Sistem

5 1 0
                                    


Düşünmek için süre istedim. Bize de bir yatakhane verdiler. Her yeri detaylıca kontrol ettiğimde 3 ayrı dinleme cihazı ve iki ayrı da kamera bulmuştum. Hepsini kapıdan dışarıya, uzağa doğru attım. Sonra içeri geri dönüp yatağıma uzandım. Sarp da baş ucuma oturdu.

"Sanya."

"Hm."

"Tüm dediklerine inanıyor musun?" Ona doğru döndüm ve yüzüne baktım.

"Sen ne düşünüyorsun?"

"Bence o adam dedene inanıyor. Annen ve deden için söylediği şeyler içten değildi. Tıpkı o gün senin bana söylediğin gibi, inandırıcı söylenmiş içi boş sözlerdi." Sarp'ın hislerine güveniyordum. Yine de mantıklı gelmiyordu.

"Neden böyle bir şey yapsın ki?"

"İlk gördüğü andan beri seni sınıyor. Ne eğitimin var ve puanın kaç falan, kafasından puan veriyor sana. Özel kuvvetler için girdiğim sınavda öğrenmiştim bunu ve ben de hep yaptım."

"İyi de Sarp, alçakça saldırmak hem de aile bağları üzerinden, hatta şehitlik için bile yapmak, ne bileyim bu nasıl sınav ya!"

"İddialar o yönde olabilir ve henüz kanıtlanmamış olabilir. Sağdan soldan duyacağın şeyleri söylemiş olabilir."

"Ama mantıklı gelmiyor. Neden yapsın bunu? Yani sınav mantıklı bir cevap değil."

"Biliyorum, zaten beraberinde bir amacı da taşır bu tür sınavlar." Buna şaşırmıştım işte.

"Ne amacı?"

"Senden beklenen bir şey var ve bunun için de kinine ihtiyaç duyuyorlar. Sen orada hislerini gizledin doğru, ama kini gizleyemezsin Sanya. Kimse bu kadar güçlü bir duyguyu saklayamaz. O da fark etti ve benim de onda fark ettiğim zafer kazanmış gibi hissetmesiydi."

İşte bu ilginçti. Doğruldum yatakta ve ona baktım.

"İyi de buna neden ihtiyaç duyuyor anlamıyorum Sarp?"

"Tamam senin yolundan gidelim ve gerçekten senden nefret ettiğini düşünelim." Pür dikkat onu dinliyordum. "O zaman da aynı kapıya çıkıyor. Sana mecburlar. Mecbur olmasa insan nefret ettiği birini neden karşısına oturtsun ve laflarını yutsun. Orada dediklerin de yenilir yutulur cinsten değildi ayrıca. "

"Az bile dedim." omuz silkmiştim. Ona üzülmek gibi bir niyetim yoktu.

"Cidden he, kimsenin aklı yok mu fenaydı." diye araya girdi Barış. Hafifçe gülümsedim.

"Tamam senin dediğin gibi olsun Sarp. Bana mecburlar. Nedenini bilmiyoruz ama öyle. Tamam elimden geleni yapacağım, ama" İşaret parmağımı kaldırıp yüzüne dayadım. "Ama o adama güvenmiyorum. Bunu bil ona göre bak o adama. Sakladığı bir şey var onun, belki bizden belki herkesten bilmiyorum. O adama güvenmiyorum."

"Tamam, merak etme ona karşı dikkatli olacağım, tamam mı?" Kafamı salladım. Sarp'tan bir şey kaçmazdı. Tamam ben de az değildim, ama o adamla muhatap olurken dışarıdan bakan dikkatli biri her zaman bir kozdu. Yattığım yatağa uzandı ve beni de göğsüne çekti. Kollarına kendimi bıraktım.

Uyandığımda hala Sarp'ın göğsündeydim. Nasıl uyuduysam öyle uyanmıştım. Yerimden doğruldum ve iyice gerindim. Esneme şovum bittikten sonra Sarp'ın üzerine eğildim ve yüzüne küçük öpücükler bıraktım. Yüzüne yayılan gülümsemesini görünce, aynı etkiyi kendimde hissettim. Uyanmış, içi dolu gözlerle bana bakıyordu.

"Günaydın." dedim sevimli bir sesle. Yanıt beklemediğim bir yerden gelmişti.

""Günaydıın." Son eki uzatarak söyleyen kişi Barış'tı. Kafamı kaldırıp ona baktığımda, dirseğinin üzerine doğrulmuş bize bakıyordu. "Araya girmeseydim, uzun zaman önce izlediğim bir aşk filmini izliyor olacaktım sanırım. "

SanyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin