40

2.7K 172 46
                                    

Medya: Eylül
Çok güzel değil mi ya ❤

Eylül'ün saçımdaki eli biraz daha sıkılaşırken olayın nerede sonuçlanacağını anlamıştım. Uzun zamandır böyle bir şey hiç aklımdan geçmemişti ancak bu gün olacaktı. Alkol damarlarımı yakarak vücudumda dolaşırken ellerimi destek verir gibi Eylül'ün kalçasına koydum.

Onun bir eli hala saçımı çekiştirirken diğeri de sırtımdan tişörtümü kavrıyordu.

Ne yaptığımı bilmeden ve o hala kucağımdayken duvardan ayrılmasını sağlayıp onu odamıza çıkardım.

Aslında tam olarak odamız olmamıştı. Ama birkaç saat sonra tam anlamıyla orası bizim odamız olacaktı.

Eylül'ü yatağa bıraktıktan sonra geri çekilecekken elleriyle omuzlarımı tutup bacaklarını da kalkmamam için belime koymuştu.

Öpüşmeye dakikalardır hiç ara vermemiştik. Hatta ayrıldığımızda - eğer başarabilirsek. Nefes nefese kalacağımıza adım kadar emindim.

Arada bir onun alt dudağını dişlerimin arasına alıyor, sonra da hafifçe çekerek geri bırakıyordum.

O da bu yaptığıma karışık verir gibi zevkle dudaklarımı ıslatıyordu.

Islatmak demişken..

Eylül'ün bacaklarını belimden ayırmasını sağlayıp ellerini de omuzundan çekip yataktan kalktım.

Alkolün etkisi yavaş yavaş geçmeye başlamıştı ve eğer bir şeyler yaşayacaksak bunu ayık kafayla yapamazdım.

Ayağa kalktıktan sonra utanıp onun gözlerine bakmadan "geliyorum" diyerek odadan çıktım.

Aşağıya, yani şaraplarımı muhafaza ettiğim yere gidiyordum. Bir şişe daha içsem yeterdi. Belki de yetmezdi. O yüzden iki şişe almalıydım.

Şarapları aldıktan sonra tekrar odaya dönüp kapıyı kapattım. Şaraplardan birinin ağzındaki mantarı biraz zor çıkarsam da bunu başardığım için içimden kendimi tebrik edip şişeyi kafama diktim.

"hayır, bırak onu zaten birkaç saat önce 2 şişe içtin Lara" tehditkar sesi duyunca Eylül'e baktım. Bayık bakan gözlerim onunla birleşince - çünkü nereye baktığımı bilmiyordum. Konuşmaya başladım.

"içmem lazım. Ve lütfen nedenini sorgulama. Ya da sorgula. Ama söylemem" saçma sapan cümleler kurduğumun farkındaydım. Bu yüzden şişeyi tekrar ağzıma dayadım.

Eylül yine ciddi bir sesle "bende içeceğim" deyince elimdeki açılmamış şişeyi ona uzattım. Ancak uzattığım şişeyi almayıp "hayır, oradan değil" diyerek tişörtümün eteğinden beni kendine çekti.

Ben yalpalayıp onun üstüne düşünce kapalı şişe halıya yuvarlandı kaçmak ister gibi. Açık olan şişenin içindeki şarap ise ikimizin de üstüne bulaşmıştı çoktan.

Sessizce "hay sikeyim!" dedikten sonra tam ayağa kalkacakken Eylül tekrar koydu bacaklarını belime. Artık kaçışımın olmadığını fark edince şişeden koca bir yudum daha alıp onu komodinin üzerine bıraktım.

Kendimi bırakmanın zamanı gelmişti. Eylül bunu bana çok rahat hissettiriyordu.

"şarabın tadına bakabilir miyim?" dediğinde neyi kastettiğini anlayıp. Başımı olumlu anlamda yukarı aşağı sallayınca yine dudaklarımız birleşmişti. Bu sefer yataktan ikimizin de kalmayacağına emin bir şekilde elimi tişörtüne uzatıp biraz yukarı sıyrılmasını sağladım.

Beline dokunmak hoşuma gidiyordu. İnceydi, yumuşacıktı, ve sıcaktı. Ayrıca öyle olmasa bile yine de dokunmak hoşuma giderdi.

Eylül'ün nefesinin hızlandığını hissedince tişörtünü tamamen çıkarmaya karar verip harekete geçmiş, dediğimi de yapmıştım.

Eylül [GXG]♀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin