Bölüm 27

1.8K 56 7
                                    


  Genç kız şirkete girdi. Korumalar teker teker dizilmiş, genç kızı bekliyorlardı. Hemen genç kız birinin yanına gidip konuştu.
"Haberler nasıl?"
"Efendim, Savaş Bey neredeyse 2 milyon lira kaybetti. Ayrıca yedi tane şirket ile de anlaşmalarını feshetti."
Genç kız memnun bir şekilde gülümsedi. Cebinden bir çek çıkardı ve korumaya verdi. "Aferin koruma Bey. Artık favorimsin. Gel benimle."
  Adam hızlı adımlarla genç kadını takip etti. Asansöre bindiler. Genç kız en üst kata çıkmak için düğmeye bastı ve korumayı inceledi. Kocaman kolları olan korumayı süzdü. Adam asansörün kapısının eni genişlikte omuzlara sahipti. Kare şeklinde bir yüzü vardı. Gözünün kenarında bir yara izi vardı ve çekici görünüyordu. Aslıhan içinden geçirdi. 'o kadar uzun zamandır biriyle birlikte olmuyorum ki bu adama bile düştüm.'

  Genç kız kafasını dağıtmak için telefonu açtı. Ortaklarının mailleri olduğunu görünce telefonu indirdi. Odasına geçince tabletini açtı ve maillere cevap verdi. Koruma kızın odasının kapısında bekledi. 
  Genç kız öğlene kadar kafasını kaldırmadan çalıştı. Koruma onu izledi ve gizlice bir fotoğraf çekti. Fotoğrafı Savaş'a gönderdi ve dikilmeye devam etti.
  Genç kız o kadar yoğundu ki fotoğrafının çekildiğini hiç hissetmedi. Önündeki dosya yığını asistanı sayesinde biraz daha azalınca yemek yemeye karar verdi. Korumasını da yanına alıp eskiden babasıyla geldiği restorana girdi.
  "Gel bakalım birlikte yiyeceğiz."
"Efendim bu hoş olmaz. Patronumsunuz siz." Adam aslında kadından değil Savaş'tan korkuyordu. Zorla sandalyeyi çekti ve oturdu.
  Birlikte tatlı bile yediler. Genç kadın adamla sohbet etmeye başladı. Gündelik şeylerden bile hararetle bahseden genç kadından cidden hoşlandığını hissetti adam. Fakat içinde vicdan azabı da vardı.

  En sonunda ayrıldılar. Soğuk hava kızı ürpertti. Koruma ceketini patronuna verdi ve arabaya doğru ilerledi. İkisi birlikte  arka koltuğa oturdular. Genç kız telefonundan yine işle ilgili evraklara baktı. Sonra bir bildirim geldi.

Cemile: Akşam bekliyorum. Harika bir yemek yiyeceğiz. Ayrıca bir müjde vereceğiz.
Ben: Akşam şirketten çıkıp önemli bir yere gideceğim. Gelebilirsem gelirim. Selam söyle abime.

Koruma mesajı dikkatlice okudu. Bunu asıl patrona anlatması gerektiğini not etti ve önünde döndü. Şirkete vardıklarında genç kadın yine oturdu ve masadan kalkmadı.

🌼

  Gece geç saatlerde şirketten çıktılar. Koruma arabayı sürmeye başladı. Genç kız yorulduğu için anında  uyuyakaldı.
  Koruma tedbir amaçlı yüzüne bir sprey sıktı. Ve aracı patronunun evine sürdü.

  Siyah mat rengi villaya baktı. Kızı arabadan çıkarıp içeriye doğru ilerledi. Savaş onu koltukta oturmuş bekliyordu.
  Genç kızı görünce heyecanlandı fakat belli etmedi. Kızı kollarının arasına aldı ve korumaya baktı. "Zarfı sana kapıdakiler verecek."
Koruma kafasını salladı ve çıktı. Saniyeler sonra bir silah sesi geldi. Savaş kibirli gözlerle kapıya baktı. "Sen kimsin de onunla aynı masada oturursun..."

  Kızı yukarıdaki odaya çıkardı. Siyah duvarları olan odanın ortasındaki yatağa kızı yatırdı. kelepçe taktı. Kızı yatağa bağladı ve kızı izledi.
  Kırmızı ip kızın beyaz vücudunda harika duruyordu. Mükemmeldi genç kız.
  Son iki yılda gerçek bir kadına benzemisti. Vücudunun kıvrımları ortaya çıkmış, göğüsleri daha da belirginleşmişti. Genç kızın vücudunda ellerini gezdirdi. Genç kız titredi ve minik iniltiler çıkardı.
   Genç adam alt dudağını ısırdı ve kıza doğru eğildi. "İki yıldır... Tam iki yıldır sana dokunma isteğiyle yanıp tutuşuyorum."
  Ellerini kızın göğsüne doğru getirdi. Kızın göğsünü kavradı. Kız daha da titriyor ve inliyordu. Sanki iki yıldır kimse dokunmuyordu sana, diye düşündü .
   Kızı rahat bıraktı. Odasına gitti ve rahatça uyudu.

🌼

   Sabah kızı bıraktığı odadan inanılmaz derecede bir gürültü geliyordu. "Seni kendi ellerimle öldüreceğim! Bekle sen!"
  Genç adam dudaklarını kıvırdı ve odanın kapısı açtı. "Güzelim o güzel sesini bunlar için harcama."
Kız nefretle adama baktı. "Pisliksin sen! Bırak beni!"
Adam dimdik bir şekilde ilerledi. "Yoo... Seni bırakırsam kaçarsın. Veya ne olur biliyor musun? Benim yerime geçmeye çalışırken bir yerini acıtırsın."
  Kız en sonunda pes etti ve hareket etmeyi bıraktı. Kırmızı ipin çözülmesi imkansızdı. Savaş yavaşça kıza doğru ilerledi. Onun en hassas yerine doğru ellerini hareket ettirdi. Belini sıkıca kavradı. Bağlı olan bacaklarını çözdü ve onları araladı. Kendini kıza bastırdı. Gözleri yarım açıktı. Dudaklarını ısırdı ve kafasını hafif yukarı kaldırdı. Saçlarını arkaya doğru karıştırdı. Tam kızın dudaklarına doğru yaklaşmıştı ki kız adama sert bir tekme attı.
  "Hâlâ gerizekalının tekisin Savaş! Umursadığın tek şey cinayet ve seks!"
  Adam iyice sinirlendi. Put gibi duruyordu. Ellerini yumruk yaptı ve kıza doğru ilerledi. Kız bu sefer cidden korkmuştu. Adam kızın bacağını sıkı bir şekilde bağladı. "Biraz uslu ol!"

  Genç kız güldü. "Tamam efendim! Tasmamı ne zaman takarsınız? Giysimle uyumlu olsun."
Kız ciddiyetle yeniden konuştu. "Oğlum senin ip dediğin şey diş ipinden de ince. Akşama bulamazsın beni. Ne sanıyorsun eskisi gibi sana itaat etmemi mi?"
Adam da kız gibi yalandan güldü. "Kaç bakalım Aslıhan! Hadi! Tutan yok seni! O ipi çöz, sonra bizzat ben seni bırakacağım."

Adam sinirle odadan çıktı. Kıza yemek getiren hizmetçiyi azarladı. Kız aç kalınca kendine gelirdi.
  Kız hemen açıkta kalan eliyle saatinden bir bıçak çıkardı. Özel yaptırdığı saatin yanındaki düğme sayesinde minik bir bıçak çıkıyordu.
  Bıçağı aldı ve ipi kesti. Elleri serbest kalınca ayaklarını da çözdü ve kapıya gitti. Kapının kilidini de aynı bıçakla açtı. "Gerizekalı adam! Benim komandodan farkım yok. Gelmiş beni kelepçe ve iple kandırıyor.

  Kız alt kata doğru göz attı. Her yerde korumalar vardı. Bunun üzerine yukarıya çıktı. Açık bir cam buldu ve aşağı atladı. Uzun duvarın üstünden atlaması gerekiyordu. Duvar sorun değildi ama elektrik telleri onu engelleyebilirdi. Bu yüzden dış kapıya doğru baktı. Kapının önünde bir grup vardı. Korumalar derin bir konuşma yapıyordu. Bunun üzerine belli olmadan kapıdan çıktı. "Aptal adamlar..."

  Az ileriden bir arabayı çalıştırdı. Hızla sürmeye başladı. Ormanlık alanda birden benzin bitince hemen arabadan indi ve arkasına baktı.
  Arkasında kimse yoktu. Geri geri giderken birden bir korna sesi duydu. İleride onu bekleyen Savaş'a baktı. Derin bir of çekti. Arkasında birden onlarca araç belirdi. "Hay sikeyim ya!"

  Savaş kıza doğru ilerledi ve sert bir şekilde kızı arabaya yapıştırdı. "Kızım sana demedim mi kaçamazsın diye?"
"Siktir git Savaş!"
Savaş kızı daha da arabaya itti ve kolunu sıktı. "Ağzını topla güzelim."
"Toplamazsam n-"
kız öylece kalakaldı. Karşında ormanın ortasında dikilen oğlan ellerini arkasında birleştirmiş, usul usul ona bakıyordu. "Şu haline bak Aslı." Kız korkuyla çocuğa baktı. "Hayır Doğu, cidden kötü biri değilim ben!" Genç çocuk arkasını döndü ve ağaçların arasında kayboldu.
   Savaş endişelendi ve kızı bıraktı. "Ne oldu, iyi misin" Kız ağlamaya başladı. "Kötü biri değilim. Benim yüzümden olmadı. Onu başkası öldürdü." Savaş kızı salladı. "Kendine gel Aslıhan!"
Kız birden kendine geldi ve dirseğiyle adamı yere serdi. Adamın arabasına doğru koştu. Anahtarsız arabadan hemen uzaklaştı ve koşmaya başladı. Ormanın içine girdi. "Gel buraya!"

 
Kız ağaca çıktı. Sakinleşmeye çalıştı. "Kızım senin bu ağaçlarla derdin ne?"
Kız adama duygusuzca baktı. "Senin benimle derdin ne peki?"

 

Karanlık ve AydınlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin