Bölüm 20

3K 85 13
                                    

Merhabalar. 1800 okunmaya ulaştık. Cidden teşekkür ederim.
 

  Yatağımda doğruldum. Gereksiz bir baş dönmesi yaşadığım için sinirlenmeye ve kendimden nefret etmeye başlamıştım. Ellerimi saçlarıma doğru getirip birkaç tel saçı koparıyordum. Hırsım hâlâ geçmiyordu, bu sefer de yatağın buruşmuş örtüsünü sıkıyor, daha da buruş buruş olmasına sebep oluyordum.
  En sonunda kendimi toparladım ve banyoya yürüdüm. Üstümdeki terli kıyafetleri kirli sepetine bir hışımla fırlattım. Havlumu dolaptan çıkardım ve lavabonun üstüne koydum. Suyu açtım ve ılık suyun altına girdim.
  Kısa bir duştan sonra havluyla kendimi sardım ve dolabımı açtım. Üstüme siyah bir tişört aldım. Altıma da siyah bir tayt giydim. Artık bu kıyafetler üniforma gibi olmuştu benim için.
  
  Aşağıya indim. Bana yemek hazırlayan kadına yemeğin ne zaman olacağını nazik bir şekilde sordum. Yemek olana kadar salonda oturdum. Savaş ortada yoktu. Adamlar her zamankinden dikkatli bir şekilde evi inceliyorlardı. Kaskatı adamların korku dolu gözleri, gözümden kaçmamıştı.
  Kısa süre sonra hizmetçiler yemek getirdiler. Afiyetle yemeği yedim. Üstüne bir parol içtim. Sonra da  yukarıya çıktım.

   Çalışma masam hâlâ yerindeydi. Defterimi elime aldım. Yazdığım kek tarifi hâlâ orada duruyordu. Çizdiğim şelale de bütün çirkinliği ile ilk sayfada göz alıyordu.
  Yine basit bir şeyler çizmeye çalıştım. Yine berbat bir şekilde çizdiğim çiçeğe sinirle baktım ve sayfayı kopardım.
  Evde tek başıma canım çok sıkılmıştı. Telefonumu elime aldım ve mesajlara baktım.

Babam: O şerefsizin seni kandırmasına izin verme! 00:20
Babam: Seni sevmiyor, hasta o adam! Seni almaya geleceğim. 00:21

  Mesajları okudum ve gözlerimi devirdim. Savaş beni o ruh hastası ailemden kurtarıp beni özgür bırakmıştı. Şimdi iki günlük babam gelip yine huzurumu kaçırıyordu. Telefonu kapattım.
  Savaş'ın odasındaki kitaplardan birini alıp okumaya başladım.

  Genç kız elindeki kitaba kendini kaptırmıştı. Kitaptaki yalan dünya onu kendine çekmişti. Zorla sahip olunan bir kızın dram dolu hayatı...
  Kız başta adamı sevmiyordu. Onun bütün ailesini öldüren adama nefretle bakıyor, sürekli zorla evlendiği adamdan kaçmak istiyordu. Sonrasında adam onu manipüle ediyordu. Masum ve salak kız ise o adama aşık oluyor ve hayatının harika olduğunu düşünüyordu. Adam kusursuz bir tanrıya dönüşüyordu kızın gözünde.

Bu kitabı Savaş'ın çalışanının bilerek o kitaplığa koyduğunu bilmiyordu genç kız.
  Aslıhan bu saçma hikayeye kendini kaptırdı. Kendi hayatının bu kitapla ne kadar örtüştüğünü gördü. Savaş'a olan garip hisleri daha da garipleşti. Artık kitaptaki o salak kızdan daha da salak, daha da hasta birine dönüşmüştü.
  O kitabı tüm gün okumuş ve bitirmişti. Kitabı baş ucuna koymuş, sıkıldığında içinden birkaç kesiti okuyordu. Ne yazık ki kitabın hastalıklı olduğunu anlayamayacak kadar kafası karışık biriydi.

  Akşam sevgilisi gelmişti. Hemen onun boynuna sarıldı. Birlikte nazikçe öpüştüler. Genç adamın elinde kırmızı bir paket vardı. Paketi hızla yatağa fırlattı. Kızı yavaşça soymaya başladı.
  Okuduğu garip kitaptan gaz alan Aslıhan, Savaş'ın gömleğini açmaya başladı. İkisi de nefes nefeseydi. Genç adam kızın çıplak vücuduna dikkatle baktı. Her bir kıvrımı keşfetmek istedi. Sert nasırlı ellerini kızın hassas vücudunda gezdirdi. Kız beklemediği her dokunuşta titremeye ve inlemeye başladı. Omuzları, kulakları ve yanakları kıpkırmızı oldu. Boynundan aşağıya akan terler genç adam için tahrik ediciydi. Genç adam kıza doğru daha da yaklaştı. Kızın aralanan bacaklarına doğru kendini ittirdi. Kız acıyla inledi. Savaş'ın omzunu tırmaladı. İkiside boğuk şekilde inledi.
"Sana kimse dokunmadı mı?"
"İzin vermedim..."
"Beklemene değdi mi?"
Kız cevap vermedi.
İkisi de sahte ruhlarını birleştirdi ve soyut göz yaşlarını akıttı. Tüm gece ağlamaya devam ettiler. Sahte hayatlarını unutup ağladılar.

Sabaha doğru ikisi de işlerini bitirdi. Savaş kızı belinden tutup kendine doğru çekti. Kız bıkkın şekilde gözlerini kapattı. Beklediği şeyi bulamadığını hissetti. Gözlerini dans eden ağaçlardan alamadı. Bir süre sonra adamın uyuduğunu anladı. Yavaşça yerinden doğruldu.
  Üstüne siyah bir gecelik giydi. Saten  gecelik üstünde harika duruyordu. Eline dün okuduğu kitabı aldı. Salona doğru yavaş adımlarla ilerledi.
  Rahat deri koltuğa yayıldı. Elindeki kitabı açtı. Onun okuduğu kitapta seks böyle değildi. Dün Savaş'la yaptığı şey hiç değildi. Dün sadece bitmesini beklemişti. Zevk aldığı tek şey acıydı. Fakat o da bir zaman sonra can sıkıcı olmaya başlamıştı. Kitabın mı yoksa gerçek hayatın mi yalan olduğunu sorguladı kendince.
  Böylesine güzel hisler uyandıran bir kitabın yalan olması imkansızdı. Öte yandan Savaş gibi harika birinin onda güzel hisler uyandırmaması da düşünülemezdi. Gözündeki Savaş figürü değerini kaybedemezdi.

  Elindeki kitabı bıraktı. Çıplak bacaklarına minik parmakları ile dokundu. "Nasıl olur da hissedemem?" Diye mırıldandı.  Bacaklarına derin bir tırnak izi bıraktı. Ama yok! Yine bir şey hissedemiyordu. Sanki boşa yaşayan bir bedendi. Endişeli gözlerini yine kitaba çevirdi. Ona uzun uzun bakarken uyuyakaldı.

  Yaşadığı güzel geceden sonra mutlu bir şekilde uyanan genç adam kolunu sağ tarafa doğru uzattığında kadını hissedemedi. Hemen yerinden doğruldu ve aşağı indi. Salonun ortasında, koltukta uyuyan genç kıza baktı. Çıplak bacakları açılmıştı. İç çamaşırı olmadığını yine kumaşın çok az gizlediği kalçasından anladı. Sinirle kızı kucağına aldı. Hem tahrik olmuş, hem de kızın orada bir elmas gibi parlamasına sinirlenmişti.
  Kızı yatağa yatırdı. Alt dudağını ısırdı ve ellerini kızın melek gibi görünen vücudunda gezdirdi. Kızın hassas nedeni kasılmaya devam etti. Kızın aralanan dudaklarına daldı. Kız da uyku sersemliği ile ona boğuk boğuk eşlik etti. Savaşın parmaklarını hissedince minik bir çığlık attı. Boynu arkaya doğru düştü. Gözlerini tamamen açtı ve acıyı hissetti.
   Savaş'ın dün geceden farklı olan hareketleri kızın hoşuna gitti. Kız o an sadece onunla ilgilenmesini istedi. Genç adam kızın dün geceki halinden eser olmadığını anlayınca kızın üstüne gitmeye devam etti. 

  Yine bir döngüye girdiler. Kız yine acı çekti. Fakat bu sefer diğeri gibi değildi, zevk aldı. Çünkü genç adam yerine başka birini hayal etti...

Cidden korkunç bir bölümdü. Böyle sahneler yazmak çok zor. Kendimi zorladım. Kendimi son günlerde garip hissediyorum. Bunu biraz kitaba yansıtmak istedim.
Aslıhan'ın okuduğu kitabın adı 'Yanlış' diye bir kitap. Kendime sipariş etmiştim. Hepsini okuyamadım cidden rahatsız ediciydi. Bunu kitaba yansıtmak istedim. Tamamen o kitabın kurgusunu yazmadım. Biraz Wattpad kitapları ile bağdaşlastırdım.
   İleride cidden tuhaf bölümler gelebilir. Yapmak istediğim birkaç çözümleme var. Onları kitaba ekleyeceğim.

Karanlık ve AydınlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin