Kapı açıldı. Karşımdakini gördüğüm anda ağzım açık kaldı. Atalay buradaydı. Onu görünce kaçmak istedim ama Elif'e ne olduğu beni çok meraklandırdı. "Elif nerede?!"
Yüzüme bencil bir şekilde baktı. Dudakları kıvrıldı. "Güzelim senin soruların ne saçma böyle?" Üstüme üstüme gelmeye başlayınca soğukkanlı bir şekilde bende onun üstüne gittim. Sinirle ona baktım. "Sana bir soru sordum!" Şaşırmış görünüyordu. Gülümsemesi daha da büyümüştü. "Benim minik kaplanıma bakın siz..." O kadar yaklaşmıştı ki neredeyse burun burunaydık. Simsiyah gözlerini bana dikmiş. Sivri burnu yüzümde bir gezintiye çıkmıştı. Hiçbir şey yapmadan bekliyordum. Tam dudakları dudaklarımın üstüne gelecekken kasıklarına bir tekme attım. Acıdan kıvranırken hemen içeri girdim ve kapıyı kapattım. Kapıyı kilitledikten sonra hemen içeriyi aradım. Elif hiçbir yerde yoktu. Son çare banyoya baktığımda şok oldum. Kanlar içinde küvette yatıyordu...
Geri geri giderken yere düştüm. Her yerim titriyordu. Felç geçirmiş gibiydim. "Arkadaşın çok zorladı bebeğim. Bizde mecbur hallettik." Arkama baktığımda Atalay'ı gördüm. Gülümsüyordu. Beni kucağına aldı. Ben çırpınmaya başladım. Herkesten yardım istedim. Fakat koskoca sokak bomboştu. Beni siyah bir arabaya bindirdi ve elimi bağladı. Ağlayarak ona yalvarsam da beni dinlemedi. En sonunda burnuma bir mendil yaklaştırdı...
⭐
Uyandığımda kapkaranlık bir odada uyandım. Perdelerden halılara, yastıklardan dolaplara kadar her yer simsiyahtı. Yatak siyah perdeyle örtülmüş camın önünde duruyordu. Yatağın yanında minik bir heykel vardı. Genç bir insan heykeliydi bu. Heykelin boynunda altın bir zincir asılıydı. Odanın sağ tarafında da bir dolap vardı.
Tam yataktan kalkacakken elimin yatağa bağlı olduğunu farkettim. Her ne kadar çözmeye çalışsam da yapamadım. Tam bir elimi ipten kurtarmıştım ki odaya birisi girdi. Ellerimdeki ipten çekerek beni bir yere götürdü. Her ne kadar hareket etmeye çalışsam da edemiyordum. Yapabildiğim tek şey yürümekti.
"Bırak beni! Nereye götürüyorsun Allah'ın cezası?!!!" Önümdeki adam asla konuşmuyordu. En sonunda beni bir çalışma odasına itti ve gitti. Odada birçok kitap vardı. Hemen elimdeki ipi kesebilecek bir şey aramaya başladım. Odadaki dolaplardan birinde bir silah buldum. Nasıl kullanacağımı bilmediğim halde elime aldım. Şaşırtıcı derecede ağırdı. Ve ellerim bağlıyken kullanmak zor olacaktı. Silahı kapıya doğrulttum. Kapı yavaşça açıldı.Atalay şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Elimdeki silahı daha da sert sıkıyordum. "Beni eve götür hemen!"
Atalay bu sözlerim üzerine kocaman bir kahkaha patlattı. "Zaten evdeyiz sevgilim. Hadi ateş et bana. Acıma!" Üstüme üstüme gelmeye başlamıştı. En sonunda ona bir el ateş açtım. Fakat silah sektiği için mermi duvara gitmişti. Bunun üzerine Atalay daha da keyiflendi. Ve bir anda üzerime atladı. "Eline ne yakışıyor bu silah... Zaten kendi kendine bu kadar Güzelken birde silah falan tutup daha da seksi olma..." Burun burunaydık ve nefesini yüzümde hissediyordum. Dudakları dudaklarıma değdi. Kendimi geriye çekmek istiyordum ama gidebilecek bir yer yoktu. Duvara yapışmış haldeydim. Beni öpmeye çalıştığında hareket etmeye çalışıyordum. Ve birden ağzımdan bir mırıldanma çıktı, "S-Savaş..." Bunu söylediğime inanamadım. Atalay da inanamamış olacak ki boynumu sıkmaya başladı. "Utanmadan nasıl başka bir erkeğin adını ağzına alabilirsin lan!!!" O an öleceğimi düşündüm ve son duamı etmeye başladım. Nefesim gittikçe daralıyordu. Tam bilincim giderken silah sesleri duyuldu."Atalay!" Bu ses Savaş'ın sesiydi. Beni kurtarmaya gelmişti. Atalay beni bıraktı ve odadan çıktı. Gözlerim kararıyordu, bende kendimi serbest bıraktım...
