✅
Herkese merhaba bu benim ikinci fic deneyimim. Biraz gerçek dışı bir kurgu ama güzel olacağını umuyorum. Herkese iyi okumalar!!!
Öğle arası olduğunu belli eden zil çaldığında, edebiyat öğretmeni Bay Kim; elindeki konuyu anlattığı kitabı kapatarak sınıftan çıktı. Hyunjin zilin çalmasının verdiği rahatlıkla, Jisung'un yanındaki sıradan kalkarak, başında dikilmeye başladı.
'' Hadi yemek yemeye gidelim. ''
Jisung, Hyunjin'in heyecanlı sesine nazaran kısık çıkan sesiyle, '' Hiç aç değilim Hyunjin, siz gidin ben burada uyuyacağım.'' dedi ve kollarını sıranın üstüne koydu ve kafasını da kollarının üzerine yasladı.
Hyunjin bir müddet daha başında bekledikten sonra, '' Peki, sen bilirsin.'' dedi ve adımlarını sınıfın dışına çevirdi.
Jisung, dün akşam favorisi olan 'Anıların Labirenti' kitabını bitirmiş ve en çok sevdiği, hatta aşık olduğu karakterin yeniden öldürülüşüne şahit olmuştu. Bu yüzden, morali çok bozuktu ve hiçbir şey yerine getiremezdi.
Bu kitap, kendini bildi bileli kitaplığına duruyordu ama iki yıl önce ilk defa okumuştu. Okuduktan sonra ise kitabın bağımlısı olmuş, canı her istediğinde tekrar tekrar okumaya başlamıştı. Kitabın konusu, tarihte geçen bir aşk hikayesini içeriyordu ama Jisung'un ilgilendiği onlar değildi.
Baş roldeki karakterin en yakını olan Lee Minho'ydu. Kendi aşkı için hep sessiz kalmış ve aşık olduğu kişi ortaya çıkınca, idam ettirilmiş o harika karakterdi. Aşkı için savaşan ama aşık olduğu kişi için hastalıklı ilan edilen, o mükemmel karakter. Hatta bazen sadece onu düşünmek için onun adının geçtiği yerleri okuyor, kitapta anlatıldığı kadarıyla portresini çizmeye çalışıyordu.
Jisung'un bu kitaba tam olarak bağlanmasının sebebi, belki de kendisini yeni yeni tanımaya başladığı dönemlerde okuduğu içindi. Sonra kendisini bir anda kurgu karakter olan Lee Minho'ya aşık olarak bulmuştu. Böyle bir dünyada var olmasını, gerçekten karşısına çıkmasını o kadar çok istiyordu ki. Bunun için Tanrıya her gece böyle birisini karşısına çıkarsın diye yalvarıyordu bile.
Arkadaşlarına göre gerçek olmayan birisine aşık olmak ya da onların deyimiyle hayranlık duymak delilikten başka bir şey değildi. Jisung kendi kendine ' ya ne yapsaydım Felix gibi kendini havalı zanneden, burnu havada bir tipe mi tutulsaydım? Ölürüm daha iyi. ' diye düşündü.
-----------------------------------
Jisung orada hala Lee Minho'nun ölümünü düşünürken, diğer çocuklar gelip yanındaki boş sıralara oturmuşlardı. Bunu da çekilen sıraların sesinden anlamıştı.
'' Jisung'un neyi var? Sabah da pek iyi değil gibiydi.'' diyen Felix'in sesini duydu ama cevap vermek için hiçbir girişimde bulunmadı. Şu anda daha önemli bir işi vardı, aşık olduğu adam için yas tutuyordu.
Yanında oturan Hyunjin boğazını temizledi ve " Anıların Labirenti '' demekle yetindi.
'' Yok artık Jisung hala mı?'' dedi Seungmin ve Jisung'u kollarından tutarak üstüne yattığı sıradan kaldırdı.
'' Ne hala mı?'' dedi dolu gözleriyle.
'' Kitabı belki bininci okuyuşun ama hala o kurgu karakter için üzülüyor musun?''
'' O sadece bir kurgu karakter değil tamam mı !? '' diye bağırdı ve gözündeki yaşları daha fazla tutamadan süzülmeye başladılar.
Felix, Jisung'un yanaklarından akan yaşları gördüğü gibi Seungmin'e uyarıcı bir bakış atıp Jisung'un yanına geçti ve tombul yanaklarından akan yaşları silip kafasını göğsüne bastırdı. Bozuk Korecesi ile '' Jisung'un bu konuda hassas olduğunu sanki bilmiyorsun Seungmin.'' diye söylenmeyi de ihmal etmedi tabi.
![](https://img.wattpad.com/cover/252330168-288-k385732.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dream Of The Book | Minsung
FanfictionJisung sadece hayalindeki karakterin gerçek olmasını istedi. - Minsung - bxb Başlangıç : ~ 2020.12.25 ~ Bitiş : ~ 2021.02.01 ~