Kesitler arasında zaman farkı vardır!*
"Merdan!" boş odada bağırdı Nazlı. Gün ortasında Yamanın ağlamaları başlamıştı, gittikçe artıyor, asla kesilmiyordu. Öte yandan fazlasıyla ateşi de vardı. Nazlı çaresizce hekimi almaya giden yardımcı kızı bekliyordu, kızlardan birini de Ali Merdan'a haber vermesi için göndermişti.
Ağlayan bebeğiyle birlikte Nazlı da ağlamaya başladı, göğsüne yaslamış, sırtını sıvazlıyordu ama nafileydi. Zaman geçmiyor, kimse gelmiyordu. Yamana bir şey olursa ne yapardı Nazlı?
Odanın büyük kapısı kırılırcasına açıldı, Ali Merdan'ın heybetli bedeni kapıda göründü. Gördüğü manzara ardından telaşla düştü, o da hekimi çağırması için bağırdı yardımcısına. Yamanın uzaktan dahi belli olan ateşi havaleye dönmesin diye kucağına aldığı gibi hamama koştu. Minicik beden çatlarcasına ağlıyordu kollarında.
Nazlı hemen kocasını takip etti. Ne yapacağını bilemiyordu. Ateşini düşürmek için Yamanın üzerini çıkarmış, ıslak bezler koymuştu her yerine. Ama ne ağlaması dinmişti ne de ateşi düşmüştü. Oğlu ağladıkça Nazlı da ağlıyordu.
Ali Merdan telaşla girdi hamama. Her daim sıcak su bulunan altı yanık kazanlardan sıcak su aldı ve Yamanı yıkadıkları küvete döktü. Yanında yüzü gözü yaşlar içinde olan karısını görünce içi kötü oldu ama acele etmesi gerekliydi. Oğlu bir yerde ağlıyor, karısı bir yerde ağlıyordu.
"Nazlım. Ilıştır hemen suyu havale geçirecek."
Nazlı kocasının sözlerini duyunca unuttu kendini. Havalenin sonuçları çok ağır olabiliyordu. Nasıl gittiğini bilemeden kendini küvetin yanında buldu. Hemen soğuk su katıp Yamanın ayarına getirdi suyun sıcaklığını.
Oğullarını bırakmaya çalıştılar suyun içine. Yaman ayağına değen soğuklukla can havliyle sarıldı babasına, daha çok ağlamaya başladı. Minik elleri babasının iri ellerine tutunmuş boğazı yırtılırcasına tiz çığlıklar atıyordu.
Nazlının anne yüreği dayanamadı oğlunun çığlıklarına. Hemen biraz daha sıcak olan bir su hazırladı. Yamanın vücudunu alıştıra alıştıra ıslatırlarsa belki bu kadar ağlamazdı, Nazlının da yüreği dağlanmazdı.
Daha sıcak olan suyla Yamanın ağlaması biraz olsun dindi. Artık sessiz mırıldanmalarla ağlıyor, sürekli iç çekiyordu. Kıpkırmızı olmuştu küçücük çocuk.
Bu arada Beyhan Bey gelmiş, hemen arkasından Selime ve Sefir de gelmişti. Hekimin şehir içinde ağır bir hastaya baktığı söylendi. Başka Hekim getirilene kadar Nazlı ilgilendi oğluyla. Sonra Yaman tekrar ağlamaya başladı, bu kez de Ali Merdan girdi araya, oğlunun ağlamasını dindirmeye çalıştı.
Sonra gözüne bir şey çarptı. Elini yavaşça kaldırıp Yamanın kızaran damağında dokundurdu. Eline pütürlü ve sert bir yapı gelince yüzündeki keder gitmeye başladı. Hemen karısına döndü.
"Nazlı!! Yamanın dişi çıkıyor."
Selime Hanım sevinçle konuştu gelininden önce. "Zamanı da geldiydi artık. Oy benim Yamanımın damağı mı yarılıyormuş."
Sefir ters ters baktı Selime'ye. Sonra da tüm ilgisini küçük oğlana vererek sessiz kaldı.
Nazlı da aynı kocası gibi Yamanın damağında dokundurdu elini narince. Oğlunun zaten canı yanıyordu, bir de kendisi eklemek istemiyordu. Aynı pütürlü, sert yapı eline gelince gülerek kocasına döndü. İkisi de aynı mutluluğu paylaştılar. Sevinçleri gözlerinden dahi okunuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VALİNİN OĞLU (TAMAMLANDI)
Tarihi KurguValinin Oğlu| TAMAMLANDI Odunculuk işi yapan Veysel bir gün küçük kızının ısrarlarına dayanamayarak onu da yanında götürür ve askerlerin önünü kesip Vali'nin kaybolduğunu söylemesiyle tedirgin bir güne başlar.. Günün devamında odun için gittiği ye...