Camdan esen hafif rüzgar, Savaş'ın elleri ile vücudumda dolaşıyor, beni yavaşça okşuyordu. Gözlerimi kapattım ve o hafif rüzgarı hissettim. Böyle güzel şeyler sadece gözler kapalıyken hissedilirdi.
Savaş'ın dokunuşları, ellerinin vücudumdaki gezintisi beni yavaşça delirtiyordu. Ondan tam anlamıyla hoşlanmıyordum ama dokunuşlarındaki yumuşaklık, aldığım haz ona olan korkumu, nefretimi... Ona karşı olan her bütün duygularımı yok ediyordu. Yavaşça kafamı onun boynundaki boşluğa koydum. "E-Elif... Öldürmüş onu..." Gözyaşlarım yavaşça akmaya başladı. Savaş'ın sert bedeni ben ağladıkça daha da sertleşiyordu sanki... "Biliyorum bunu... Merak etme bunun hesabını verecek. Onu bizzat öldüren kişi elimde. Eğer istersen onu seninle bile öldürebiliriz." Bu sözler karşısında tuhaf hissettim. Midem bulandı. "Yapma! O zaman senin ne farkın kalır o adamdan?" Kollarını belime geçirdi ve beni kucağına aldı. "Çok farkım kalır Aslıhan. Seni üzen herkesi dünyadan yok ederim ben!" Onun bu laflarından sonra içimde tuhaf duygular oluştu. İçimdeki bitmeyen merak büyüdü. "Savaş senin annem hakkında söylediklerin doğru muydu?" Savaş gözlerini dudaklarımdan kaldırdı ve göz göze geldik. "Evet..." Bir süre sessizlikten sonra meraklı bakışlarıma dayanamayıp yeniden konuştu. "Senin annen genç yaşlarındayken biriyle evlendi. Bu kişi önemli biriydi. Annenin amacı o adamı kandırıp parasını yemekti. Sonra hamile kaldı. Sen doğana kadar o adamı mahfetti. Adam ona deli gibi aşık olduğu için anlayamadı bile... Sonra adam anneni bir pavyonda bastı. Hemen ondan ayrıldı. Seni almayı düşünmüş ama annen seni kaçırmış. Bir daha da bulamamış." Bir süre sesiz kaldık. Kafamı onun göğsüne koydum ve camdan dışarıyı izledim. "Ne demeliyim bilmiyorum, ne hissetmeliyim onu da bilmiyorum..." Ağzımdan çıkan tek şey buydu. "Kalanı da anlatmamı ister misin?" Bir süre düşündükten sonra başımı salladım. "Annen başka bir payvonda çalışırken üvey babanla tanışmış. O şerefsiz anneni kandırmış. Annen de hemen ona aşık olmuş. Sen bir yaşına gelene kadar güzel bir hayat yaşıyorlarmış. Sonra baban kumarda her şeyi kaybetmeye başlayınca kapıcı dairesi bulmuşlar. Sonra üvey baban kumarda para kaybetmeye başlayınca annenin hasta olduğu yalanını atıp seni kullanmış. Sana anlatana kadar o adama dokunmadım. Ama istersen anında kafasını patlatırım!" Kafamı kaldırıp "Bırak kendi kendilerine boğulsunlar orada..." "Ben annemi aradım. Beni istemediğini söyledi. Sanırım hiç tanımadığım babam gibi şapşal olabiliyorum." Kendimi çektim ve yatak başlığına sırtımı yasladım. Duyduklarım hiç şok edici gelmiyordu. Küçükken annemin kocası bana iyi davranıyormuş gibi yapardı ama samimiyetsizliği belli olurdu hemen. Son zamanlarda ona para getirecek şeyi kabul etmediğim için bana sinirlenmişti.
Savaş bana yaklaştı. "Güçlü olduğunu biliyordum meleğim. Merak etme senin yeni ailen benim..." Bana minik bir öpücük bıraktı ve odayı terk etti. Bende kalktım ve banyoya girdim. Aynada kendime baktım. Kahverengi kumral saçlarım birbirine girmişti. Gözlerim morarmış, omuzlarım ise resmen çökmüşlerdi. Kendimi böyle görmeye dayanamadım ve hızlıca duşa girdim. Duştan çıkınca saçlarımı güzelce taradım ve lavabonun altındaki dolaptan bir saç kremi aldım. Kendime minik bir bakım yaptıktan sonra üstümü giydim. Odaya geri döndüm.
Hemen kocaman yatağıma atlayıp düşüncelere daldım. Ben artık hep bu adamla mı yaşayacaktım? Sonumuz neydi bizim? Babam nasıl biriydi acaba? Önemli biriyse bizi nasıl bulamadı? Bunun gibi yüzlerce düşünce beni sarıp sarmalarken uyuya kaldım...
🌹
Kahvaltıya gitmeden önce banyoda saçlarımı düzelttim. Lavabonun yanında duran makyaj malzemelerinden birkaç tane seçtim. Şeftali tonlarında bir ruj alıp dudağıma sürdüm. Kirpiklerime rimel sürüp aşağı indim. Masaya oturduğumda Savaş beni böyle gördüğüne şaşırmıştı. Onu böyle görünce cidden utandım. Keşke yapmasaydım diye geçirdim içimden.
"Her zamanki gibi güzelsin." Onun bu lafından sonra iyice domatese dönmüştüm. Bakışlarımı kaçırdım ve camdan dışarı doğru bakmaya başladım. O sırada Savaş koca bir kahkaha patlattı. "Bu kadar utanacağını bilsem iltifat etmezdim güzelim..." Kıpkırmızı olmuştum. Konuyu dağıtmam gerekiyordu. "Ne güzel kızarmış bu ekmek yaa!" Cidden aşırı saçma davranıyordum. Söylenecek en son şeydi bu. Cidden salağın önde gideniydim. Savaş gülmekten, ben de utançtan kırmızı olmuştum. "Evet güzelim. Harika bir aşçımız var. Baksana yanakların gibi kıpkırmızı olmuş ekmek." Yine gülmeye başlayınca bende sonunda dayanamayıp gülmeye başladım.
Savaş'tan...
Onun gülüşü beni deli ediyordu. O kadar gülümsüyordu ki zamanı durdurup sonsuza kadar onu izlemek istiyordum. Koskoca Savaş Giray, minicik bir kıza tutulmuştu. Fakat ona tutulmamak imkansızdı. Zamanla bana alışıyordu ve bana daha da yakınlaşıyordu. Onu Atalay'dan kurtarmam onun bana olan bakışını değiştirmiş görünüyordu.
Onu böyle rahat görmek harikaydı. Aklıma bir yıl önceki tanışmamız geldi... Eğer o zaman adamlarım beni bulsaydı onu hiç göremezdim....1 Yıl Önce...
Memduh Aksaç yüzünden sokakta saldırıya uğramıştım. Arka sokaktaki adamlarımın yanına gitmek istiyordum ama son anda karşıma Memduh'un adamları çıkınca başka bir sokağa girdim. Adamlar beni kolumdan ve bacağımdan vurmuştu. Adamları bulmak istiyordum ama bulamadım. En sonunda çatışma bitene kadar bekleyip beni almalarını bekledim. Beni bulamayacakları için çatışma kolayca bitecekti. O sırada boş sokaktaki otobüs durağının yakınına doğru yürüdüm. Sokakta sadece genç bir kız vardı. Sağa sola bakınırken beni gördü. İlk başta tereddüt etse de yanıma gelip kolumdaki yarayı eteğinden bir parça yırtarak sardı. Ambulansı aramamızı söyleyerek endişeli bakışlarla kolumu tutuyordu. Ela gözleri gecenin ışığında parlıyordu. En sonunda ağrım beni delirtince onun isteğini kabul ettim ve hastaneye gittik. Ambulansta gözlerim bir anda kapandı. Gözlerim kapanmadan önce gördüğüm son şey onun ela gözleri oldu...
Sabah Melih yanıma geldi. Dün gece bir kızın beni buraya getirdiğini ve tüm gece yanımda kalıp beni kontrol ettiğini söyledi. Sabah kızı gönderdiklerini söyledi. "Araştırdığımda kız hakkında çok şey bulamadım abi. Muhtemelen herhangi biriydi. İstersen onunla ilgili bilgileri sana da vereyim abi"
Ondan belgeleri aldım. Belgelerde yazanlar beni şok ermeye değer bilgilerdi.Bu kız Fahrettin Tan'ın kızıydı...
Yıllardır kayıp Aslıhan Tan,birden bire karşıma çıkmıştı.Merhabalar😚✌️ oy atmayı unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık ve Aydınlık
Literatura FemininaKapıcı kızı Aslıhan bir gün ailesi yüzünden başka bir adamla evlenmek zorunda kalır, ancak onunla gerçekten evlenecek midir? Yoksa bir mafyanın yardımı ile bu durumdan kurtulacak mıdır... Klişelerin aksine, karakterlerin ruhlarını hissedeceğinize g...