yaptı?" diye sordu.
Ellerimi dizime koyarak öne doğru yaklaştım ve "Ateş etti. Bildiğin silahla arkandan ateş etti. Ölümlerden döndün. Sırtındaki izden haberin yok mu?" diye sordum.
Gülerek başını olumsuz anlamda salladı ve "O iz başka bi olaydan" diye mırıldandı. Ona şaşkınlıkla baktım. Nasıl inanmıştı?
"Şimdi ben sana inanmıyorum. Dolunay böyle bir şey yapmış olsa bile annem babam söylerdi" dediğinde "Dolunay'ın yapabileceğine olanak veriyorsun yani?" dedim. Susmuştu.
"Ailen benden bahsetmedi mi?" diye sordum. Cidden nasıl insanlardı? Başını olumsuz anlamda salladı. Yutkunmamak için tükürmek istiyordum.
"Adın ne?" diye sorup gözlerime baktığında gözlerinde kayboldum. Kabusta falan olmalıydım. Nasıl hatırlamazdı? Adımı, yaşadıklarımızı nasıl hatırlamazdı aklım almıyordu. Bu kadar uzun süreli hafıza kaybı mı olurdu?
Göz kırptığında "Gözde" dedim.
"Gözde" diye tekrarladı.
"Nasıl tanıştık?" diye sorduğunda "Okulda öğretmenlik yapıyordun" dedim.
"Evet babam anlatmıştı birkaç ay öğretmenlik yaptığımı" diyip bana baktı ve "Bir dakika. Öğrencim miydin? Öğrencimle mi takıldım?" diye sordu. Gülüyordu. Ben gülmüyordum ama.
"Takılmıyorduk Egemen. Benimle evleneceğini söylemiştin. Birbirimize aşıktık"
Gülmeyi kestiğinde kaşlarım çatıldı. Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslatıp arkama yaslandım ve dizlerimi kendime çektim.
"Dolunay bir sürü şey anlatmıştı kafamda soru işareti kalmamıştı ama sen gelip her şeyi değiştirdin"
"Dolunay seni kandırdı" dedim sinirle.
Ayağa kalkıp "Uyuşturucuyu bırakmak istedin, ondan ayrılmak istedin, benimle olmak istedin, peşini bırakmadı. Kazadan sonra da halini fırsat bilip seni kandırdı" diye bağırdım.
O da ayağa kalkıp "Peki madem birbirimizi seviyorduk. Bana araba çarptığında sen nerdeydin?" diye sordu. Benim aksime sakindi.
"Burdaydım Egemen. Tartışmıştık ve yine Dolunay yüzünden. Sonra sen 'şehir dışında işim var iki güne gelirim' diyip gittin"
"Ama üç yıl oldu!" diye de bağırarak ekledim.
"Bağırma" dediğinde "Bağırmayayım da ne yapayım? Dolunay hayatımı çalmış, seni çalmış!" diye -yine- bağırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞIMLI
Teen FictionTAMAMLANDI 02.07.2021 #caradelevingne 1. 02.07.2021 #felixbujo 1. ❌Uyarı : Erkek karakter gerçekten öğretmen değildir. Yani öğretmen öğrenci hikayesi değildir. ⚫️⚫️⚫️ Kötü biriydim evet. Kimseyi sevemezdim, kimseye değer vermezdim; tabi önceden. On...