60

1.3K 110 27
                                    

Medya: Çağlar

ağlamam dakikalarca sürmüştü. Ve Eylül'de ben sakinleşene kadar saçım okşayıp bana güzel şeyler söylemişti. Nedensiz bir şekilde aniden ona yük olduğumu hissettim bir an. Bu da daha çok ağlamama sebep olmuştu. Zira isteyeceğim son şey ona yük olmak olurdu. 

burnumu çekerken "sana yük oluyorum" deyip bir hıçkırık kaçırdım ağzımdan. Kim demiş can yanar kalp acır diye? Her kim dediyse onu sikeyim. Acıyı ve kavurucu ateşi en küçük hücremde dahi hissediyordum. Aldığım nefes bile hayal kırıklıklarıyla doluydu sanki. 

"Hayır aptal" dedi Eylül yanaklarımı avuçlarına alıp ona bakmamı sağlarken. "hayır bana yük olmuyorsun. Sen bana yük olamayacak kadar ben oldun. O yüzden salak salak konuşmayı kesip çeneni kapat" elleriyle yüzümü iyice kavrayıp daha iyi anlamam ve kendime gelmem için kafamı sarstıktan sonra hızla beni göğüsüne bastırıp "bunu atlatacağız" diyerek saçımdan öptü. Ardından aynı cümleyi tekrar kurdu. "bunu birlikte atlatacağız"

Ben... Diye geçirdim içimden. Ben bu kızı hak edecek ne yaptım Tanrı'm? Yarattığın hangi faniye umut ışığı oldum? Ölümle arasında mesafesi azalan hangi faniye can oldum? Hangi kelebeğe fazladan gün, hangi kuşa yüzgeç, hangi balığa kanat oldum Tanrı'm?

"Eylül" dedim kafamı hızlıca kaldırıp. 

"Kahretsin çok güzelsin" dudaklarımı sertçe dudaklarına bastırdım. Uzun bir süre de çekmeye niyetim yoktu. Alt dudağını kendi dudaklarımın arasına alıp ıslatırken Eylül birden geri çekilip kolunun iç kısmıyla ağzını sildi. "sanırım sümüğün ağzıma girdi. Keşke öpüşmeden önce akan burnunu silseydik" diyerek gülümseyince dayanamayıp ıslak, kırmızı gözlerimle ve akmış olan burnumla bende ona gülümsedim. 

Eylül şakayla karışık siniriyle "Kızım gülmeyi bırakıp burnunu silsene onu da mı ben yapayım?" dediğinde "ağzınla temizledin zaten bebeğim" diyerek tekrar gülüp yataktan kalktım ve banyoya gittim çünkü çok iğrençleşmeye başlamıştık. 

banyoda burnumu güzelce silip yüzümü yıkadıktan sonra tekrar odaya döndüğümde Eylül'ün yatakta 'ciddi bir şey konuşacağız' pozisyonunu aldığını gördüm. 

İşte şimdi başlıyoruz...

"Lara herkesle yüzleşmek ister misin?" diye sordu aniden gözlerimin en içine bakarak. İyiliğimi istediği belliydi. Bunu yüzündeki sevgi ifadesinden de rahatlıkla anlayabiliyordum. "nasıl yani?" diye sorduğumda "annen ve Çağlar'la yüzleşmek ister misin?" diye sordu tekrar. 

hiç düşünmeden "istiyorum" dedim. Ne yapacağımı ya da onlara  ne diyeceğimi bilmiyordum. Tek bildiğim ikisinin sıfatını da önümde görmek, mümkünse 4 tane yüze teker teker tükürmek istiyordum. (yazar burada iki yüzlüler demek istedi)

Eylül kendinden ve benden emin bir şekilde "Ara o halde" deyince önce annemin numarasını bulup onu aradım. 

telefon uzun bir süre çaldıktan sonra sinirlenip tam aramayı sonlandıracakken onun "Lara?" dediğini duyduğumda "hangi cehennemdesin bilmiyorum ama buraya gelmen gerekiyor" deyip konuşmasını bekledim. "Sana çok yakındayım. Henüz dönmedim" 

"o zaman yarım saate bende ol" tehditkar bir sesle konuştuğum ve konuyu bildiği için geleceğine dair bir şeyler zırvalayıp telefonu kapattı. Şimdi sıra Çağlar'daydı. 

arama kayıtlarına girip hemen onun ismine bastığımda telefon çalmaya başladı ve o da sanki telefonun başında beni bekliyormuş gibi aramaya hemen yanıt verip "Lara lütfen kimseye söyleme aramızda halledebiliriz" dedi korkakça. Ama söylediği şeye cevap vermeyip anneme söylediğim cümlenin aynısını söyleyip telefonu yüzüne kapattım.

Şimdi ise tek yapmamız gereken onları beklemekti...

Gerizekalının biri "s2kiş" diye yorum attı bir sürü.
İfşa edeceğim aşırı sinirlendim.  En duygusal bölümün sonuna salak salak şeyler yazmış.

Adı: fred_my_kocam

Adı: fred_my_kocam

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Eylül [GXG]♀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin