Sese döndüğümde jimin'le göz göze gelmiştim. Evet bu o değildi, ona tebessüm edip, cebimden çıkardığım peçeteyle burnumu sildim.
" sence de bana herşeyi anlatmanın zamanı gelmedi mi sandra ? "
" anlatıcam ama asla jungkook'un haberi olmayacak "
Kafasını olumlu anlamda sallayıp, yanıma çöktü. Sessizleştiğinde derin bir nefes alıp, konuşmaya başladım. " düğünden 2 hafta önce evde bir baygınlık geçirdim ilk baş umursamadım daha sonrasında bu baygınlık tekrarlanınca hastaneye gittim beynimde kötü huylu bir tümör varmış ameliyat dediler kabul ettim o zaman sizin klip çekimleriniz vardı bende ondan gizli ameliyat oldum ama " ağlamaya başladım. " tümör alınamadı denildi sebebi beynime baskı yapmasıymış alınırsa beyin kanamasından ölürmüşüm " ellerim titremeye başladı, başım daha da ağrıdı.
" bu yüzden onu terk ettim ölücek olduğum için onu terk edersem ölümümden bile haberi olmayacaktı "
kollarını bana sarıp, kendine çekmişti. saçımı okşamaya başladı.
" hâlâ sana aşık mı bilmiyorum sadece seni tekrar isteyebileceğini düşünüyorum sadece zamana ihtiyacınız var "
Ona sulu gözlerle baktığımda, gözlerimi büyültmüştüm. Ciddi bakışı sayesinde umutlanmıştım resmen, ayağa kalkıp, ona sarıldım. Tebbesüm edip,
" teşekkür ederim bana inandığın yanımda olduğun için " Sarılmama karşılık vermiş, saçımı okşamıştı. " her zaman yanındayım " Demesiyle gülümseyip, ordan uzaklaştım. Kafam çok dağınıktı, set yerine gidip, hiçbir şey olmamış gibi kameramı aldım.Çektiğim pozlara belimi karavana yaslar bir şekilde, bakıyordum. Pozları değil, onu düşünüyordum. Biz ne hale gelmiştik.
" bayan sandra jungkook'u çağırır mısınız? Makyajını yapmamız gerekiyor "
Neydi bu dejavu falan mı? kapısını tıklatıp, çağırmalı mıyım? Yavaşça kapıya elim geldi, tıklatığımda ses gelmedi, tekrar çaldım. Gene gelmemişti, kapıyı açıp, içeriyi kontrol ettim. Yatakta uyuya kalmış, bir bedenle karşılaşmıştım. Aklıma havaalanına gitmeden önce dudaklarından öpüp, terk ettiğim zaman geldi, neden her anımız bana dejavuyu yaşatıyordu, onu izlediğimi fark ettiğim zaman kendimi düzeltip, ona seslendim.
" Bay jeon uyanın "
Yavaşça kıpırdadığında, omzunu sarsan elimi tutup, aniden kendine çekmesiyle, altına almıştı bedenimi, şaşırmam yüzümden her türlü anlaşılırdı.
" bana bizi anlatan anıları hatırlatma hele de terk edişlerini asla "
kalkıp, karavandan bir hışımla çıkmıştı, ben ise etkisinde kalmış, yatakta hâlâ yatıyor vaziyetteydim. Hemen kalkıp, karavandan kimseye bakmadan, çıktım. Aslında gece daha hoş konsept fotoğrafları olur diye geceyi bekleyecektik." kahve ister misin? " Kulağıma gelen sesle, bir çift göz ve tebessüm yakalamıştım." çok iyi olur " Yanımdan ayrılıp, 2 kahveyle geldiğinde, birini bana uzatmış, karavana benim gibi yaslanmıştı.
" sana ne söyledi de ifadesiz kaldın çıkarken "
Jimin beni sanki çok iyi tanıyan ruh eşim gibiydi. Ona yakalandığımı anlamamla, gözlerimi kahveme dikip, bir yudum aldım. " her zamanki gibi kalbinden daha ağır sözler sarf etti " Dediğimde bu sefer kahvesinden yudum alan o oldu.
" asla gülmeyi bırakma "
Söylediği şeyi anlamaz şekilde ona baktığımda, göz kırpmış, gülümsememe sebep olmuştu. O anda jungkook'la göz göze geldik. Bana çok değişik bakmaya başladı, ondan gözlerimi çeksemde, bakışları hâlâ üzerimdeydi, hissediyordum bunu,
" o kız sevgilisi minji senden sonra ona tek iyi gelen kişi oldu yaralarını saran tek kişi ama sen tekrar geldin ve inan bana kafası çok karışık bunu ikinize bakarken anlıyorum az önceki bakışı da öyle sandra kafası çok karışık ama minji ile bitirse de seninle olur mu işte onu bende bilmiyorum "
Omzumu sıvazlayıp, yanağıma masum bir öpücük kondurdu. Tebessüm edip, üyelerin yanına gitti ve kahvemden daha koyu olan gözlerle baş başa bıraktı.
Kahvemden son yudumu alıp, etrafta çekim için konulan abajurları düzenledim. Kameranın önüne geçip, düzenleme yaptım. Konsept fotoğraflarına sonunda geçebilmiştik, saat gecenin 1'i olduğunda paydos verilmişti, kameramı çantasına koyup, arabama ilerledim. Tabi sadece bir adım atabildim, gerisi yere çakılmak oldu.Kameramı kontrol ettiğimde, bir kırılma yoktu ama ayağım kanıyordu. alışık olduğum için kalkmaya kalkmıştım. Asla beni kucağına alıp, götürücek biri veya bacağıma pansuman yapıcak biri olmayacaktı, çünkü o asla eskisi gibi değildi. Ayağımı umursamadan arabaya tutunarak kalktım. Bu sefer de başım zonklamaya başladı. Arabaya biner binmez, çantamdan haplarımı çıkarıp, hemen içtim en azından acıyı dindiriyordu.
Eve geldiğim an kendimi yatağa fırlatmış, olanları gözümün önüne getiriyordum. Bizi tekrar kazanacağım ölüm bana gelsede.
☘︎
Şirkete girdiğimde, odamın kapısını açmış ve şaşkınlık yaşamıştım. " beyler " Üyeler jungkook hariç, odamda bana bakıyorlardı. Ne işleri vardı cidden merak ediyordum.
" akşam yemeği vericez gelmenizi rica ediyoruz "
Sadece bunun için hepsinin geldiğini düşünmüyorum.
" ve jimin herşeyi anlattı hastalığını biliyoruz " Dediklerinde, jimin'e şok içinde bakıyordum. Pişman bir şekilde baktığında üyelere döndüm. " anladım peki tabi gelirim yemeğe teşekkür ederim " Yavaşça odamdan çıktıklarında, kendimi boşluğa fırlatmak istiyordum. Kamerayı boynuma asıp, telefonu arka cebime yerleştirip, odamdan çıktım.Çekimlere son verildiğinde, yemek konusu açılmıştı. Lüks bir yer olduğunu söyledikleri için eve gidip, üstüme özel günler için beğendiğim elbisemi giymiştim.
Siyah çanta ve ayakkabılarımla, arabama binip, restoranta sürdüm. Valeye anahtarı fırlatıp, içeri geçtim. Gördüğüm yüzlerle onlara doğru yürüdüm, bütün üyeler bana dönüp, hayranlıkla bakarken jungkook suyundan bir yudum alıyordu ama yudum bana bakmasıyla genzine kaçmıştı. Kıkırdadığımda sinirle soludu, menajer yoktu sadece üyeler vardı. Şaşırmıştım, oturup, siparişleri verdik. Telefonuma gelen bildirimlere bakarken, jungkook dikkatle beni izliyordu.
" izninizle "
Onların yanından ayrılma sebebim, karnımda oluşan kramp ve kasılmalardı, beynimdeki tümör organlarımı yönetiyordu resmen, lavaboya gittiğimde, aniden kendimi kusarken bulmuştum. Yüzüme su çarpıp, çıktım ama bir el aniden önümü kesti, iki el yanağımı tuttuğu an dudaklarıma aniden Jungkook'un dudakları baskı yapmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐀𝐥𝐥 𝐎𝐟 𝐌𝐞 ☘︎ 𝒋𝒋𝒌
Fanfictionkaranlık gökyüzünü aydınlatan deponun penceresindeki ayın ışığı yansıyordu yüzlerine, birbirlerine yakın olmaları ölümlerine sebep olsada kalpleri kenetliyken, bedenleri bıraksada fayda etmemişti bu durumu.... Başlangıç▪︎20.03.2020 Bitiş▪︎26.12.2020...