Multi: Egemen ve Boran
Bana, bir açıklama istermiş gibi bakan Boran'dan gözlerimi alıp derin nefes aldım. Ona halsiz olduğumu, evde yattığımı söylemiştim. Ama şimdi beni bir yabancının arabasından inerken görmüştü.
"Sevgilin mi?" diye sorduğunda gözlerimi büyüterek ona baktım.
"Ne? Saçmalama" diyip verandaya doğru birkaç adım attım. Bacaklarım üşümüştü.
"Bir şeyler sakladığını biliyordum ama başka biri olabileceğini düşünmemiştim"
Ona bakıp "Eski sevgilim" dedim. Bakışları değişmemişti. Eski sevgilimin arabasından inmemde bir sorundu tabi.
"Üç yıl önce ortadan kaybolmuştu" dediğimde "Tam olarak ayrılamadınız yani?" dedi. Öyle miydi? Bi ayrılık konuşması yapamamıştık evet, ama bu durumda mümkün değildi ki.
"Bana dair hiçbir şeyi hatırlamıyor" dediğimde anlamazcasına baktı. Ben bile anlamıyordum ki, ona nasıl anlatabilirdim?
"Araba çarpmış, hafızasını kaybetmiş" dediğimde "Sende buna inandın mı?" diye sordu. Zaten yeterince zor bir gün geçirmiştim ne diye üstüme geliyordu? Bir açıklamayı hakediyordu tabiki ama gerçekten bayılacak gibiydim.
"Boran sadece birinin yanına gittik. Aramızda hiçbir şey olmadı" dediğimde "Yanına gittiğiniz kişi kimdi?" diye sordu. Başımı kaşıdım. Aramızda bir şey yok diyordum işte hala neden sorguluyordu?
"Neyse Gözde. Bişey olmadı diyorsan sorun yok. Ama bu bana yalan söylemeni gerektirmiyordu. Bana karşı dürüst olabilirsin" dediğinde ona sarıldım. Buna ihtiyacım vardı. Elleri belimi bulduğunda gözlerimi kapatıp "Teşekkür ederim" dedim.
"Hadi git uyu" dediğinde ondan ayrılıp yüzüne baktım. Kırılmıştı. Haklıydı tabi. Beni gerçekten seviyor olmalıydı. Yoksa takmazdı. Hatta buraya bile gelmezdi. Sırf halsizim dedim diye kapıma gelecek kadar düşünceliydi. Onu kötü hissettirdiğim için kendimden nefret etmiştim.
"Karnın aç mı?" diye sordum. Moralini düzeltmek istiyordum.
"Biraz" dediğinde "Gel" dedim ve gülümsedim. Kapıyı açıp içeri girdiğimde o da ardımdan girdi.
"Pizza söylüyorum" dediğimde onayladı. Evime ilk kez gelmişti o yüzden gözü etraftaydı.
"Tek yaşamak zor mu?" diye sorduğunda "Yok, alıştım" dedim ve gülümsedim.
"Gel odamı göstereyim" diyip elinden tuttum ve merdivenlerden çıktık. Odama girdiğimizde yatağım dağınıktı. Tabi direk çıktığım için.
"Normalde bu kadar dağınık değilim" diyip güldüm.
"Eminim öyledir" dedi, o da gülüyordu ve güldüğüne sevinmiştim. Onu bir daha üzmek veya şüphelendirmek istemiyordum. Eğer bu yola girdiysek bana güvenmesini istiyordum.
Pizzalar geldiğinde salondaki kanepeye kurulup televizyondan Euphoria açtık ve yemeye başladık. 8 bölümdü zaten, sabah kadar izleyecektik. Karnım baya doymuştu ve dizi de iyi sarmıştı. Boran'a sarılmıştım ve üstümüzde battaniye vardı. Sabaha karşı uyuya kalmıştım. Öğlene doğru uyandığımda kusacak gibiydim. İki farklı sabah, iki farklı erkek... Kendimi çok kötü hissediyordum. Boran'a Egemen'le aramızda bişe olmamıştı demiştim ama onunla uyuduğum kısmı unutmuştum.
Boran'ı uyandırmadan kalkıp banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Aynaya baktığımda çok solgun göründüğümü farkettim. Umarım hasta olmazdım. Dişlerimi fırçalayıp yüzümü nemlendirdikten sonra odama çıkıp eşofman tişört giydim. Tekrar aşağı indiğimde Boran hala uyuyordu. Benim bugün dersim yoktu ama onun var mıydı bilmiyordum. Neyse zaten uyandırmak istemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞIMLI
Novela JuvenilTAMAMLANDI 02.07.2021 #caradelevingne 1. 02.07.2021 #felixbujo 1. ❌Uyarı : Erkek karakter gerçekten öğretmen değildir. Yani öğretmen öğrenci hikayesi değildir. ⚫️⚫️⚫️ Kötü biriydim evet. Kimseyi sevemezdim, kimseye değer vermezdim; tabi önceden. On...