Zor Günler
Hürrem hatun öğleden sonra has odaya gitti. Fakat İbrahim onu kapıdan çevirdi.
"Hünkârımız şu an meşgul sonra gel.""Yoksa yine Mahidevran mı var?"
"Hayır, devlet işleri ile meşguller. Ayrıca Mahidevran sultan."
İbrahim "sultan" kelimesini bastırarak söyledi."Öyle olsun."
Hürrem hatun gece boyu Felek kalfanın söylediklerini düşünmüştü. Şimdi İbrahim hakkında şüphesi daha da artmıştı. Aklına Felek kalfanın sözleri geldi. İbrahim ileride yükselebilir, divana katılan paşalardan biri olabilirdi. Hürrem hatunun bu işlerle ilgili az çok fikri vardı. İlerde İbrahim'in devlet işlerine karişması, divanda Şehzade Mustafa'yı kayırması işine gelmezdi. Şimdilik ondan kurtulması imkansız gibiydi. Yanına da çekemezdi. Felek kalfanın sözleri tekrar kulağında çınladı. Bu durumda İbrahim'le iyi geçinmek zorundaydı. Çünkü Hürrem henüz güçlü değildi.
Dairesinin kapısına gelince içinden,
"Bir gün güçleneceğim. Eğer karşıma çıkarsan ne yapıp ne edip senden kurtulacağım İbrahim." dedi.2 hafta sonra;
Şehzade Mehmed'in kırkı çıkmıştı. Valide sultanın emriyle haremde şerbetler dağıtılıyordu. Feraye hatun elinde bir tepsiyle içeri girdi. Mahidevran memnuniyetsiz bir ifadeyle tepsinin üzerindeki lohusa şerbeti dolu kadehi aldı. Feraye hatuna bizzat getirmesini emretmişti.
"Ee haremde vaziyet nedir?""Şerbetler, lokmalar dağıtılıyor sultanım. Bir de Hürrem hatun halvet için hazırlanıyormuş galiba."
"Böyle olacağı zaten belliydi. İlerisi için bir şeyler yapmak lazım. O hatun kendini yine has odanın sahibi ilan edecek."
Gülşah hatun atıldı,
"Sultanım siz kendinizi yormayın. Haddim değil lakin karnınızdaki bebeğinizi düşünmelisiniz. Biz ne gerekiyorsa yaparız.""Şimdilik sessiz kalalım..."
Hürrem hatun akşam has odaya gitti. Mahidevran sultan ise uzun zaman sonra huzursuz bir gece geçiriyordu. Ertesi günde Hürrem'le valide sultan dairesinde karşılaştılar. Hürrem hatun çok mutlu görünüyordu. Hafsa sultan mecburiyetten Hürrem'e sandığından elmas taşlı, altın bir bilezik hediye etti.
Mahidevran haset dolu bakışlarla Hürrem'i izledi. Dişli bir rakibi olduğu gerçeğini yeni idrak ediyor gibiydi. Bundan sonraki hedefi Hürrem'in güçlenmesini ve yeni rakipleri engellemekti.
***
3 ay sonra 1522;
Harem uzun zamandır sessizdi. Hürrem hatun yine has odanın sahibi gibi davranıyordu. Cariyeler bu durumdan hic hoşnut değildi. Hafsa sultan da Hürrem'in tavırlarından en az cariyeler kadar rahatsız oluyordu. Mahidevran şimdilik sessiz kalmaya karar vermiş olsa da Hürrem'e sinir oluyordu. Onu en çok üzen de Süleyman'ın hala Hürrem'den vazgeçmemesiydi. Mahidevran uzun zamandır Süleyman'ın Hürrem'den vazgeçeceğini düşünüyordu. Fakat Süleyman Hürrem'e daha da bağlanmıştı. Bu durumda Mahidevran'ı çok üzüyordu. Fakat yine de entrikalardan uzak durmaya çalışıyordu.Gülfem hatun Hatice sultanı ikna edip İbrahim'le aralarını yapmıştı. Şimdilik ara sıra birbirlerine mektup yollayarak aşklarını dile getiriyorlardı.
Bu sabah Mahidevran sultan kendini pek iyi hissetmediği için kahvaltı sofrasında erken kalkmıştı. Mustafa'yı mektebe gönderdikten sonra biraz hava almak için has bahçeye çıktı. Fakat hâlâ kendini iyi hissetmiyordu. Mahidevran'ın durumunu farkeden Gülşah hemen sordu.
"Sultanım iyi misiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBEDEN SULTANLAR: Mahidevran Sultan
Ficción histórica•Kaybeden Sultanlar Serisi I.Kitap• Osmanlının talihsiz hasekisi; batan güneşi, solan çiçeği... Manisa Sarayı onun baharıydı, Topkapı Sarayı ise onun kışı oldu. Manisa Sarayı ona cennet gibiyken, Topkapı Sarayı onun cehennemi oldu. Zamanla aşkını k...