İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... OTUZ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...
Kapısı her açıldığında kalbi yerinden atacakmış gibi hissediyordu. Her seferinde neyle karşı karşıya geleceğini anlayamadığı için korkudan donuyordu. Sean ve babası gelmemişti. Ne kadar zaman olmuştu acaba? Bir hafta? On gün? Ay olmadığını biliyordu ama sanki aradan yıllar geçmiş gibi gelmeye başlamıştı.
Açıkçası takdir etmek gerekirdi. Çocukluğundan beri kendi evinde bu kadar zaman geçirmemişti ve Sean bunu bir şekilde başarmış gibi görünüyordu.
Neden ortalarda yoklardı? Çoktan zaferini kutlamaya başlaması gerekmiyor muydu? Derin bir nefes alıp verdi ve kendini sakinleştirmeye çalıştı.
Odanın içi yıkık döküktü. Kendisi için konulan bütün eşyalar kırılmış ya da yerlerdeydi. Eline geçirdiği her şeyi o lanet pencereye ve kapıya fırlatmıştı. Kim evin içine bir çelik kapı koyardı ki? En azından kendine bir silah bulmuştu.
Sandalyenin kırılan parçaları onun için beysbol sopası görevi görecekti. Bir tanesini oturduğu tekli koltuğun yanına koymuştu. Diğerlerini de çeşitli yerlere saklamıştı. Onu bekliyordu. Sean o kapıdan içeri girecekti ve o zaman hiç acımayacaktı ona.
Babası girerse ne yapardı bilmiyordu. Ona zarar vermek kötü sonuçlar doğurabilirdi. Taehan, Sean ile rahat rahat başa çıkardı ancak babasını onun üzerine salarsa bunun sonuçları çok daha kötü olurdu.
Kapının sesleri genç kadının gerilmesine neden oldu. Yine de sanki bütün dikkatini okuduğu kitaptaymış gibi başını eğdi. Herhangi bir hizmetçi gelirse- ki odayı dağıttığından bu yana beş kere gelmişlerdi- onu yollayacaktı. Skyla'ya göre vermek istediği mesaj yerine ulaşmış olmalıydı.
Belli ki ulaşmıştı. Günler sonunda biricik nişanlısı nihayet içeri girdi. Skyla başını kaldırmadı kitabından. Ne hakkında olduğu konusunda bile en ufak bir fikri bile yoktu.
Sean derin bir nefes alıp ortalığa baktı. Kırılan tuvalet masasına doğru gitti. "Tatlım" dedi. "Bu masayı Tanya Alcotte, sana düğün hediyesi olarak özel tasarlamıştı. Bu masaların kadınların kalesi olduğunu söylerdi."
Sağ olsun...
Başını kaldırıp tepki vermemeye özen gösterdi. Bu sanıldığı kadar kolay bir şey değildi. Çünkü dilini ısırmak zorunda kalmıştı. İğneleyici bir yorum yapmak için şuan sağ kolunu verebilirdi. Hatta onun kafasına bir sopa kırsa muhtemelen beyninde bir düzelmeye sebebiyet verebilirdi.
Sean bir süre ona baktı ardından başını iki yana salladı. "Anlamak zorundasın" dedi en sonunda. "Çok yaramazlık yaptın, Skyla" dedi. "O gökdelenin tepesindeki görüntülerini gördük. Taehan Coldoba ile" Başını iki yana salladı. "Serserilerle yatacak kadar düştüğüne inanamıyorum. Bunun bir daha olmasına izin veremem"
Biliyordu! Buraya birden bire hapsedilmesinin bir nedeni olduğundan emindi. Elindeki kitabı yavaşça kapattı ve ayağa kalktı. Gözlerini direk onun gözlerine dikti. "Sevdiğim adamla birlikte olmanın neresi kötü olabilir ki?" derken masum bir şekilde gülümsüyordu.
İşte oradaydı. Sean'ın deliliği yüzüne yansımaya başlamıştı. Başka bir erkeği sevdiğini duymak erkeğin yüzünün çarpılmasına neden oldu. O iyi aile çocuğu tavırları birden yok oldu ve üzerine doğru yürümeye başladı.
Elindeki kitabı erkeğe doğru fırlattı. Ancak bu Sean'ı durdurmadı. Kadının bir bileğini yakaladı. "Sen benimle evleneceksin" diye bağırdı. "Senin seveceğin tek adam ben olacağım"
Korkmuyordu. Umurunda değildi. Onu istediği kadar bir yerlere kapatabilir ya da tehdit edebilirdi. Bunlar Skyla'yı yıldırmaya yetmezdi. Kitabı fırlattığı anda eline alıp arkasında sakladığı sopayı sıkıca tuttu. "Öyle bir şey olmayacak" diye fısıldadı.
Sean öfkeyle onu kendisine doğru çekerken Skyla, sopayı bütün gücüyle savurdu. Ah, bunları beysbol sopaları kadar sağlam yapmıyorlardı. Sopa erkeğe vurduğu anda kırıldı ve bir parçası odanın kapısına doğru uçtu.
Erkek acıyla inleyerek iki büklüm olduğunda Skyla ona sert bir tekme attı. Bu bir şekilde onu çok mutlu etmişti. İçinin yağlarının eridiğini hissediyordu ama ne kadar vurursa vursun yeterli gelmiyordu. "Bunu kutla bebeğim" diye bağırdı kendisinden uzaklaşmaya çalışan adama doğru neşeyle. "Bundan sonraki bütün hayatın bu şekilde olacak. Benimle evlenmek mi istiyorsun?" dedi ve yatak örtülerinin altında sakladığı bir sopayı daha çıkardı. "Bununla evlenirsin ancak"
Sean odadan hızlı bir şekilde kaçmaya çalıştı ancak Skyla onu bu kadar kolay bırakmayacaktı. Burada ölmesi umurunda bile değildi. Öne doğru atıldı ve onun üzerine çıktı. O anahtarları bir alabilse buradan çıkabilmek için bir şansı olabilirdi.
Erkeğin bağırmasına karşı odaya korumalar daldı. Skyla hızla geri çekildi ve tek eliyle tuttuğu sopayı adamlara doğru tuttu. Ancak anlaşılan adamlar yalnızca patronlarını kurtarmaya gelmişlerdi. Sean'ı çekip odadan çıkardılar ve kapıyı arkasından kilitlediler.
Kısa günün karı...
Skyla hafifçe gülümsedi ve boştaki eline baktı. Sean'ın cep telefonunu yürütmeyi başarmıştı. Bu ona birkaç dakika da olsa zaman kazandırırdı hiç şüphesiz.
Tahan telefonu çalmaya başladığında kafese kapatılmış bir kaplan gibi nereye saldıracağını bilemez bir haldeydi. Anlaşmayı yaptığından bu yana bir saatten fazla geçmişti ancak hala bir haber yoktu.
Evde duramamıştı. Dayısının yanına gidemezdi şuanda. Bu yüzden Solid'e gelmişti. Nasıl olsa Azrail ile el sıkıştıktan sonra nerede, kiminle, ne yaptığının takip edileceğini biliyordu. O, yerini biliyordu. Bu yüzden nereye giderse gitsin bir şey fark etmezdi.
Telefona doğru atıldı. Tanımadığı bir numaraydı bu. "Alo"
"Taehan"
Kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Skyla'nın sesiydi bu. Fısıldayarak konuşuyordu ve tedirgin gibi geliyordu ama oydu. Bir rahatlama erkeği yakaladı. "Skyla" diye mırıldandı. "İyi misin bebeğim?"
"Beni bir çiftlikte tutuyorlar. Çok fazla zamanım yok. Kilitliyim burada. Taehan bizi görmüşler. Birlikte olduğumuzu öğrenmişler"
Biliyordu. Lanet olsun, onu o eve geri göndererek ne bok yediğini bile bilmiyordu. Orada işi bittiği anda onu dayısının evine götürmeliydi. "Bebeğim" dedi. "Sakin ol. Seni oradan çıkaracağım. Gereken ayarlamalar yapıldı." Bir an durdu. "Bana güven Skyla. Seni o adamın ellerine bırakmayacağım."
O kadar mutluydu ki kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Taehan'ı ararken tedirgin hissetmişti nedense ama şimdi biliyordu. Bu adam onu gerçekten seviyordu. Gözleri kapandı yavaşça. Sesini duyduğu için çok mutluydu.
Dışarıdan gelen ayak sesleri dikkatini çekti. "Geliyorlar" diye fısıldadı. "Kapatmalıyım."
"Skyla"
Aceleci bir sesti. Hatta perişan geliyordu kulağa. Genç kadının gözlerinden bir damla yaş aktı. Hayatında en son ne zaman bu kadar mutlu hissettiğini hatırlamıyordu. Gelecek olanı biliyordu.
"Seni seviyorum"
"Bende seni seviyorum" diye cevap verdi ve telefonu kapadı.
Bu sefer gelen babasıydı. Genç kadın gözlerini ona dikti. Edgar, kızını buz gibi gözlerle inceledi. Elindeki telefonda durdu. Ardından başını iki yana salladı. "Yaramazlık yaptın, Skyla" dedi sert bir sesle. Ardından arkasındaki korumalara baktı. "Onu aşağı kilitleyin. Elleri ve ayakları bağlı olsun. Daha fazla sorun çıkarmasını istemiyorum" dedi ve odadan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHMAKLAR ŞÖLENİ- MİLYONLUK BEBEK 2
AdventureSKYLA COLİNS, BABASI VE İSTEMEDİĞİ NİŞANLISININ ARASINDA SIKIŞMIŞ SOSYETİK BİR KADINDIR. MAGAZİNCİLERİN EN GÖZDE HABER KAYNAKLARINDAN BİRİ VE YARATTIĞI SKANDALLARDAN ZEVK ALAN KADININSA KİMSENİN BİLMEDİĞİ BİR YANI VARDIR. O BU YAŞADIĞI HAYATTAN NEFR...