Λεπτομέριες

282 20 25
                                    

Bölüm şarkısı; Dolu Kadehi Ters Tut-Kaçar Gider

Bölüm şarkısı; Dolu Kadehi Ters Tut-Kaçar Gider

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  •••
BÖLÜM İKİ: AYRINTILAR

  Karanlık. Her şey, her yer karanlık. Umut, sevgi, aşk... Hepsi karanlık. Sadece hayaller var. Gerçek olmayan hayaller. Bir iç bunalımda doğmuşum ben. Kimsenin olmadığı, kimsenin konuşmadığı. Puslu bir duman var kalbimi saran. Boğuluyorum. Kendi intiharımı hazırlıyorum...

Elimdeki beyaz gülü evire çevire inceliyordum. Bu gül bana 'Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'nu' hatırlatmıştı. Yol kenarında çiçek satan bir kadından almıştım bu gülleri.  "Ama kim... peki şimdi kim yaş günlerinde beyaz güller gönderecek sana? Ah, vazo boş kalacak,senede bir güne yakınında dolaşan o küçük nefes, o küçük esintide yok olacak!"

Yüzümde oluşan küçük tebessüm ile birlikte yanıma aldığım beyaz gül ile dışarı çıktım. Her gün olduğu gibi üniversitenin içine girip aynı koridorlardan geçerek derse girdim. Gülümü sıranın üstüne koydum ve ders anlatan öğretmeni dinlemeye çalıştım. Ders çıkışı yine aynı tablonun önünde farklı düşüncelere dalmışken yanıma birinin geldiğini hissetmemiştim bile.

"Güzel bir tablo değil mi?" diye sordu dün tanıştığım Joseph. Bir kaç dakika sonra cevap verdim. "Güzel değil. Gerçek bir tablo." Anlamamışçasına yüzüme bakmaya başladı. Hoş, zaten anlamasını beklemiyordum. "Her gün bu tablonun önünde bekliyorsun." 

"Evet, kendime hatırlatıyorum." dedim ve dışarıdaki elektirikli bisikletime binip Santa Monica'ya doğru yol aldım. Bugün doğum günümdü. Yani doğum günümüzdü. Türkiye'deki ikizim Arda ile. Santa Monica'ya vardığımda göz alıcı bir sahil ve büyük bir lunapark beni karşılamıştı. Burası yılın her mevsimi soğuk olurdu. Bu yüzden insanlar genelde buraya yazın gelmeyi tercih ederdi.

Henüz gündüz olduğu için çoğunlukla turistler vardı. Sahildeki kafelerden birine oturdum ve bir kahve söyleyip kitabımı okumaya başladım. Yanıma kaç kez bitirdiğimi hatırlamadığım 'Hamlet' kitabını almıştım. 

•••
Sessizlik. Santa Monica sahilinde sessizce kitabımı okuyup kahvemi yudumlayarak kendimce doğum günümü kutluyordum. Telefonumun çalmasıyla bu sessizliğin daha fazla uzun sürmeyeceğini anlamıştım. Her lanet yıl aynı şey oluyordu.

Aramayı reddetmeme rağmen üst üste üç kere arayan Clara sabrımı tüketmişti. "Ne var?" diyerek sinirle açtım telefonu. "Neredesin? Seni tam beş kez aradım. Konum atta doğum gününü kutlamak için yanına bir kaç kişi getireyim."

"Clara, her yıl aynı şeyi yapıyorsun. Her doğum günümde beni arayıp yanıma arkadaşlarını getiriyorsun ve bende beş dakika oturup kalkıyorum."

"Bu sene az kişi getireceğim. Hem Cameron setten çıktı o da gelir belki."

"Clara daha dün tanıştığım insanlarla doğum günümü kutlamayacağım."

Uyumsuz Hayaller | Cameron MonaghanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin