Ara Bölüm

20 5 13
                                        

Merhaba Arkadaşlar :)

Bir Ara Bölümle Karşınızdayım :)

Ara Bölüm olduğu için de kısa oldu biraz :)

En azından geleceğe dair ufak bir ipucu bırakma gerekliliği hissettim kendimde. 

Böylece sizlerde biraz tahminler yürütebilirsiniz. :) Eğer bir tahmininiz varsa bu satırın yorumuna ekleyin lütfen. :) =>

Değinmek istediğim bir diğer konu ise, tanıtım bölümünde köklü bir değişikliğe gittim. 

Onu da okuyup yorumlarsanız mutlu olurum :)


Ve tekrar bölüme dönecek olursak; Keyifli okumalar :)



Boydan boya bir İstanbul manzarası vardı karşısında. 

Tamamen camlardan oluşan evinin ortasında, kendi etrafında bir tur atması, tüm şehri gezmekten farksızdı adeta. 

Karşısındaki manzarada değişiklikler vardı. 

Cam duvarda bir yanıp bir sönen ışıklar, ara ara görünüp kaybolan görüntüler oluşuyordu. 

Elini uzanıp önündeki cam sehpaya yaklaştırdı.

 İşaret parmağı ile duvara doğru dik bir çizgi çizdi. 

Bu işareti ile birlikte, elinin altında ışıklar yandı.

Duvar manzarayı kapattı. 

Tamamen gri olmuş duvardan, üç heykel misali vücut ortaya çıktı. 

Kusursuz görünen bu vücutların tek bir noktasında bile pürüze dair bir işaret yoktu.

Grinin daha parlak bir tonuna sahipti renkleri ve gözleri, tıpkı bir heykel gibi çizilmemişti. 

Ortada bir ses yankılanmadı ancak, çıkan bedenlerden biri söze başladı:

"Efendim, bir sorun yok. "

Çizgi çizen el sehpadan havaya kalktı ve sonra da kapıya doğru uzaklaştı. 

Ardından kapının kapanma sesi odayı doldurdu. 

Grilerden biri masaya uzandı ve elin çizdiği şekli tersine çizdi.

Üç pürüzsüz beden, aynı anda çıktıkları duvara döndüler. 

Onlardan kısa sayılabilecek ama tıpkı onlar kadar etkileyici bir vücuda sahip diğeri göründü.

Başını eğmiş, öylece bekliyordu.

"Ne yaptın?" soru başını eğene sorulmuştu.

"Yapmam gerekeni." 

Yanıt, odadakilerinn mimiğine yansımamış olsa da, cevabın oldukça şaşırtıcı olduğu verilen tepkiden kolayca anlaşılabilirdi.

"Kim söyledi sana yapman gerekeni?"

" En başta böyle kodlandı."

"Dediğin anlaşılmadı!"

"En başta ben korumak için yaratıldım. "

"En baştan beri ne denirse onu yapardın, şimdi neden denileni yapmıyorsun?"

"En baştan beri denileni bilseydiniz, ne dediğimi anlardınız."

"Daha açık anlat!"

"En baştan beri siz, ben..." 

Kafasını ilk defa kaldırmış, karşısındaki renksiz yüzlere bakıyordu.

Bu sefer sesi daha net ve kararlı çıkmıştı.

"En baştan beri siz de ben de, itaat etmek için değil, yönetmek için yaratıldık!"



Beğenirseniz oylamayı, ve bir düşünceniz varsa da benimle yorumlarda paylaşmayı unutmayınız. :) 

Bir sonraki bölümde görüşünceye dek, sağlıcakla ve sevgiyle kalın :)

SanyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin