Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalarŞİMDİKİ ZAMAN
Bildirim sesiyle uzaklara dalıp kendim ile münazaraya giren ben gözlerimi tekrar telefonumun ekranına çevirdim.
"Boşu boşuna demiyorum, ben renk körüyüm sen ise renkleri ayırt edebilmem için gözlerime takılan gözlük.
İçimde istemsiz bir heyecan dolmuştu. Beni farklı bir konuma koyarken ben onu istemeden de olsa onun düşündüğü konumdan çok farklı bir konumda hissediyordum. İçten düşündüğüm sesle gözlerimi devirip, sesli bir şekilde:
"Saçmalama!" dedim ve makarnayı pişirmek için odadan çıkıp merdivenlerden indim. Salonun yanından geçerken ona bakmak istesem de es geçip direk kendimi mutfağa adımımı attım...
Ben ve kardeşim mutfakta, o ve babama ise veranda da sofra hazırladım. Daha doğrusu onların masasını Eyşan'a hazırlattım. İçimde hissettiğim o acayip saçma duyguları daha da depreştirmek istemiyordum. Aklıma gelen şeyle ister istemez yine gözlerimi devirdim. Kafamın içerisinde ve içimde oluşan değişik ve saçma şeyleri atmak için bir an önce kendimi günlüğe gömmem lazımdı. Keza öylede yaptım. Odama girip kapımı kapattım, yatağıma ilerledim. O anki durgunlukla en heyecanlı yerde kaldığımı hatırlayıp uyuşukluğu bırakıp kalem koyduğum günlüğün sayfasını direk açıp kaldığım yerden devam ettim.
GÜNLÜK °Devam°
Berceste
Ben Meyra, hani o ayetleri çabucak unutan Müslüman. Pişman olup tövbe ettikten sonra tekrar yaptığı şeylerden pişman olup tekrar tövbe edecek olan kişi... yani ben. Ben Meyra, asla olmaması gereken kişinin kalbine ruhunu bırakan, 'ben sevdadan anlamam' diyen kız...Ve ben Meyra, onun gözlerine tutkulu olan Meyra.
İçimde açan o ılık hissin verdiği hoşnutluğu ezip geçemedim. Baktıkça baktım, utanmadan şuursuzca ta ki gözlerim, onun yaptığı hareketle kapanana kadar...
Alnını, alnıma değdirdiği vakit gözlerim hemen kapanışa geçmişti. Alnımda ve burnumda hissettiğim o his şiirlere konulan harflere bedeldi. Burnundan verdiği hava yanaklarıma ve dudaklarıma akın ettiğinde yüreğimde Kırmızı Krizantemler (sessiz istek) tomurcuk açtı. Yavaş yavaş o kırmızılığın verdiği güzellikle ruhumun her yerine güzelliğini saçtı.
Vücudum duvara sinse de, ruhum onu istercesine elimle kolunu tutmuştum. Titrek bir nefes bıraktım dudaklarımdan. Yüreğimden usulca akan, gözyaşı etkisiyle hemen gözlerimi açtım. Hızlıca ellerimi onun göğsüne koyarak ittim.
Kendimi kaybetmiştim. Aşk şarabı dedikleri şeyi mi yudumlamıştım ki böylesine kendimi kaybetmiştim. Ne olursa olsun böylesine kendimi kaybetmeme izin veremezdim. Yaptığım çok büyük bir hataydı. Evet onu yüreğimde hissettim ama böyle istemezdim. Rabbimin ben zarar görmeyeyim diye koyduğu kuralları çiğneyerek onu kabul etsem, burada kazanan ben olur muydum?
İmtihandaydım, ben sınavdaydım. Rabbim beni sınıyordu ve Üzeyir benim en büyük sınavımdı. Sevdim, içten hissettiğim bu ılık hislerin sahibi de o. Ama benim sevdam, ateşlere değil cennet bahçelerine layıktı.
Ben sevdamı kirletemem Üzeyir! Benim sevdam paslanmış çiçekler gibi aynı kaderi taşımasına müsaade edemem. Bana durgun gözlerle bakan o mavinin orkestrasından tekrar geçti gözlerim.
"Meyra..." dedi düştüğü yerden kalkarak. Bana doğru yaklaştığında, elimi ona doğru uzatıp akan gözyaşlarımla:
"Lütfen orada dur. Yaklaşma bana!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Motif
EspiritualAsker ve şifacının saklanmış hikayesi Karanlığın mahzenine hapsedilmiş ruh, bir çiçek ile güneşe bakabilir. ... Bir günlük içerisine gizlenmiş hayat hikayesiydi onların ki. Farklı dünyaların insanlarıydı onlar. 'Asla' kelimesi onlara verilmiş bir ad...