•••
BÖLÜM YEDİ: DANS VE MÜZİK MELODİLERİOn dört yaşımdaydım seni ilk gördüğümde. Öylesine kanalları değiştirirken karşıma çıkmıştın. Gözlerine bakmıştım ilk. Yeşilin en güzel tonu olan gözlerine aşık oldum ben ilk. Turuncu saçlarına takıldı sonra gözlerim. Seni izlemeye vakit bulamadan değişmişti ekran. Günler, haftalar, aylar geçti. Hayallerim yeniden şekil almaya başlamıştı. Bir kaç hafta sonra hayatımın vazgeçilmez bir parçası olmuştun. Okulda, evde, her yerde seni düşünüyordum. Ergenlik hayranı mıydı bu? Yıllar sonra seni kanlı canlı olarak ilk gördüğümden miydi yoksa?
Yattığım yerden kalkıp saçlarımı karıştırarak mutfağa girdim. Basit bir kahvaltı hazırlayıp üstümü giyinmek için odama girdim. Lacivert bir gömlek ve siyah bir pantalon giyip elimdeki telefonumla kahvaltı etmeye başladım. Çantamı tek omzuma takıp mavi elektirikli bisikletime binip üniversiteye doğru gitmeye başladım. Kapıdan içeri girip çocuk psikapotolojisi dersine girdim.
Bayan Clarke'in dersiydi. Yaşlı ama oldukça tatlı bir bayandı. Başımı elime yasladım ve dersi dinlemeye başladım. Bazı anlar vardır, gerçeklikten koptuğun. Huzuru hissettiğin. Şu an istediğim tek şey kulaklıklarımı takıp gözlerimi kapatmak ve hayallere dalmaktı. Tabii ki öyle olmadı.
Ders çıkışı bakışlarımı kendini asmış kızın portresine diktim. "Tabloyu o kadar detaylı inceliyorsun ki eğer tablo insan olsaydı tacize uğradığını falan hissederdi herhalde."
Joseph'in sözlerine karşın kıkırdadım ve beraber çıkışa doğru yürümeye başladık. Sessizce çıkışa doğru yürümüştük. "Görüşürüz." dedim ve elektirikli bisikletime binip evime gittim. Kapıyı açıp içeri girdiğimde çantamı bir kenara fırlattım ve üzerimi değiştirmeden bilgisayarımın başına oturdum. Biraz haberlerde gezindikten sonra blog hesabıma girip bir takım yazılar okumaya başladım.
"Gökyüzünü izlemek ya da gökyüzüne dokunmak."
Yüzümdeki tebessümü silip bilgisayarı kapattım ve çalan telefonumu cevapladım. "Alo, Alaska nasılsın?"
"İyiyim, sen?"
"İyi bende, bu akşam geliyor musun? Saat sekiz gibi bir bara gideceğiz."
Alt dudağımı dişleyip düşünmeye başladım. Tamamen aklımdan çıkmıştı. "Orada mısın?" "Evet, buradayım. Olur gelirim. Sen konum atarsın."
Telefonu kapattım ve derin bir nefes aldım. O da orada olacaktı. Ve Lauren'de. Kendime bunu yapmayı kesmeliydim. Şimdiden kararımdan pişman olmuştu. Ellerimi kısa kıvırcık saçlarımın arasından geçirdim ve derin bir nefes verdim. Sadece eğlenmeye çalış Alaska...
•••
Akşam üzeri odama girip üstüme düz beyaz bir gömlek giyip Clara'nın kapısının önüne gelmiştim. Kapı açıldığında kapıyı kilitleyip birlikte arabaya doğru gittik. "Hava bugün pek güzel değil." dedi Clara.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyumsuz Hayaller | Cameron Monaghan
Fanfiction(Bir Cameron Monaghan Fanfiction'ı) Ölü ruhların dans ettiği bir sonbahar akşamında, ekilen çiçekler solmuş. Solan çiçekler özlemiş en çok, bir ceset çiçeğiyle değiştirmiş yerini. Göz yaşlarının arasında bir feryat kopmuş, bir insan katletmiş kendin...