Bölüm 1

20.5K 452 119
                                    

  Seriye başlamadan önce belirtmek isterim ki, bu benim yazmış olduğum ilk kurgu. Bazı yerlerde yazım yanlışları olmuş olabilir, yakın zamanda düzeltmeyi düşünüyorum. Beğendiyseniz vote atabilir, veya küçük bir yorumla bana destek olabilirsiniz. Dm kutum daima açık, sorularınızı sorabilir, sohbet de edebiliriz. Eğer kitap tanıtımı yapmak isterseniz de dm yoluyla atabilirsiniz. Profilimde paylaşacağımdan kuşkunuz olmasın.
   Serinin devamı olan kitabımı şimdilik yayından kaldırdım. Yakın zamanda bilgisayarım elime ulaşınca ufak tefek değişiklikler yapıp yeniden yazacağım. İyi okumalar dilerim...


Saat akşam 19.00'du. Anne ve babam hasta oldukları için bugün apartmanın işlerini benden yapmamı istemişlerdi. Aslında yapmam gereken çok iş vardı fakat onları kıramadım. Onlar benim için gerçekten çok uğraşıyorlardı.

J bloğun çöplerini topladıktan sonra sitenin dışındaki çöp kutusuna doğru ilerledim. Aylardan ekim olduğu için hava gerçekten soğuktu. Üstüme eskimiş, ince kıyafetler giydiğim için kendime lanet okudum. Çöp alırken asla kendi kıyafetlerimi giymez, eski ve değersiz kıyafetleri giyerdim. Bugün de bunun acısını çekiyordum.

Sonunda çöpleri, çöp kutusunun yanına bırakabilmiştim. Fakat hemen mutlu olamazdım çünkü daha çöp alınması gereken bir bina daha vardı.
Hava soğuk olduğu için normalden daha hızlı bir şekilde K bloğuna yürüdüm. İçeri girince sıcak hava gerçekten bana iyi gelmişti. Bir süre zarfların konulduğu dolaplara arkamı yasladım ve gözümü kapattım. 'Keşke şu an sıcak yatağımda olsam' diye düşündüm.

Bina 5 katlıydı ve asansör bulunmuyordu. Bir elimde çöp poşetleri, diğer elimde ise kocaman bir çöp kutusu vardı. Poşetler geri dönüşüm çöpleri içindi. Diğer çöp kutusuna ise normal çöpler atılıyordu. Hızlıca merdivenleri çıkmak istiyordum fakat 3. Katta aşırı yorulduğum için yavaşlamam gerektiğini hissettim.

En üst katta Mukaddes teyze oturuyordu. Her zaman bize bağırır ve azarlardı. Her gün mutlaka onun yanına iki kere gider ve onun dertlerini dinlerdim. Ses edemezdim çünkü bir şey dersem ailem bundan kötü etkilenebilirdi. Bugün de geç kaldığımı söyleyerek bana bağırdı. Cevap vermeden elindeki çöpleri aldım ve "İyi akşamlar efendim." dedim. Arkamdan bağırmasına rağmen aşağı kata indim ve çöpleri toplamaya devam ettim. Her gün insanlar gittikçe iğrenç şeyler atıyordu. Kedi kumu, bebek bezleri ve daha niceleri... Bu hayattan çok bıkmıştım fakat elimden gelen bir şey yoktu. Annem kanser olduğu için paraya ihtiyacımız vardı. Ve eğer burada çalışmazsak annemin masraflarını ödeyemezdik.

Sonunda bu apartmanın da çöplerini almayı bitirmiştim. Bu apartman J bloğa göre daha fazla çöp biriktiriyordu. Çöpleri taşımam merdivenlerden aşağıya indikçe zorlaşıyordu.

Sitenin dışına, çöp kutusuna doğru ilerlerken ilk önce yolda araç var mı diye kontrol ettim. Tam önümde siyah bir araba duruyordu. Bir süre geçmesini bekledim, yaklaşık 5-6 saniye sonra onun oradan ayrılmayacağını anladım ve karşıya geçtim.

Çöp kovasının içini bir anda boşaltamazdım. Bu yüzden tek tek boşalttım. En sonunda tek kullanımlık eldivenimi de çıkartıp çöp kovasına attım.

Yeniden karşıya geçecekken siyah arabanın camı açıldı. İçeride daha önce görmediğim bir adam vardı. Karanlıktan dolayı yüzünü göremiyordum. Bana bakarak yanındaki birine bir şeyler söyledi. Bana bakmayı kestiği anda hemen sitenin içine girdim. Geri dönüşüm çöplerini de aldıktan sonra eve doğru yürüdüm. Eve doğru yürürken o arabadaki insanların kim olduğunu çok merak ettim. İçimde kötü bir his de vardı. İlk kez gördüğüm insanların bende bu şekilde bir etki bırakması saçma gelince bu his de yok oldu.

Apartmanın deposuna indim ve geri dönüşüm çöplerini bıraktım. Elimdeki fazladan poşetleri kenara koyup deponun diğer çıkışından eve doğru çıktım. Anahtarı kilide sokup çevirdim. Evde sessizlik vardı. Annemle babam sobanın yanında kıvrılmış uyuyorlardı. Onları cidden çok seviyordum. Onlardan başka kimsem yoktu. Onlar için okulu bırakmış ve iki işte birden çalışmaya başlamıştım. Mimar olmayı çok istiyordum fakat ailemden değerli değildi. Hemen annemle babamın üstüne bir battaniye örtüp banyoya gittim.

Ellerimi yıkadıktan sonra aynada kendime baktım. Terlemiş ve kıpkırmızı olmuştum. Saçlarım dağılmış, üstüm basım pislenmişti. Fazla güzel bir kız değildim. Orta boyda, kumral bir kızdım. Annem bana her zaman güzel olduğumu söylerdi. Fakat bunu pek umursamazdım. Güzellik karnımı doyurmazdı. Bazen...aynaya bile bakmazdım.

Kıyafetlerimi değiştirdim ve saçımı düzgünce topladım. Hemen odama gidip yatağıma yattım. Hiçbir şey yapmadan sadece tavanı izledim. Bugün başıma gelenleri düşündüm.

Sabah saat 05.00'de kalkıp çalıştığım markete gitmiştim. Akşam 16.00'ya kadar çalışmıştım. Ve o gün sayım olduğu için ekstra yorulmuştum. Marketteki işim bitince part-time çalıştığım bir mağazaya gittim. Normalden erken çıktım ve eve gelip direkt çöp almaya çıktım. Bugün doğru düzgün yemek bile yiyemeden geçmişti. Bazen keşke günler daha uzun olsa diye düşünüyordum...

Bir süre dinlendikten sonra masamın başına geçtim. Ne olursa olsun üniversite sınavlarına çalışıyordum. Bu sene annem tedavi görebilirse, ben de sınava girip üniversiteye başlamak istiyordum. Ne kadar geç olursa olsun eğer istersem her şeyi yapabilirdim. Bu yüzden ne olursa olsun çalışmak zorundaydım.

Uzun bir süre sonra camımdan bir ses geldi. Camı açtım ve kim olduğuna baktım. Apartman yöneticisi gelmiş, bana bağırıyordu.
"Hem burada bedava yaşıyorsunuz hem de her dakika ışığı açık bırakıyorsunuz!"
Birden bire böyle bir şeyle karşılaşacağımı düşünmemiştim. O an sadece "Özür dilerim, kapatırım." diyebilmiş ve ışığı kapatmıştım.
Burada görevli olduğumuz için elektrik ve su faturasını,aidat yoluyla burada oturanlar veriyordu. Bu yüzden sürekli bize laf ediyorlardı.
Işığı kapattım ve bir mum yaktım. Mum ışığında ders çalışamazdım. Bu yüzden sadece mumun yanışını izledim. Ve hayal kurdum... Eğer daha güzel bir hayatımız olsa nasıl olurdu acaba? Annem iyi olurdu, ben çalışmak zorunda kalmazdım. Babam geceleri annemin başında ağlamazdı...

Bir süre hayal kurduktan sonra muma üfledim ve yatağa geri döndüm...

Sabah

Sabah alarmın sesine uyandım. Saat sabahın beşiydi, hemen kalkıp banyoya gittim. Yüzümü yıkadım ve üstümü giyindim. Mutfağa gittiğimde, dolapta hiç yiyecek olmadığını fark ettim. Sadece birkaç parça peynir ve bir kavanoz zeytin vardı. Bugün çalıştığım yerden biraz yiyecek almayı zihnime not ettim. Aslında bir şeyler yemeyi düşünüyordum fakat ben şimdi bu peyniri yersem, annem ve babam bir parça peynirle kahvaltı edebilirlerdi. Bu yüzden bir günlüğüne aç kalmayı tercih ettim.
Dışarı çıktığımda bütün site, hatta sokak bomboştu. Tek bir araba bile yoktu. Bu saatte bu kadar araba nerede diye endişelendim. Sanki dünyanın sonu gelmiş gibiydi...

Çalıştığım market biraz uzaktı. Yaklaşık 20 dakika yürüdüm. Her sabahki şeylerle karşılaştım. Köpek gezdiren yaşlı amcalar, spor yapan teyzeler, çocuklarını yollayan anne babalar...
Sabah yürümek aynı zamanda uykumu açıyordu. Eğer normal bir hayatım olsa, sabah yürüyüş yaparak güne başlardım. Böyle hayaller kurarak yürümeye devam ettim. Marketin önüne geldim ve kepenkleri kaldırdım. Tam marketin kapısını açarken birisi bana seslendi:

"Neden kahvaltı etmedin Güzelim?"

Merhabalarr. İlk kez hikaye yazıyorum. Eğer hatalarım varsa kusura bakmayın 😚✌️

Karanlık ve AydınlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin