34

2.6K 189 42
                                    

Barın önünde bir süre Eylül'ün ne yapacağına karar vermesi için bekledik.

Belki de sakinleşmesi için beklemiştik emin değildim.

En sonunda beni elimden tutup arabaya bindirdi. Kendisi ise sürücü koltuğuna oturup navigasyonu açtı çünkü eve nasıl gidileceğini bilmiyordu.

Bu beni bir an gülümsetse de ciddi ortamı bozmamak için gülümsememi hemen yüzümden silip dışarıyı izlemeye koyuldum.

"Özür dilerim" dedi arabayı biraz yavaşlatırken "ne için?"

Hızlıca gözlerini gözlerime değdirip tekrar yola odaklandı "sevgili olduğumuzu söylediğim için"

Aptal bana kızması gerekirken yine kendisi özür dilemişti.

"sorun değil eninde sonunda öğrenecekti" deyip boşta duran elini tuttuğumda elini olduğu yerden çekip direksiyona koydu.

"neden elini çektin?" diye sorduğumda cevap vermedi. "Eylül?"

"neden daha önce söylemedin?"
Neyden bahsettiğini çok iyi biliyordum fakat yine de o konu olmaması dileğiyle salağa yattım. "neyi?"

"Doğa'nın eski sevgilin olduğunu"

Evet Lara neden sakladın?

"daha yeni yeni alışıyorduk birbirimize, bu yüzden söylemek istemedim. Eğer söyleseydim daha çok kıskanacaktın"

Gaza biraz daha sert basarken "bu geçerli bir sebep değil!" diye bağırdı.

Ani bağırışıyla irkilsem de çaktırmamaya çalışıp camdan dışarı baktım. Gözümün yaşlarla dolduğuna emindim fakat Eylül'e bunları gösterememeye kararlıydım.

"haklısın" dedim sesimin titremesine engel olamadan.
Onu kaybetmek istemiyordum.
Daha yeni bulmuşken kaybedemezdim.

Hem onun benden sakladığı hiçbir şey yok muydu sanki? Şeffaf mıydı bana karşı hep?

"bak Lara" dedi sakinleşmek için derin bir nefes alırken
"geçmişin beni ilgilendirmez. Hatta geçmişini kıskanacak kadar da aptal değilim fakat o sana yaklaşırken, sana rahatça dokunurken hiçbir şey söylemedin. Kabul ediyorum sevgili olduğumuzu bilmiyordu ama sen biliyordun ve bunu engelleyebilirdin"

Ona sonuna kadar hak veriyordum. Lakin ona hak vermem sorunumuzu çözmüyordu.

"özür dilerim. Sana söz veriyorum böyle bir şey bir daha tekrarlanmayacak" deyiverdim. Tekrarlanmaması için elimden geleni yapacaktım. Hatta elimden gelenin fazlasını yapacaktım.

"umarım" derken az önce çektiği elini direksiyondan indirip tekrar elime değdirirken "sana güveniyorum" dedi.

Gözlerim dolu dolu ona gülümserken Can'ın ne yaptığını düşündüm. Eve mi geliyordu yoksa onunla mı kalmıştı düşünmeden edemedim.

Sonunda eve girebildiğimizde Eylül duşa gireceğini söyleyip yukarı çıkmış beni aşağıda tek bırakmıştı.

Benden fırsattan istifade hemen Can'ı aradım fakat açmamıştı.

Bir daha aradım.

Yine açmadı.

Telefonu bir kenara bırakıp dolaptan şarap alıp usulca kadehime doldurdum.

Ne demişler; şarap ruhun gıdasıdır...

Tam olarak böyle de dememiş olabilirler fakat özü bu.

Ben üçüncü kadehimi içerken Eylül indi aşağıya.

Onunla göz göze gelince "basıldık" diyerek hafifçe güldüm.

O da bu duruma gülümsemişti. Yani aramızda bir sorun yoktu.

"ne kadar içtin?" diye sorduğunda "Üzerimi değiştirmeme yardım etmene izin verecek kadar" deyip elinden tuttum.
Nereye gideceğimiz belliydi. Odama gidiyorduk.

Yukarı çıktığımızda bavulumdan bir şort bir de tişört çıkarıp yatağa bıraktım. Eylül o sırada etrafı incelediği için üstüne gitmeyip şortumu kendim giydim.

"ee duvarlar güzelmiymiş?" diye sordum gülerek.

"ha?" diye bir ses çıkarınca aslında etrafı incelemediğini, sadece utanmış olduğunu fark ettim.

"yardım etmeyecek misin?" dedim merakla. Zaten onun yanında ilk sarhoş olduğum gece göreceğini görmüştü. Keza yüzerken de öyle. Şimdi neden tribe giriyordu ki?

"edeyim" derken tişörtümün uçlarını kavrayıp yavaşça yukarı sıyırdı.

Tişörtümü çıkardıktan sonra yüzüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına atıp yatağın üstüne bıraktığım tişörtü aldı eline.

Sanki küçük bir çocukmuşum gibi "kaldır kolları" deyip bol tişörtü önce başımdan daha sonra da kollarımdan geçirip boynuma bir öpücük bıraktı. Ardından "uyuyalım mı?" diye sordu yüzündeki minik tebessümle.

Ben "uyuyalım" dedikten sonra yatağa yatıp birkaç kere vurdu yanındaki boşluğa gelmemi söyler gibi.

Bende onu kırmayıp kıvrıldım hemen yanına. Hemen arkasından o güzel koku doldu burnuma. Sonra güvenli hissettiren kolları sardı bedenimi. Ve o sıcak boynuna koydum başımı son olarak.

O kadar güzeldik ki böyle. Hiçbir şey hiç kimse engel olsun istemiyordum bize.

Aklıma gelen şeyle "şu Doğa'nın söylediği şeye takılma olur mu? Boş konuşuyor işte" dedim fısıldar gibi.

"hangisi?"

Derin bir nefes alıp cevap verdim. "sınıf farkı mevzusu"

Gülerek "merak etme takılmadım" deyip daha da sıkı sarıldı bana. Bir de eğilip dudağıma bir öpücük bahşetti.

Göz kapaklarımın ağırlaşmaya başladığını hissettiğimde kendimi uykuya teslim ettim.

Eylül [GXG]♀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin