15

3.9K 283 116
                                    

Gece güzel bir uyku çektikten sonra sabah erkenden kalkıp hazırlanmaya başladık. Çünkü Gökhan ve Göktuğ bizi kahvaltıya çağırmışlardı.

Bir de bizi çok sevdiklerine dair tatlı bir not düşmüşlerdi.

Kim bu sevimli teklifi reddedebilirdi ki?

Hazırlanmamız bittiğinde hepimiz arabaya doluşup şoförün bizi aynı yata götürmesini bekledik.

Yolda boş durmamak için sohbet ederken aklıma gelen şeyle Eylül'e bakıp "sevgilim olduğunu söylediğim için özür dilerim. İş hırsıyla düşünmeden hareket ettim sanırım"

Bunu söylerken çok mahçup olmuştum ona karşı.

"sorun değil merak etme" dediğinde içim bir nebze olsun rahatlamıştı.

Sonunda yata değildiğimizde Göktuğ ve Gökhan bizi yine tatlı pudra tonlarındaki takım elbiseleriyle karşılamışlardı.

"hoş geldiniz, buyurun" dedi Gökhan yine yanı masayı gösterirken.
Masa 2 gece önceki gibi yine çok şık ve dolu dolu görünüyordu.

Hepimiz koltuklara yerleşip kahvaltımızı yaparken bir yandan da sohbet etmeye başladık.

Göktuğ merakla bize sürekli sorular soruyor, cevapları aldıkça da mutlu oluyordu. Hatta bazen Gökhan'ın koluna hafifçe vuruyor onun cevap konusunda ne düşündüğünü öğreniyordu.

Sohbet ede ede kahvaltımızı yapmaya devam ederken Göktuğ "evlenmeyi düşünüyor musunuz?" diye sordu Eylül ve bana bakarak.
Eylül soruyu duyunca öksürmeye başladı. Muhtemelen yediği şey boğazına kaçmıştı.

Kaldıramadı tabii bu kadar soruyu kızcağız...

Ben korkuyla sırtına vururken, Elis'de hızlıca sürahiden su doldurdu bardağa. Göktuğ önemli bir şey olmadığını düşünüp bu öksürük krizine gülerken Gökhan'da bana "daha sert vur" diye tezahürat yapıyordu adeta.

Dakikalar sonra Eylül öksürmeyi kesince "henüz düşünmüyoruz" diye yanıt verdim.

Göktuğ'da boş kalır mı hiç. Yapıştırdı cevabı "eğer düşünürseniz düğününüzü ben organize etmek istiyorum"

Eylül, biz bu konulardan konuşmaya başlayınca epey sessizleşmişti. Neredeyse hiç konuşmuyor sadece yemeğiyle ilgileniyordu.

"tabii olur Göktuğ"

Saatler hızla akıp giderken ve sohbet iyice koyulaşmışken Gökhan burada çok meşhur bir bar olduğunu ve bizi akşam oraya davet etmek istediklerini söyledi.

Bu oldukça güzel teklifi reddetmek olmazdı değil mi?

"gelmek isteriz tabii" diyerek daveti kabul ettikten sonra Eylül'ü hatırlayıp "senin içinde sorun olmaz değil mi bebeğim" dedim ona doğru.

Sondaki kelimeyi mecburen kullanmıştım. Şimdiden özür dilerim Eylül.

"hayır hayatım, gidelim değişiklik olur" dedi o da bana ayak uydurarak fakat garip davranıyordu ve nedenini henüz çözememiştim.

Diğerlerinden izin isteyip akşama hazırlanmak adına eve geçtik.

Saat zaten öğleni geçmişti.

Evde hepimiz şarap eşliğinde hazırlanmaya başlamıştık. Aslında hepimiz değil. Benim hazırlanmam kısa sürdüğü için diğer ikisini elbise tavsiyesi veriyordum.

Elis, uzun yırtmaçlı kırmızı bir elbise seçmiş, bende elbiseyi ona yakıştırmıştım. Bu nedenle o yukarı makyajını ve üstünü giyinmeye çıkmıştı. Şimdi sıra Eylül'deydi.

Eylül [GXG]♀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin