Genç kız eve geleli iki hafta olmuştu. Doktor zor da olsa yemek düzenine alışmasını sağlamıştı. Yemek saatinden sonra ilaçlarını içiyor ve uyuyordu. Doktor kızın ailesine birkaç öneride bulundu. Genç kızın uyuması yerine biraz gezmesi ve vücudunu uyaracak şeyler yapması gerekiyordu. Fahrettin Bey doktorun dediklerine uyacağını söyleyip doktoru gönderdi.
Genç kız akşam yemekten sonra uyumaya niyetlendiğinde Fahrettin Bey kızının yanına gitti.
"En sevdiğin pembe güller açmış Aslıhan. Hadi gel birlikte onlara bakalım." Aslıhan zor da olsa yerinden kalkmıştı. Babasının yardımı ile üstüne bir hırka giydi. Babasının koluna girdi ve yavaş adımlarla birlikte yürümeye başladılar. Kısa süre sonra gül bahçesine geldiler. Genç kız güllerin yanındaki çeşmenin yanına oturdu. Çeşmenin başındaki Venüs heykeline baktı. Baktı baktı durdu... Babası bunu fark edince hemen kızının dikkatini çekmek için konuşmaya başladı.
"Aslıhan sayende birsürü güzel iş yaptık. Sen bu kadar zeki biri olmasaydın nasıl işleri düzeltirdim bilmiyorum." Babasının onu mutlu etmek için söylediği sözler Aslıhan'ın kaygılanmasına sebep oldu.
"Artık zeki değilim özür dilerim baba..." Dedi Aslıhan. Gözyaşları yavaşça yanağından aktı. Babası işlediği suçu görünce kıpkırmızı oldu. Hemen kızının ellerini tuttu. "Öyle demedim kızım. Sen hâlâ zeki bir kızsın. Biraz mola vermen gerekiyordu sadece... Bu hastalık bitince eskisi gibi olacaksın. Ama unutma ben seni her halinle seviyorum."
Kız elleriyle oynamaya başladı. Sonra babasının sinirlenmesine yol açacak bir şey söyledi.
"Savaş senin beni para için birine sattığını söyledi."Yaşlı adam suratını buruşturup ellerini yumruk yaparak sıktı. Kafasını çevirdi ve sinirli hâlini kızına göstermemek için biraz yürüdü.
"Savaş da senin gibi beni yanlış anlamış hayatım. Ben seni asla güvenmediğim biri ile evlendirmem."
"Savaş'a neden güvenmiyorsun?"Yaşlı adam sakin olmaya çalışsa da beceremedi.
"O seni düğünden kaçırıp delirmene sebep olan adam değil mi!? Resimlerinden duvar yapan ruh hastasının teki! Sen hâlâ gelmiş bana o pisliği savunuyorsun!"
Genç kız birden kaşlarını çattı. Göz yaşları sel gibi akıyordu.
"Sen ne anlarsın ki baba!"
Kız koşarak bahçeden çıktı. Havuza doğru ilerledi. Koşarken dengesini kaybetti ve buz gibi suya düşüverdi.Babası arkasından koşarak gitti. Genç kız suyun derinliklerinde yaşam mücadelesi verirken bahçıvanın oğlu suya daldı. Genç kızı belinden tutup suyun içinden çıkardı. Nefes almayan kızın dudaklarına yapıştı ve nefes vermeye başladı. Kız öksürüklerle kafasını kaldırdı ve genç adamı gördü. Genç adamı itti ve geri geri gitti. Babası yere eğilip kızına sıkı sıkı sarıldı. Cemile de koşarak yanlarına geldi ve kızı kolundan tutarak odasına götürdü. Kızı sarıp sarmaladı ve yatağına yatırdı.
"Cemile o kimdi?" Cemile şaşkın bakışlarını kızın ela gözlerine çevirdi. "Kim?"
"O mavi gözlü çocuk. Beni kurtaran..."
Cemile ona gülümsedi. "Bahçıvanın oğlu o. Arada sırada babasına yemek getirir."
Genç kız tatmin oldu ve yastığını düzeltti. Cemile de odadan çıktı....
Savaş iki haftadır kendini işine vermişti. Düşmanları genç kıza olan zaafını öğrenmişlerdi. Bunun üzerine Savaş daha da hırslı bir şekilde çalışmış hepsinin şirketlerine zarar vermişti. Parası gittikçe artıyordu. Para onun özlemini bastıramayınca bir gece kulübüne gidip sabaha kadar eğleniyordu. Tabii buna eğlence denenebilirse...
İyice çökmüş olan Savaş'ın bu halini gören Ekrem Amca ise onu sürekli başka bir kızla evlenmesi için zorluyordu. Savaş daha da sinirlenip kendini dışarı atıyor, içkiye ve sigaraya veriyordu kendini.
Bir gün Ekrem Bey eve bir kız getirdi. Kızın kızıl saçları, porselen gibi bir cildi vardı. Uzun kirpikleri ve sade makyajıyla prenses gibiydi. Üstünde gül pembesi bir elbise vardı.
Savaş başta istemese de kızla biraz konuştu. Kızın kendine has bir sohbeti vardı. Mühendis olduğu için sürekli şantiyede yaşadığı komik anılardan bahsediyordu. İşçilerini övüyor ve yaptığı işlerin hepsinden azar azar bahsediyordu. Bazen yersiz espriler yapıyor ve Savaş'ın gülmesine sebep oluyordu. İkili, güzel bir gece geçirdi. Ekrem Bey kızın Savaş'la anlaşmasını görünce mutlu oldu. Bu kız tam istediği gelin adayı rolündeydi.
Bazen Savaş ve kızıl saçlı genç kız buluşuyor ve sohbet ediyorlardı. Savaş kızın sohbetini seviyordu. Bu zor zamanlarda edindiği iyi bir dosttu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık ve Aydınlık
Literatura FemininaKapıcı kızı Aslıhan bir gün ailesi yüzünden başka bir adamla evlenmek zorunda kalır, ancak onunla gerçekten evlenecek midir? Yoksa bir mafyanın yardımı ile bu durumdan kurtulacak mıdır... Klişelerin aksine, karakterlerin ruhlarını hissedeceğinize g...