"Buradayım, sakın uyuma tamam mı!"
"Aslıhan!!!!!"⭐
Boynumdaki ağrıyla uyandım. Ellerimle boynumu uvaladım. Gözlerimi açtım ve etrafa baktım. Ortalıkta kimse yoktu. Bilmediğim bir odaya getirilmiştim. Beni kim nereye getirdi bilmiyordum. Sakince odanın kapısını açtım. Burası Savaş'ın eviydi. Önümdeki kapısı açık odaya baktım. Odada kimse olmadığı için aşağı inmeye karar verdim. Yemek masasına doğru ilerledim. Masada oturan ve viski içen Savaş'ı gördüm. Yanına doğru gittim. Onun hemen yakınındaki sandalyeyi çekip yanına oturdum. Ona meraklı gözlerle bakıyordum. O ise bana hayal kırıklığı ile bakıyordu. Boynumdaki izlere baktı. Sinirliydi. Bardaktaki son viskiyi de kafasına dikti ve yanımdan ayrılıp yukarıya çıktı. Onun bu hareketi beni salak gibi hissettirdi. Peşinden gitmeyi düşününce beni tersleyeceği aklıma geldi. Ama umursamadan yanına gittim. İlk önce çalışma masasına baktım. Burada olmadığını görünce hemen onun odasına çıktım. Odası benim odamın yanındaydı. Yavaşça masayı açtım. Savaş gömleğinin düğmelerini açmış, yatakta geriye doğru yaslanıyordu. Gözlerini benim her zaman izleyip huzur bulduğum ağaçlara dikmişti.
Yavaşça yanına doğru ilerledim. Ve yatağa oturdum. Sonra konuşmaya başladım. "Teşekkür ederim." Sesim bir fısıltı gibi çıkmıştı. Yavaşça kafamı kaldırıp ona baktım. O benden tarafa bakmıyordu. Bende susmaya karar verdim ve onunla beraber sessizce rüzgarla sallanan yaprakları izledik. Yavaştan güneş batıyordu. Ağaçların arkasında sarının en güzel tonları turuncuya çalıyordu. Arada Savaş'a bakıyordum ama o ifadesiz suratını asla bana çevirmiyordu. "Özür dilerim" dedim ve yataktan kalktım. Kapıya doğru yöneldiğim sırada Savaş hızla beni kendine çekti. Beni yatağa yatırdı ve beni öpmeye başladı. Onun öpücükleri Atalay'ınki gibi iğrenç değildi. Hatta zevk alıyordum. Onun öpücüklerine karşılık vermeye başladım. Gömleğinin yakasını sıkıca kavradım. Onun elleri benim boynumda geziniyordu. Dudaklarımı öpmeyi bırakıp boynuma doğru yöneldi. Bense onun yakasını daha fazla sıkmaya başladım. Öpücükler bittiğinde gözlerimiz buluştu...
"En büyük zaafimsın..."
Bunu duyduktan sonra gözlerim yavaşça kapandı. Ona sarhoş gibi baktım. Ondan gelen içki ile karışmış toprak kokusu beni gittikçe eritiyordu. Gittikçe güçsüzleşiyordum. Olanlar aklıma geldikçe minicik oluyordum. Elif, annem, Atalay... Sonunda kendimi ona bıraktım. En çok korktuğum adama...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık ve Aydınlık
Chick-LitKapıcı kızı Aslıhan bir gün ailesi yüzünden başka bir adamla evlenmek zorunda kalır, ancak onunla gerçekten evlenecek midir? Yoksa bir mafyanın yardımı ile bu durumdan kurtulacak mıdır... Klişelerin aksine, karakterlerin ruhlarını hissedeceğinize g...