AHMAKLAR ŞÖLENİ- MİLYONLUK BEBEK 2

Bölüm 26

İYİ OKUMALAR ARADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... OTUZ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...

Uyandığında yatağı boştu. Genç adam, gerinip çift kişilik yatağın sol tarafına baktı. Buruşmuş çarşaf ve yastıklar dün gece olanların rüya olmadığını kanıtlıyordu. Ancak açıkçası uyandığında onun yanında olması daha hoşuna giderdi.

Yorganı bir kenara atıp banyoya doğru gitti. Mutfaktan gelen sesleri duyduğu için acele etmiyordu. Küçük hanım onu yatakta yalnız bırakarak bir cezayı hak etmişti ne de olsa. Sıcak suyu açıp hızlı bir duş aldı. Açıkçası bugün hiçbir şey yapmak istemiyordu ancak günün ne getireceğini de gerçekten bilmiyordu.

Umurunda değildi. Gerçekten uzun zaman sonunda ilk kez rahatlamış ve huzurlu hissediyordu. Şuan tepesine bir göktaşı düşebilir ya da Zeus kafasına bir yıldırım atabilirdi. Gerçekten bu kadar mutluyken her şeyi bekliyordu.

Sıcak su zihnini temizledi ve bir kere daha fark etti. Skyla sonunda onun ellerindeydi. Kendi isteği ve rızasıyla üstelik. Ah, onunla tanıştığı günü düşününce nasıl bir belanın içine düştüğünü anlaması gerekirdi. Onu o gölün içinde çırılçıplak bir denizkızı gibi yüzerken gördüğü anda kolundan tutup eve götürmeliydi.

Ah, ev...

Gabriella ve dayısı onu bekliyorlardı. Onlarla en son geçen hafta konuşmuşlardı. Skyla kaçırılmadan önceydi ve eve bir misafir götüreceğini söylemişti. Araya giren sorunlar bunu ertelemiş olsa bile yapması gereken şey kesindi. Dahası dayısına olan biteni anlatmak zorundaydı. Başından büyük bir işe bulaşmıştı ve kesinlikle yarışamayacağı kadar güçlü bir adamla el sıkışmıştı.

Tanya'nın bütün pisliklerini ona satmak zorundaydı. Victor'u uzun zamandır görmemişti. Canının bir şeylere sıkılıp, kafasının atıp Paprika'yı yakmadığı belli oluyordu ama asistanlığını yaptığı için saçma sapan ve pahalı istekleri de bitmiyordu. Acilen kendisini çok yormayacak ve fakirleştirmeyecek bir asistan bulması gerekiyordu.

Çok fazla işi vardı. Bunları yaparken bir şekilde Skyla'yı da babasından ve nişanlısından koruması gerekiyordu. Başını iki yana salladı. Onun nişanlısı falan yoktu artık. Sadece babasının yandaşı vardı. Sean'ın Skyla ile bir ilişiği kalmamasını kesinleştirmeliydi.

Banyodan çıkıp beline bir havlu bağladı ve mutfağa doğru gitti. Genel sorunlarının odağındaki kadın mutfak masasında oturmuş ona gülümsüyordu. Üzerinde Taehan'ın tişörtü dışında bir şey yoktu. Kızıl renkli saçları gevşek bir şekilde bir kalemle tepesinde toplanmıştı. Yüzünde parlak bir gülümseme vardı. Önünde iki adet kahve fincanı vardı ve birinin dumanı tütüyordu.

Taehan, karşısındaki sandalyeye oturdu ve bir sigara yaktı. Yüzünü özellikle ifadesiz tutuyordu. Sigaranın dumanını havaya üfledi ve ona baktı. "Uyandığımda kadınımı yanımda isterim" dedi sert bir sesle.

Kısa bir an için tavrı Skyla'yı endişelendirdiyse de genç kadın kahkaha atmaktan kendisini alamadı. Açıkçası onunla birden fazla kere birlikte olmuştu ama hiçbir zaman tam bir gece geçirme şansları olmamıştı. Gerçekten onunla bir uyumuş ve kollarında uyanmıştı.

Dudaklarını büktü ve onu taklit ederek öne eğildi. "Bende erkeğimin horlamamasını tercih ederim ama her zaman her istediğimize ulaşamıyoruz anlaşılan"

"Ben horlamam"

Horlamıyordu gerçekten de ama neden bunu doğrulamak zorunda olsundu ki? "İstediğine inanmakta özgürsün" dedi omuz silkerek. Kendisine bir fincan kahve daha almak için ayağa kalktı ve onun yanından geçti.