28.Bölüm: Müjde

205 6 3
                                    

Müjde


3 hafta sonra;
Mahidevran'ın sabah kalktığında başı dönüyordu. İlerleyen saatlerde midesi de bulanmaya başladı. Zaten birkaç gündür böyle şeyler oluyordu fakat bugün çekilmez bir hâl almıştı. Gülşah endişeli bir yüzle içeri girdi.
"Sultanım bu papatya çayı. Hekim kadına yaptırdım midenize iyi gelirmiş."

"Sağolasın Gülşah. Bulantım çok artmıştı, inşallah bu çay geçirir."

"İsterseniz bir de ilaç hazırlattırayım."

"Aslında ilaca falan gerek yok. Diyorum ki sen ebe kadını mı çağırsan?"

Mahidevran'ın birden yüzü aydınlandı. Gebe olabileceği fikri aklına yeni gelmişti. Gülşah ve Feraye hatun da bu ihtimal karşısında gülümsediler.

"İnşallah gebesinizdir sultanım. Ben derhal ebe kadını çağırıyorum."

Mahidevran ebe kadını beklerken içinden dua etmeye başladı. Dakikalar geçtikçe sabırsızlanıyordu. Ebe kadın ve Gülşah sonunda geldiler. Ebe kadın muayenesini yaptı.
"Müjde sultanım gebesiniz."

Mahidevran mutlulukla gülmeye başladı.
"Allahım çok şükür."

Mahidevran sevinçle ebe kadına bir kese altın verdi. Gülşah da valide sultana haber etmeye gitti. Mahidevran ağzı kulaklarında üzerini düzeltiyordu.
"Feraye hünkârmıza müjdeyi ben vermek isterim. Sen burda kal."

"Lakin sultanım hünkârımız tedbil kiyafetle dışarı çıkmış diye duydum."

"O vakit geldiğinde müjdeyi veririm."

Zaten beş on dakikaya Hatice sultan, Şah sultan ve Hafsa sultan tebrik için daireye gelmişlerdi. Mustafa mektepden döndüğünde kalabalığı görünce şaşırdı. Hafsa sultan torununu kucağına alıp durumu anlattı.
"Mustafa'm hani birkaç hafta evvel Mehmet adında bir kardeşin olmuştu. Bir kardeşin daha olacak. Hadi anneni sen de tebrik et."

Mustafa suratını asıp mindere oturdu.
"İyi de ben hiç kardeş istemiyorum. Neden sürekli kardeşim oluyor?"

Mustafa'nın tepkisine ilkin şaşırsalar da sonra güldüler. Mahidevran da rahatladı. Valide sultan biraz daha oturup dairesine döndü. Daye hatuna altın saçılmasını emretmişti. Sümbül ağa gülerek taşlığa girdi.
"Hadi yine iyisiniz."

Cariyeler altın saçılan yere üşüştüler. Hürrem hatun da taşlıktaydı. Merakla cariyeleri izledi. Sevcan hatun yanına gelince ona sordu.
"Neden altın saçıyorlar?"

Sevcan'dan önce Hürrem'in kavgalı olduğu Anna hatun yanıtladı,
"Mahidevran sultanımız gebeymiş. Onun şerefine altın saçılıyor."

Hürrem bir hışımla ayağa kalkıp dairesine gitti. Anna ise Hürrem'in bu hâline kahkahayla güldü.

Sultan Süleyman, İbrahim Ağayla birlikte saraya dönmüştü. Halkın kendisi hakkındaki olumlu düşünceleri Süleyman'ı keyiflendirmişti. Koridorda İbrahim'le şakalaşıyordu. Gül ağa hemen yanlarına geldi.
"Hünkârım maşallah keyfiniz yerinde. O vakit müjdemi isterim."

"Söyle bakalım Gül ağa! Neymiş bu müjde?"

Gül ağanın amacı bahşiş kapmaktı, heyecanla konuşmaya başladı.
"Mahidevran sultanımız gebeymiş. Allah'ın izniyle bir şehzade daha geliyor."

Süleyman'ın keyfi daha da artı. Gül ağa da amacına ulaşmış, bir kese altını kapmıştı. İbrahim Süleyman'ı tebrik ettikten sonra odasına döndü. Süleyman da geri dönüp Mahidevran'ın dairesine gitti.

KAYBEDEN SULTANLAR: Mahidevran SultanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin