Yavaşça gözlerimi açtığımda karşımda güvenlik görevlisi vardı. Yavaşça kalkmaya başladım. " iyi misiniz efendim ? " başım çok ağrıyordu.
" galiba stresten tansiyonum düştü teşekkür ederim gidiyim ben "
" şey efendim "
Yavaşça arkama döndüm." bay jeon sizi kucağına alıp getirdi " Dediğinde, göz bebeklerim büyümüştü, nasıl yani sevgilisinin önünde mi beni kaldırıp, getirdi.
" anladım tm işine dönebilirsin " Kapıyı açıp, park yerine geldim. Arabanın kapısını anahtarla açtığım sırada arkamdan bi ses " ayağa kalkmışsın " Seslenen sese gözlerimi büyülterek baktığımda, jungkook'la göz göze gelmiştim." teşekkür ederim kucağına alıp götürmüşsün galiba tansiyonum düştü "
Elimi enseme koyup, gözlerimi ondan kaçırmaya çalıştım. Bana soğuk bir şekilde bakarken yüzünde hiçbir mimik bile oynamıyordu. Elini ceplerine koyup, bana daha da yaklaştı. Yüzüme yaklaşıp, kafasını kulağıma eğdi. Napıyordu bilmiyordum ama kalbim çok hızlıydı.
" sana her yaklaştığımda canını yakmak için her şeyi yapıcam kabusun bir zamanlar min jae'ydi şimdi benim sandra korkulu rüyan benim "
Kulağıma nefesini verip, ürkmeme sebep olmuştu.
" senden nefret etmiyorum öfkeli değilim çünkü öfke de bir duygu seni içimde bitirirken bile kızgın değildim kendimden nefret ettim kendime kızdım sana güvendiğim için !!! "
sadece sessiz kalmıştım, ona sebebini söyleyemezdim, sadece ağzımdan sessizce, " zorunda kaldım "
Diyebilmiştim öfke küpüne dönmüştü, soğukkanlılığını koruyarak sessiz kaldı, dediğimi duydu ama irdelemedi." bir daha karşıma çıkma çünkü yüzünü görürsem bir daha senin hiç bir zaman görmediğin ve görürsen unutamayacağın yüzümle karşılaşırsın sandra world "
Sinirle arkasını dönüp, çekip gitti. Otoparktan yavaşça yere çöküp, arkamı arabama yasladım.
Ağlayamıyordum bile, sadece gidişine bakıyordum. Asansörün açılmasını beklerken bir kez arkasına döndü. Son bir bakış, işte o bakış bütün duygularımı, yaşadığım her şeyi, kalbimi, aklımı benden aldı götürdü. O sırada asansörden o kız çıktı. Gözleri gülüyordu ona bakarken, birbirlerine sarıldıklarında asansöre binip, gözden kayboldular.Yavaşça arabaya tutunarak kalkıp, içine bindim. tansiyonum düşmüş ve miğdem bulanıyordu, hızlı bir şekilde arabayı hastaneye sürdüm. Giderek kötü oluyordum. İndiğim arabamdan sadece bir adım atabilmiş ve yere yığılmıştım....
☘︎
Gözüme gelen ışıkla karşımda beni kontrol eden doktora baktım. Bana tebbesüm edip, dosyayı eline aldı.
" bayan sandra hastalığınızdan haberiniz var mıydı? "
" vardı "
" hastalığınız ilerliyor ve kötü bir durumdasınız "
Kafamı sallayıp, gülümsedim. Ben ölmek üzereydim, terk etmem onu bırakmamın tek sebebi bu ülkeye kaçıp, hastalığımdan onu uzak tutmaktı. Ölmek üzere olan biriyle evlenemezdi. bir süre önce öğrenmiştim.
Belli olmayan bir beyin tümörüydü. Ameliyata girdim ama tekrar beynime baskı yaptı ve o zaman anlaşıldı, aslında tümörüm alınmıyordu. Bir süre koma da bile kalmıştım. Onu terk ettikten sonra Amerika'da yaşadım. O asansör olayı da tümörün çıkardığı, yeni travma ve takıntılardı, panik attağım yokken şimdi nefesimi kesiyordu, panik ataklar." taburcu olabilir miyim? "
" tabi ama isterseniz ameliy- "
" ameliyatla alınmıyor denedim izninizle "
Biten serumu kolumdan çıkarıp, masamdaki çantamı falan alıp, hastanede yürümeye başladım. Evet ben hastaydım ve evet bu jungkook için iyi olamayacaktı ölecek biriyle evlenmesi onun için çok kötü olurdu. Onun gözünün önünde eriyip, gitmektense, ondan uzak, zarar görmeden ölmeyi tercih ettim. Ayaklarımı sürükleyerek bindiğim arabamdan, kafamı aniden direksiyona vurdum. Şimdi eriyordum, asıl şimdi onun
karşısında eriyordum. Arabayı çalıştırmak için elimi kaldırıcağım sırada, elim boşta kalıp, hareket etmedi.Korku bütün bedenimi sarmıştı ve ben korku filminden daha korkunç birine dönüşücektim, eriyecektim. Evin önüne arabamı park edip, çantamdan anahtarı çıkarıp, aldığım sırada elim gevşedi ve anahtar düştü. gözlerim dolmuştu şimdi olmamalıydı, o varken olmamalıydı, diğer elimle alıp, içeri girdim. Üstümü çıkarıp, sıcak duş alıp, ıslak saçlarıma aldırış etmeden kendimi yatağıma fırlattım.
Titreyen telefonum yüzünden aniden sıçramıştım yerimden, telefona baktığımda, bilinmeyen numaraydı. İlk baş tereddüt etmiştim, ilk çalışta açmadım sonra gene arandı açtım. " alo " demiştim, derin bi nefes alma sesi duydum.
" aşağa in "
Sesini duyduğum an jungkook olamaz dedim. Penceremden dışarı baktığımda, onu görmüştüm. Çok heycanlanmıştım, aşağa koşar adımlarla inip, kapıyı açtım gözlerimiz buluştuğunda, ona doğru ilerledim ama yapamadım. Ayağım buna izin vermedi. Diz kapağımın bükülmesiyle, düşücektim ki belimden kavrayıp, beni tutmuştu.
" bu kadar yakınken neden uzağız birbirimize "
Elini belimden çekmişti. Eskiden jae yüzünden uzak durmaya çalışan bendim. uzak durmak şimdi de onun tek isteğiydi.
" burda bir albüm yapmayı düşünüyoruz ana şarkı için klip falan bundan dolayı konsept fotoğraflarımızı senin çekmen ve klip fotoğraflarınında senin çekmen isteniyor yapıcak mısın? "
Dik dik bakıp, sorar bakış attı. Ne diyebilirdim ki, bilmiyordum. Bana ilk baş bir daha karşıma çıkma diyodu, şimdiyse gelip, onlarla çalışmamı istiyor, peki neden jungkook geldi, diğer üyeler veya menajer aramadı, bi mesaj atılmadı, neden o geldi, kafamı çok karıştırıyordu. Ona zorda olsa tebessüm edip, kafa salladım. " tamam yaparım " Dediğimde arkasını döndü, tam gidicekti ki ona seslendim.
" uzak durmak sana göre değil bay jeon "
Arkasına dönmüş, üstüme yürümüştü, başım hâla dönüyordu. Belim duvara değince, yüzünü yaklaştırdı.
" bir zamanlar senin için ölümü göze almıştım dayak yedim hastanelerde yattım sen hiçbir şey yapmadan beni terk ettin nikâh günümüzde asla eskiden seni sevdiğim zamanları ölçmeye kalkma sana ağır gelir "
Sen ölümü göze aldın jeon jungkook, ben ise ölüm sana gelmesin diye ölümün önüne geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐀𝐥𝐥 𝐎𝐟 𝐌𝐞 ☘︎ 𝒋𝒋𝒌
Fanfictionkaranlık gökyüzünü aydınlatan deponun penceresindeki ayın ışığı yansıyordu yüzlerine, birbirlerine yakın olmaları ölümlerine sebep olsada kalpleri kenetliyken, bedenleri bıraksada fayda etmemişti bu durumu.... Başlangıç▪︎20.03.2020 Bitiş▪︎26.12.2020...