8.Bölüm: Çaresizlik

316 15 3
                                    

Çaresizlik


2 hafta sonra;
Zarife ve Menekşe kinle, cariyelerle sohbet eden Mahidevran'ı izliyorlardı. Zarife daha da bilenmişti. Ne yapıp ne edip Mahidevran'ı öldürekcekti. Kafasında nasıl yapacağını kurgulamaya başladı. Asıl amacı kimseyi şüphelendirmemekti.

1 gün sonra;
Mahidevran Eleni'yle hamama gitmişti. Fakat midesi bulandı, dinlenmek için tekrar dairesine geçti. Eleni hamamda kalmıştı. Mahidevran'ın dairesine döndüğünden habersiz olan Zarife hamama gitti. Öyle gözü dönmüştüki Mahidevran'ı tek başına sanıyordu.

İçinden "Tek yapmam gereken onu itmek, sonrası kolay" dedi. Sessizce yürümeye başladı. Fakat kulağı çok iyi duyan Eleni adım seslerini duydu.

Biraz korkarak ayağa kalktı. Karşısında Zarife'yi gördü. İki cariye dakikalarca boğuştular. Eleni'nin Zarife'yi itmesiyle Zarife yere kapaklandı. Sesleri duyan Lalezar kalfa hamama gelmişti. Geldiğinde Zarife yerde yatıyor, kafasından kan sızıyordu. Eleni ise şok olmuş vaziyette ayakta duruyordu.

***

Eleni karanlık zindana çöküp ağlamaya başladı. Hafsa sultan olanlardan sonra onu zindana kapatmış, Menekşe'yi de sorguya çekmişti. Eleni'nin öldürülmesine karar verildi. Menekşe olaylara karışmadığı için ceza almadı.

Hafsa sultan gelini Mahidevran'a minderde yer gösterdi.
"Nasılsın Mahidevran, daha iyisindir inşallah? Cariyeler hak ettikleri cezayı alacak."

"İyiyim validem. Lakin şu ceza meselesi için gelmiştim. Bir defa daha düşünseniz belki daha iyi olur. Menekşe değil ama Eleni'yi affetmeniz lazım. O beni korumaya çalışıyordu."

Hafsa sinirlendi. Mahidevran farketmeden emir verir gibi konuşmuştu. Kötü bir niyeti yoktu ama öyle anlaşılmıştı.

"Mahidevran benimle böyle konuşamayacağını biliyorsundur herhâlde. Unutma ki Manisa hareminin en yetkilisi benim. Hünkârımız ve şehzadem dışında kimse benim sözünün üstüne söz söyleyemez."

"Bağışlayın sultanım. Benim öyle bir niyetim yoktu. Sadece basit bir istek..."

"Anladım. Sen şimdi dairene dön, biraz istirahat et. Ben meseleyi tekrar düşünürüm. Ebe kadına da söyle seni ara sıra yoklasın."

Hafsa, akşam Mahidevran'ı çağırıp kararını söyledi.
"Düşündüm taşındım. Hatunun canını bağışladım."

Mahidevran o kadar sevinmiştiki kızmayacağını bilse Hafsa sultana sarılırdı.

"Lakin hatun artık burada kalamaz. Ayşe hatun haremdeki yaş almış cariyeleri paşalarla, beylerle evlendirecek. Eleni hatunu da payitahta gönderecegim."

Mahidevran teşekkür edip daireden çıktı. Çok sevinmişti ama Eleni bu kararı hoş karşılamaycaktı. Eleni'ye sarılıp ölmeyeceğini söyledi. Eleni derin bir nefes aldı. Fakat Mahidevran hâlâ üzgün görünüyordu.
"Ölmeyeceğim ama cezasız da kalmayacağım biliyorum. Üzülme, söyleyebilirsin beni sürgün ettiler değil mi?"

"Sürgün olsa neyse ama... Evlendirileceksin..."

Eleni bu habere yıkıldı,
"Ama Mahidevran! Olmaz beni zindana kapatsınlar daha iyi."

"Biliyorum ama Hafsa sultanın son kararı. Zaten zor ikna ettim, onu daha fazla kızdırmak istemiyorum."

"Hakkın var. Ama sen onun yeğeninsin hem de torununun annesi olacaksın. Seni dinler yalvarırım tekrar konuş."

Mahidevran Eleni'yi ikna etmeye çalıştı ama Eleni ikna olmuyordu. Mahidevran sonunda kabul etti ve Hafsa sultanla konuşmaya gitti.
Hafsa sultan sinirlendi,
"Hatun seni ve karnındaki sabiyi kurtardı, elbette mükâfat olarak canını bağışladım. Lakin bu kadarı kâfi! Dairene dön, bırak kaideleri uygulamak bana kalsın." Ses tonu ve yüz ifadesi ciddiydi.

KAYBEDEN SULTANLAR: Mahidevran SultanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin