-9- Şaşkın yeşiller

13.2K 425 65
                                    

Multi : Gözde
Bölüm şarkısı : Inna - Salina skies

Zilin çalmasıyla Selin'e ve Savaş'a bakıp ofladım. 2 saattir burada oturup konuşuyorduk. Ne olurdu sanki ders başlayacak olmasaydı? Zaten haftasonu boyunca bizdeydik ama yinede onlarla oturup konuşmak istiyordum. Egemen hocayla yaşadıklarımız haricinde olanları anlattığımda Ömer'e küfürler etmişlerdi, hatta Savaş gidiyordu da zor tutmuştuk. Bugün Ömer'i görürse duracağını sanmıyordum.

"Ne güzel konuşuyorduk, ne diye zil çaldı ki?" diyen Selin'e "Aynen" dedim.

Savaş bana dönüp "Sabahtan beri ettiğin tek kelime 'aynen' zaten" dediğinde kaşlarımı kaldırdım. Gerçekten öyle miydi? Aklım başka yerlerdeyken bedenim buradaydı, ondandı heralde.

"Hadi kalkın ilk derse geç kalmayalım" diyip ayağa kalktım.

Savaş kollarını banka yaslayıp "Valla hiç çekemem Egemen hocayı. Ben siz çağırdınız diye geldim yoksa evde yatıyodum" dediğinde yüzüm düştü. Onun dersi miydi? O gün sinirle beni evi bıraktığından beri onu görmemiştim. Zaten görmekte istemiyordum. Ama sanırım mecbur görecektim.

Selin "Hadi gelin ya derste sohbete devam ederiz" deyipte ayağa kalktığında Savaş'ta oflayıp ayağa kalktı.

'Ne istediğini bildiğin zaman bana gel' demişti ve her aklıma geldiğinde ürperiyordum. Ne yaptığımı bilmeden hareket etmiş mutlu olmuştum. Ama o ne yaptığımı bilmek istiyordu. Ben bile ne yaptığımı bilmiyordumki. Tek bildiğim bir günlüğüne çok mutlu olduğumdu, ama o bu mutluluğu bana çok görmüştü.

Sınıfa girerken gözlerim onu arasa da hala gelmediğinin hüznü içime işledi ve çantamı sıraya bırakıp yerime oturdum. Savaş'la Selin ön sırama bana dönük pozisyonda oturduklarında çantamı sıraya indirip onları dinlemeye başladım. Birisi hakkında konuşuyorlardı ama kimin dedikodusunu yapıyorlardı hala çözememiştim. Ki umrumda da değildi. Egemen hoca birazdan sınıfa gireceği için heyecanlıydım. Ama onun yüzüne bile bakmayacaktım. Çünkü onunda dediği gibi ben ne istediğimi bilmiyordum. Peki bildiğim zaman ona gidecek miydim?

Herkesin ayağa kalkmasıyla yutkundum ve ayağa kalktım. Geldiğini hissedebiliyordum. Sanki rüzgarını hissetmiş, düzenli kalp atışlarını duymuştum.

"Günaydın gençler" dediğinde sesini de duymuş oldum ve birşey demeden herkesle birlikte oturdum. Bana birkez bile bakmadığını adım gibi biliyordum. Kibirliydi o. Ben ona bakmazsam o da bana bakmazdı. Ama benim bakmadığımı da bakmadan bilemezdi değil mi? İnsan bir kontrol ederdi.

Gerçi bende etmemiştim düşüncesiyle başımı kaldırıp ona baktım. Düşündüğüm gibi bana bakmıyor, telefonuyla ilgileniyordu. Hemen gözlerimi ondan alıp önüme döndüm. Ama otomatikman gözlerim yine ona döndü. Saçları her zamanki gibi dağınıktı ama hoş görünüyordu. Bu sefer uykusunu almış gibi görünüyordu. Buna sevinmiştim.

Sınıfa "Hangi konudayız?" diye sorduğunda gülümsemeden edemedim. Normal bi hoca gibiydi. Ama normal değildi. Bende normal değildim çünkü normal olmayan hocamı aklımdan atamıyordum. İkimizde anormaldik, ne kadar güzel.

Konuyu anlatmaya başladığında fırsattan istifade onu izlemeye devam ettim. Bunda kötü birşey yoktu, dersi dinliyordum işte. Ama madem dersi dinliyordum, neden ne dediğini anlamıyordum? Şunu kesmeliydim artık.

Önümdeki kitaba birşeyler karalamaya başlarken aklımı dağıtmayı denedim. Ama olmuyordu işte. İki gün boyunca onu aklımdan atamamıştım. Aslına bakarsanız onu ilk gördüğümden beri onu aklımdan atamıyordum. Artık içimden 'bu yanlış' demekten bıkmıştım. Artık yanlış ya da doğru olup olmaması umrumda değildi. Ne vardı yani onu izlemeyi seviyorsam?

BAĞIMLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin