Bölüm 21

2.1K 279 44
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... FARK ETMİŞSİNİZDİR Kİ FİNALE ADIM ADIM YAKLAŞIYORUZ... BENDE TAM NE ZAMAN BİTECEĞİNİ BİLMİYORUM AMA FİNALİ HİSSETTİM... :D HER NEYSE YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... OTUZ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


Ian, telefonunun çalacağını çok iyi biliyordu. Açıkçası buna sebebiyet veren kişi kendisi olmak istemezdi ama Taehan ne kadar uzak durursa dursun zamanı geldiğinde herkes gibi o da bu kervana katılmak zorunda kalacaktı. Emir verildikten sonra herkes mecburen uymak zorundaydı.

"Ayaklarını koyduğun o masa sandal ağacından bir klasik" dedi Caleb asabi bir sesle. Titiz olduğu için en ufak bir hataya tahammül edemezdi. Temizlik takıntısı da insanı çileden çıkaracak cinsten bir adamdı.

O kıymetli tik ağacından klasik masanın üzerinde duran telefona baktı. Dakikalar geçtikçe gerildiği bir gerçekti ve Caleb'da hiç yardımcı olmuyordu. Belki de bu işe bulaşmaması gerekiyordu ama o her zaman zayıf yönlerini gözlemlerdi.

Bu özelliği sayesinde Ian'ı ve Caleb'ı avcunun içine almıştı. Taehan'ı da aynı örümcek ağına düşürecekti. Taehan, o kadına çok düşkündü. Onu bulmak için elinden gelen her şeyi yapardı. Ruhunu şeytana satması gerekse bile yapardı muhtemelen.

"Bu işe hiç bulaşmamalıydım" diye fısıldadı dalgın bir şekilde. Sağ kolu Dennis hemen odanın kapısının önünde duruyordu. Kendi sağ kolu olarak çalışıyor olmasına rağmen Dennis'in asıl olayı ona haber uçurmaktı. Taehan'ın durumundan zaten bu sayede haberdar olmuştu. "Onu bu işin içine çekmek tam bir rezillik"

Caleb tabi ki onun neden bahsettiğini çok iyi anlıyordu. Sonuçta her ikisi de aynı bataklığın dibindeydiler. Bu yüzden olsa gerek tik ağacından yapılma klasik masayı bir kenara bıraksa da gözlerinden o bacakları kesmek istediği belli oluyordu.

Onun bu titizliği ve takıntısı gerçekten can sıkıcı bir durumdu. OKB hastalığı bazen iş yapmayı bile zorlaştırabiliyordu. Dahası bu adam ülkedeki bütün kumarhane gücünü tek elinde bulunduruyordu. Sanki kumarhaneler titizlikten yıkılıyormuş gibi.

Gerçi hakkını yememek gerekiyordu. Caleb yaptığı her işte titiz bir adamdı ve bu onun en güvenilir olmasını sağlıyordu. Muhtemel olarak Ian'ın herhangi bir işini Ian'dan çok daha iyi hallederdi.

"Neden bu kadar kafana takıyorsun ki? Arada sen olmasaydın bile o, Coldoba'yı yanına çekmenin bir yolunu bulurdu" dedi Caleb başını tekrar bilgisayarına çevirerek. "Şimdi indir ayaklarını"

Onunla tartışmanın bir yararı yoktu. Her ne iş yaptığını bilmiyordu ama onun şuan tüm kafasının masada olduğunu biliyordu. Ayaklarını masadan indirmeden rahat bir nefes alamayacaktı ve Ian'da bundan çok eğleniyordu. Onunla uğraşmak çok kolaydı.

Burada kim kimi yener durumu asla olmuyordu. Bu dünyada kurtlar ve daha güçlü kurtlar vardı. Buna karşılık Ian ve Caleb gerçek birer arkadaşlardı. Ian'ın aralarına Taehan'ı sokmakla bir derdi yoktu. Açıkçası kendisiyle hapishaneleri gezebilen biri olması işin geliyordu. Caleb'ın kafasına bir silah dayasalar ve hapishane gezileriyle ölüm arasında tercih yapmasını isteseler, Caleb hiç şüphesiz ölümü seçerdi.

Gerçi haklıydı. Eğer Ian işin için girmemiş olsaydı bile o, Taehan'ı yanına çekmenin bir yolunu bulurdu. Bu en azından biraz olsun rahatlamasına sebep olmuştu. Yine de bir işi vardı. Eğer Taehan, onun teklifini kabul ederse o zaman onları buluşturmalıydı. Eğer reddederse ki umuyordu ki reddetmezdi o zaman başka bir şekilde onu yanına alırdı ve bu durumda Taehan çok yıpranırdı.

AHMAKLAR ŞÖLENİ- MİLYONLUK BEBEK 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin