22.Bölüm

196 6 1
                                    

Endişeler


Bugün hayli canı sıkılmıştı Mahidevran sultanın. Kırım'dan gelen cariye meselesi yüzünden valide sultanla arasının bozulmasından korkuyordu. Gülşah hatun, elinde kekik yağı, telaşla daireye girdi.
"Sultanım iyisinizdir inşallah. İstediğiniz gibi başınızın ağrısı için bir şeyler getirdim."

"Tamam sen çık."

"Ama sultanım..."

Yalnız kalamak isteyen Mahidevran gür sesle;
"Gülşah!" dedi.

Gülşah mecburen çıkmak zorunda kaldı. Fakat kısa bir süre sonra kapı tekrar açıldı. İceriye, Mustafa'nın elinden tutarak Feraye hatun girdi. Mustafa hemen annesine sarıldı.
"Validem sizi çok özledim."

"Noldu Mustafa'm İbrahim'le oynayamadınız mı? Neden canın sıkkın?"

"Hayır çok eğlendik. Ama yakında derslere başlayacakmışım. Artık daha az oyun oynayacakmışız. İbrahim öyle dedi."

Mustafa'nın üzgün ama bir o kadar da komik surat ifadesi Mahidevran'ı tebessüm ettirdi. Oğlunun yanaklarını sıkıp öptü.

"Ben şehzadeyim ders istemiyorum. Benim emirlerime uymak zorundalar değil mi validem?"

"Elbette şehzadem. Ama unutma ki bu emir hünkâr babanın emri."

Mustafa ve Mahidevran uzun uzun konuştular

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mustafa ve Mahidevran uzun uzun konuştular. Oğluyla sohbet etmek Mahidevran'a iyi gelmiş, sıkıntılarını atmıştı. Fakat Mustafa'nın da çenesi açılmıştı ki sordukça soruyordu. Zaten Manisa'dan geldiklerinden beri annesini sürekli soru yağmuruna tutuyordu. Bu sırada kalfalar yeni cariyeleri hamamdan taşlığa götürüyordu. İçlerinden birisi hamamdan taşlığa gelesiye kadar bağırdı. Zorla zaptettiler ama sesler bütün haremde duyulmuştu.

Mahidevran sultanın da dikkatini çekmişti bu sesler ama söylenenleri anlayamamıştı. Bir soru daha sormaya yeltenen Mustafa'yı eliyle susturup sesleri anlamaya çalıştı. Fakat tam anlaşılamıyordu. Mustafa'yı kucağından indirip anlamak için dairesinin kapısını açtı. Bu sırada nedimesi Gülşah hatun geliyordu.
"Gülşah! Cariyeler mi kavga ediyor?"

"Kırım'ın hediyesi, yeni gelen cariyelerden birisi bağırıyor. Bir de dediklerini işitseniz, tam edepsiz."

"Valide sultan zaten haremi baştan sona yenilemiş. Bir de hediye cariyeler geliyor yetmiyormuş gibi."

***

Ertesi gün Mahidevran sultan sade bir kaftan giymiş, başında aynı renk örtü ve sade bir taç takmıştı. Şehzadesi Mustafa'yı da yanına alıp Şah sultanın dairesine gidecekti. Fakat aklına taşlığa uğramak gelmişti. Dün gelen yeni cariyelere göz dağı vermek icap ederdi. Gayet neşeli, mağrur bir hâlde taşlığa yöneldi. Bir destur çekildi ardından Mustafa ile beraber taşlığa girdiler. Bütün cariyeler Mahidevran sultan ve şehzadesi karşısında sıraya dizilip eğilmişlerdi. Bir tanesi hariç...

KAYBEDEN SULTANLAR: Mahidevran SultanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin