Bölüm 8-9

2.8K 298 64
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... ÇİFT BÖLÜM OLDUĞU İÇİN ELLİ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


Solid'in karanlık ve sessizliği onu içine alıyordu. Kafasının içinde dönüp duran bütün o görüntülere onu rahat bırakmamak konusunda son derece kararlıydılar. O gözleri unutmak istiyordu. Heyecanla kocaman açılmış gri gözlerin içindeki şehir ışıklarını unutamıyordu. O kadar güzel bir andı ki o kafasından silip atamıyordu. Sonrasında onun gözlerine bakacak cesareti olmamıştı. Heyecanlı gözlerin içindeki ışıklarla korku dolu gözlerin içindeki ışıklar birbirinden çok farklı manzaralardı.

Lanet olası nasıl bir kadının gözlerine ilgi duyabiliyordu ki? Kadınların gözlerine bakmazdı. Göğüsler ve bacaklar ilgisini çekerdi çünkü onlardan istediği tek şey her zaman bedenleri olmuştu.

Skyla'dan ne isteyebilirdi ki? Kendisi vasıfsız olduğunu söylemişti en başta. Vasıfsız olduğu için bu kadar tehlikeliydi. Ondan korkuyordu. İnsanların genel yapısıydı bu. Korktukları şeyleri yok etmeye çalışmak. Kendisinin korktuğu kadar onun da kendisinden korkmasını istemişti sadece.

Dayısı onun bir kadından korktuğunu duysaydı ne derdi acaba? Gabriella kesinlikle haklı olduğunu söylerdi. Kadınlardan korkmak gerektiğini savunurdu hep zaten. Ancak dayısı daha otoriter ve ataerkil bir adamdı. Hoş evliliğinden sonra pek bu özellikleri barındırmamaya başlamıştı ama yine de...

Başını geri attı. Kulağındaki uğultuyu yok saymaya çalıştı. Başı ağrıyordu. Bu sefer işe yaramıyordu. Solid, her zaman onu sarıp sarmalayan ve koruyan bir anne gibiydi. Onu dış dünyadan uzak tutan güvenli bir kucak gibi ama bu sefer Solid bile onu rahatlatamıyordu.

"Neden?" diye fısıldadı gözlerini açıp tavandaki kurşun deliklerine bakarak. "Bana yardım etmiyorsun"

Cevap vermeyecekti. Zaten asla cevap vermezdi. Belki de onu bu yüzden çok seviyordu. Evinin bunaltıcı sessizliği yoktu burada. Solid'in sessizliği büyük bir fırtınadan sonra hayatta kalmanın sevinciyle dolu sessiz bir çığlık gibiydi hep.

Taehan'ın bir gün yakalayacağı bir çığlıktı bu. Ancak bir türlü zamanı gelmiyordu. Bu kadar boş hissetmesi saçmaydı. Ailesini seviyordu. Onlara yardımcı olmak için her şeyi yapardı. İşleri dayısının istediği gibi devralmış ve büyütmüştü. Servetine servet katmıştı. Ancak bu histen kurtulamıyordu bir türlü.

Elini kalbine götürdü altındaki gömleği sımsıkı tuttu. Bu histen kurtulmak için ne yapması gerekiyordu gerçekten. Ergenlik zamanında yaptıklarının sonuçlarına katlanmıştı. Dayısı gibi dövüşmeyi öğrendiği zamanlardı.

Taehan süt çocuğu olarak büyütülmemişti. Belli bir yaşa geldikten sonra dayısı onu bizzat eğitmişti. Ancak yengesinin bütün itirazlarına ve dayısının güvenliğine rağmen kendisini neredeyse öldürmek üzereydi. O kafes dövüşlerinde almıştı bütün yaralarını. O işlerin ne kadar pis olduğunu öğrenmek için kazanmak yeterliydi.

Elbette ki kendisini kurtaran yine dayısı olmuştu. Gözlerini açtığında hastanedeydi. Kim olduğunu bilmeyen adamlar onu yakalayıp bahisleri mahvettiği için öldüresiye dövmüşlerdi. Gözlerini hastanede açmıştı.

Yaptığı pek çok aptalca şeyden ilki olmuştu bu çünkü sıkılıyordu. İçindeki boşluk onu boğuyordu. Kurtulmak için bir limana ihtiyacı vardı ve hiçbir şey onu kurtaramıyordu. Daha ne kadar düşecekti? Bir kadına zarar verecek kadar? Öldürecek kadar?

AHMAKLAR ŞÖLENİ- MİLYONLUK BEBEK 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin