22

3.4K 238 63
                                    

Birkaç gün geçmişti ve Eylül her gün kapıma gelip benimle konuşmaya çalışıyordu. Onun sesini ne zaman duysam kulaklıklarımı takıyordum. Çünkü biliyordum ki eğer onu dinlersem affedecektim.

Evde süt, mısır gevreği, makarna, abur cubur, ve kolayca yiyebileceğim hiçbir şey kalmamıştı. Kendime yemek de yapmıyordum. Nedeni ise kolumu bile kaldıracak gücümün olmamasıydı. Hatta neredeyse koltuğumla birleşmeye başlamıştım.

Tıpkı Eylül'ün yattığı yastık ve Gece'nin kırmızı topuyla birleştiğim gibi.

Yere baktığımda bir not buldum

Evi götürüyorum
                      Yazan Bok...

Şu an tam anlamıyla evi bok götürüyordu. Salonun her yerinde cips ve çikolata paketleri, bitmiş sigara kutuları, mısır gevreği poşetleri, içki şişeleri, kül tablaları ve onların içinden düşmüş gri küller, sarı izmaritler her yerdeydi.

Mutfakta bir sürü kullanılmış bardak, kaşık ve kase vardı. Temiz kullanabileceğim kaşık olmadığı için mısır gevreğini bardağa koyup içmiştim. Artık kullanabileceğim bir bardak da kalmadığı için yemek tabaklarıyla ve bira bardaklarıyla yiyordum.

Sigaralarım da neredeyse bitmek üzereydi. Hayatta kalmak için bunlara ihtiyacım vardı ve elimde olanlarla sadece 1 gün daha geçirebilirdim.

Telefonum kapalı olduğu için, ki muhtemelen şarjım da bitmiştir. Laptobu kucağıma alıp Elis'e içinde süt dışında asla sağlıklı bir şey olmayan bir alışveriş listesi atıp evime getirmesini, aldıklarını kapıya bırakmasını ve bana getirdiğine dair bir mail atıp gitmesini istedim.

Kimseyi görmek istemiyordum. Bir de "ne oldu?" diye soracaktı biliyordum.

Bu nedenle kendime böyle bir önlem almıştım.

Sigara içmek için paketimi açtığımda içinde sigara kalmayşına küfür edip paketi salonun bir köşesine fırlattım ve yeni paket almak için duvarın köşesindeki dolaba giderken ayağım yerdeki şarap şişesine takıldı.

Eylül'ün kapıma ilk geldiği gün sinirle fırlatıp kırdığım içki şişesine ve giydiğim şorta lanet ettim o an. Çünkü tam üstüne düşmüştüm. Şansıma sol tarafıma doğru düşmüştüm. Çünkü sağ elim ve bacağım daha önemliydi.

Sol bacağıma bir sürü küçük yeşil cam parçası girmişti. İliklerime kadar hissetmiştim. Sağ kolumun altı da tıpkı bacağım gibiydi.

Camlara değmemeye özen gösterek yerden kalkmaya çalıştım. Bir sigara için düşmüştüm bu hallere.

Yerden kalktığımda alnımda bir acı hissettim. Tahminimce başım ağrıdığı için geç fark etmiştim.

Sinirle dolaptan sigaramı alıp kendimi koltuğa bıraktım. Gözümün gördüğü kadarıyla bacağımdaki ve kolumdaki minik cam parçalarını çıkarıp kül tablasına bırakıp bir sigara yaktım.

Kesilen yerleri temizlemeye mecalim yoktu. Doğrusunu söylemek gerekirse umurumda bile değildi.

Kanıyor muydu?

Öyleyse kanamaya devam etmeliydi.

Sigaramın gri dumanını içime çekerken alnımdan sıcak bir sıvının aktığını hissettim. Ya cam parçası kesmiş ya da bir yere çarpmış olmalıydım.

Fakat bu da umurumda değildi.

Biten sigaramı küllüğe sertçe bastırırken kapı çaldı. Eylül bu gün gelmemişti. Yani gelen o olabilirdi. Ama Elis'e de sipariş vermiştim. O da gelmiş olabilirdi.

Eylül [GXG]♀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin