Απόκριες

172 14 12
                                    

•••BÖLÜM DÖRT: CADILAR BAYRAMI

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•••
BÖLÜM DÖRT: CADILAR BAYRAMI


Hayat. Neydi hayat? Hayat pisliklerle doluydu, hayat güzelliklerle doluydu. Mutlu olmak için hayata mutlu bakmak gerekirdi. Neden ben sadece kötü taraflarını görebiliyordum? Dünyadaki çoğu insana göre çok şanslıydım. Normal ve standart bir hayatım vardı. Beni destekleyen bir ailem, ve bir kaç arkadaşım vardı. Dört dil biliyordum. İyi bir üniversitede okuyordum. Sağlıklı biriydim. Ancak mutlu değildim. Niçin mutlu değildim? Hayat bu muydu? Ya hiç bir şeye sahip olmadan mutlu ölecektin, ya da varlıklı olup mutsuz ölecektin. Hayat bu kadar basit olamazdı. Ya da olabilir miydi?

Bakışlarımı uzun zamandır çalınmamış olan gitardan çekip ayakkabılarımı giyip alt katımda oturan Clara'nın dairesinin önüne geldim. İçerden çok güzel kokular geliyordu. Her öğün mısır gevreği yiyen birinin evinden böyle güzel yemek kokularının gelmesi beni şaşırtmıştı.

Kapıyı açan Clara bana sarılıp geçmem için kapıyı açtı. Mutfaktaki kahvaltı masasını görünce yüzümde şaşkınlıkla karışık bir gülümseme oluşmuştu. "Vayy. Ne oldu bugün sana? Sanırım kahvaltı için bayat kuruvasanlara gerek kalmadı."

Clara'nın karşısındaki sandalyeyi çekip oturdum. Biz yemeğe başlamışken içeri giren Mark'la olayı kavramıştım. "Günaydın." dedim. O da aynı karşılığı verince oturmak için yeltendiğinde Clara ayağa fırlayıp Mark'ı durdurdu. "Bence sen gitsen iyi olur." dedi. Mark şaşkınca bakmaya başladı.

"Eh, bunları sana hazırlamıştım ama kısmet Alaska'yaymış. Şimdi arkadaşımla beni yalnız bırak." dedi ve Mark'ı omuzlarından tutup kapıya yönlendirdi. "Peki. Ama intikamımı alacağım. Size afiyet olsun bayanlar." dedi ve çıktı. Clara tekrar karşıma oturdu.

"Bu kadar kaba davranmak zorunda değildin." dedim. Mark ile Clara sevgili değillerdi. Daha çok flörtlerdi. İkiside ciddi ilişki istemiyordu bu yüzden arada takılırlardı böyle. Biraz şımarık biriydi ama centilmen bir adamdı. Tabi bazen çenesi düşünce çekilmez oluyordu. "Dün geceden beri onun çenesini çekiyorum. Daha fazla dayanamazdım."

Karşılık olarak kıkırdamıştım. "Dün akşam bana dediğin şu mutlaka izlemen gerekiyor dediğin İron Man filmini izledim." dedim. "Ee?" dedi Clara. "Aslında Robert Downey Junior'ı severdim. Zodiac filminde bir harikaydı ancak-"

"Fikrini ne değiştirdi peki?" diye sordu.

"Filmde itici piç herifin tekiydi." dedim. Bunun üzerine kafama atılan kaşıkla ağzımdan acı dolu bir inilti çıktı. "İron Man'i yapan zaten bu. Ayrıca herkes piç heriflere bayılır."

"Bu aralar herkese pelerin giydiriyorlar. Bence Zodiac çok daha güzel bir filmdi." dedim. "Hollywood nasıl para kazanacağını her zaman biliyor." diye ekledim. "Bugün keyfin yerinde sanırım." dedi.

"Sanırım."

"Birlikte geçirdiğimiz beş yılda hep senin bipolar olduğunu düşünmüşümdür." dedi. "Fikrini ne değiştirdi peki?"

Uyumsuz Hayaller | Cameron MonaghanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin