Gözlerimi araladım ve odada göz gezdirdim. Savaş benim sağ tarafımdaki koltukta, elinde bir bebek ile duruyor. Bizim bebeğimiz!
Böyle naif ve huzurlu bir anın gerçekleşebileceğini kim tahmin edebilirdi ki? Sevdiğim adamın yanına güzel kızımız duruyordu. Uğruna her şeyi yapabileceğim, geleceğinin parlak olduğu daha şimdiden belli olan kızım... Annesinin gurur kaynağı olacaktı ve benim yaşadığım sevgisiz hayata asla adım atmayacaktı. Anne sevgisini en çok o tadacaktı. İhanete ve kötü insanlara rağmen dünyayı en çok o sevecekti."Savaş..."
Savaş gözlerini bana doğru çevirdi. Bana bakarken gözleri parlıyordu. Yavaşça minicik bebeğimizi benim kollarıma verdi. "Kızımız biraz aç sanırım. Parmağımı emdi dakikalarca."
Bebeği nazikçe göğsüme yatırdım. O süt emmeye devam ederken onun yüzünü inceledim. Harika saçları vardı. Bembeyaz teni ile çok şirin bir bebekti.
"Hayal..."
Bazen hayatımızda altın anlar oluyordu. Bu benim en güzel altın anımdı. En değerlisi.Hayal dünyanın en şanslı kızı olacaktı. Veya ben öyle sanıyordum... Başıma geleceklerden bihaberdim o zamanlar.
***
Uzun zaman sonra nihayet hastaneden çıktık ve evimize geldik. Hayal için hazırladığımız odaya girdik. Beyazlar içindeki kocaman odaya son dokunuşu yaptık. Bizim güzel kızımız artık odasında, huzurlu bir şekilde uyuyordu. Bizim kızımız...
Birden bir koruma yanımıza geldi. Babamın geldiğini haber etti. Hemen babamın yanına gittim ve onu odaya davet ettim. Kızımızı görünce sevindi, gözyaşı döktü. "İki torunum birden oldu..."
Babama sarıldım. Onun gözyaşlarını sildim ve dinlenmek için kızımın yanındaki sallanan sandalyeye oturdum.Uyandığımda Savaş'ın beni odama getirdiğini anladım. Hayal ortamızda mışıl mışıl uyuyordu. Savaş mutlu bir şekilde ikimizi izliyordu. Ona bir öpücük bıraktım. "Artık hayatımız çok farklı, yeni bir hayat bu."
"Yeni bir hayat..."*** 2 Yıl Sonra***
"Hayal! Dikkat et!"
Savaş, hızla koşan kızımızı hemen tuttu ve havaya kaldırdı. Küçük kahkahalar atan Hayal ikimizi de güldürdü. Bahçede oynamaya devam ederken düşündüm. Yıllar içinde ne çok şey değişmişti...
Savaş ile evlenmiştim. Ondan nefret edip karşı koyamayan ben...Aşkın ne kadar korkutucu, ne kadar galip gelinmesi zor bir şey olduğunu bana o öğretmişti.
Kızımız Hayal ile değişen, yorucu olduğu kadar güzel olan bir hayatımız vardı. Aynı zamanda Cemile ile birlikte büyüttüğümüz iki tatlı bebeğimiz...
Tam düşüncelerin arasında dalmışken birden bir silah sesi duydum. Savaş, kızımızı hızla kucağına aldı ve içeriye doğru koştu. Onun peşinden gittim ve kızımıza gizlice yukarıya çıkardım. Odamdaki gizli geçitten aşağıya indim. Savaş'ın da bizimle gelmesini beklerken Savaş bizimle gelmedi. Gizli geçitten ileriye doğru gittim. Evin arka kapısından çıktığımda güvendiğim adamlardan birinin yanında bekledim.
Silah sesleri gittikçe yükseliyordu. Hayal ağlarken onu sakinleştirmeye çalışıyordum. Birden Savaş yanıma geldi. "Bunlar kimin adamları Orhan!"
Yanımdaki adam başını salladı. "Bilmiyorum abi!"Arka kapıdan dışarı çıktık ve arabaya bindik. Birden arkamızda bir araba daha belirdi. Silah sesleri gittikçe yükseldi. Ben kızımıza bir şey olmaması için kendimi siper ettim. Hayal ağlamayı bırakmıyordu.
Savaş birden arabayı durdurdu. Arabadan çıktı. Fakat o çıktığı anda önümüze farklı bir araba daha geldi. Birden beni ve kızımızı zorla dışarı çıkardılar. Hayal'i benden zorla aldılar. "Bırak kızımı!"
Önümüzdeki siyah arabanın önüne hızla başka bir araç sağa kırdı. İçinden çıkan kişiyi görmemle gözlerim fal taşı gibi açıldı.
Birden bir silah sesi duyuldu. Göğsümde hissettiğim acı ile gözlerim kocaman açıldı. Son gördüğüm şey Hayal, son duyduğum ses ise Savaş'ın sesiydi...
Her şeyin bittiğini o anda anladım. Bu hikayede bana ayrılan yer bu kadardı. İsmim bu hikayede bir daha geçmeyecekti. İnsanlar ölümü hisseder derler, ben hissetmedim. Ben ölmek istemedim...***
Birden genç kadın yere düştü. Bebeği yere bıraktılar. Küçük bebek ağlamaya başladı.
Onlarca kişi Savaş'ı yumrukladı, ölesiye dövdüler. Adam baygın bir şekilde yere yığıldı. Adamlar silahlarını ve çivili sopalarını da yanlarında götürdüler.
Savaş yarı baygın bir halde olanları anlamaya çalışıyordu.Ortadan, bir adam sesi geldi. "Atalay Bey selam söyledi."
Birden ortalık bomboş oldu. Savaş ve kızı vardı. Aslıhan'ın cansız bedeninin yanında, ruhu cansız bir adam ve üzgün bir bebek vardı.
Çok geçmeden birileri geldi, birileri gitti. Savaş yalnızdı. Bebek yalnızdı. Yeni hayatları iki perdelik bir oyundu ve bitmişti. Seyirciler üzgündü. Atalay mutluydu. İntikam alınmıştı.
"İmkansız bir aşktı bu. Onlardan olmayacaktı."
Siyah bir araba yaklaştı. Aslıhan arabaya bindirildi ve araba oradan hızlıca uzaklaştırıldı.
"Kadını getiriyoruz patron..."*****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık ve Aydınlık
ChickLitKapıcı kızı Aslıhan bir gün ailesi yüzünden başka bir adamla evlenmek zorunda kalır, ancak onunla gerçekten evlenecek midir? Yoksa bir mafyanın yardımı ile bu durumdan kurtulacak mıdır... Klişelerin aksine, karakterlerin ruhlarını hissedeceğinize g...