-43- Duygu Seli

929 50 27
                                    

Multi ; Boran

3 yıl sonra

-Gözde Deniz-

Sıcacıktı elleri. Gülüşü kocamandı. Bende gülümsedim. Kumsalda oturuyor, birbirimize bakıyorduk. Kahverengi gözleri, kumral saçları, keskin yüz hatları vardı. Çok yakışıklıydı ve böyle bi çocuğun aylarca peşimden koşup benimle olmak istemesine anlam veremiyordum.

6-7 aylık bir ilişki için bir yıl psikolojik tedavi görmüştüm. En önemlisi de ona bekaretimi vermiştim. O ise kim bilir şimdi dünyanın hangi ucundaydı.

"Çok tatlısın" dediğinde "Teşekkür ederim" dedim. Boran. Bu yılın başından beri peşimden koşan, tüm kampüsün gözde çocuğu. Evet üniversiteye başlamıştım, hatta 2.sınıftım. Türk dili ve edebiyatı okuyordum ve bu bölümü seçerken ne düşünüyordum bilmiyordum. Derslerim iyi gidiyordu, ortalamam iyiydi ama bu bölüm bile bana onu hatırlatıyordu. Bekaretimi aldığı sabah beni bırakıp giden eski sevgilimi.

Onu çok aramıştım. Haftalarca, aylarca... Sonra bir gün bir fotoğraf gelmişti. Ben onu ararken o bi sahilde keyif yapıyordu. Belki Bodrum, belki California. Hiç bilmiyordum. Onunla konuşmak istedim, ama hiçbir şekilde ona ulaşamadığım. Eğer istediği buysa diye düşünüp hayatıma devam etmeye çalıştım ama başaramadım. Yıkıldım. Kalktım ve tekrar yıkıldım. Yaklaşık bir yıl süren tedavimden sonra kendimi sadece üniversite sınavıma verdim. Gece gündüz test çözdüm ve İstanbul Üniversitesi'ne yerleştim.

"Peki sence ben tatlı değil miyim?"

Gamzesi bile yeterdi.

"Sende çok tatlısın" dediğimde bana doğru eğilmeye başladı. Ah olamaz. Bu ilk öpücüğümüz olacaktı. Hayır şu an istemiyordum. Başımı yere eğdiğimde geri çekildiğini hissettim. Bu üçüncü buluşmamız falandı. Ama biraz daha zamana ihtiyacım vardı. İlişki istemediğim halde ona bir şans vermiştim ama bu ona güvendiğim anlamına gelmiyordu.

"Özür dilerim Boran" dediğimde "Asıl ben özür dilerim" dedi. Ona baktım. Ellerimiz hala beraberdi. Hep gülümsüyordu. Gamzesine bayıldığım için şikayetçi değildim. Akşama kadar yüzünü izleyebilirdim.

"Kalkalım istersen geç oldu" dediğinde başımı olumlu anlamda salladım. Saat 11 falandı. Tek başıma yaşadığım için sıkıntı yoktu ama uykum vardı ve sabah erkenden de dersim vardı.

Bana aldığı gül buketini alıp ayağa kalktım. Elbisemdeki kumları temizleyip tekrar elini tuttum ve el ele yürüyerek kumsaldan çıktık.

"Araban kum olacak" dediğimde "Hiç önemli değil" dedi. Çok kibardı. Okuldaki tüm kızlar ona hastaydı. Ama o beni istemişti. Okuldaki 4.yılı yani son senesiydi. Fen fakültesinde Matematik okuyordu. Çok zekiydi ve geçen seneki takıldığı kızlara bakarsak ben onun tipi değildim. Ama bu yılın başında klasik bi tanışma yaşamıştık ve üstüne kahve dökmüştüm. Onu yakmıştım ve o bana çıkma teklifi etmişti. Garipti. Kibarca geri çevirmiştim ama vazgeçmemişti. Sınıfta bıraktığım kitabımın arasına not bırakmalar, instagramdan romantik gönderi atmalar, kafede garsonla kahve göndermeler falan hoş değildi desem yalan olurdu. Sonunda geçen hafta sinemaya gitme teklifini kabul etmiştim. Sonra yemeğe çıktık ve bugünde kumsalda takıldık işte. Sinemada elimi tutmuş, yemekte yanağımdan öpmüştü. Ama bugün dudağımdan öpmesine izin vermemiştim. Hala çekiniyordum.

Arabaya bindiğimizde kemerimi taktım. Eve gidip çiçeğimi suya koymalıydım. Hayatımda ilk defa birisi bana çiçek almıştı ve bu cidden iyi hissettirmişti.

"E artık bi sonraki buluşmaya çikolata alır gelirim. Seni kimden isteyeceğim?" dediğinde gülerek ona döndüm.

"Çok hızlısın"

BAĞIMLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin