İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... OTUZ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...
Bu sefer erken giden kendisiydi. Muhtemel olarak hazırlanması kısa sürdüğü içindi. Kot pantolon ve askılı tişört geçirip gelmişti. Makyaj yapmaya da ihtiyacı yoktu. Tişörtü karnındaki morlukları kapatıyordu. Boynundaki için kapatıcı kullanmıştı. Kolu için yapabileceği bir şey yoktu sorarsa düştüğünü söylerdi. İkinci kere şiddete uğradığını görmesini istemiyordu. Yeterince zayıf görünmüştü muhtemelen gözüne.
Bu kulede neden buluşmak istediğini anlıyordu. Bu manzara muhteşemdi. Gözlerini ayıramayacağı kadar güzeldi. Aşağıda devam eden hayata karşılık birer tanrı gibi izliyordu onları. Sanki elini şıklatsa her şey bir an da yerle bir olur gibi geliyordu.
Gözlerini kapadı ve serin havayı hissetti. Gözlerinin önüne gelen beyaz duvarlar ve kolonlardı. Kendi evinden nefret ediyordu. Oradan uzakta olduğu her an özgürdü. Orada olduğu her an esir. Eline bir silah alıp önüne geleni vuramıyor olmak çok iğrençti. Ona zarar veren insanlardan hesap sormak istiyordu.
Hiçbir şey yapamıyordu. Bir şeyler yapabilmek için bile başkalarına ihtiyacı vardı. Kollarını kendisine sardı. Bu işi uzattıkça kendisine zarar veriyordu. Yavaş yavaş halletmesi gerektiğini düşünmüştü hep ama artık biliyordu ki zamanı yoktu.
Geçen her gün Sean daha da cesaretleniyordu. Ne yaparsa yapsın o cesareti bir türlü kıramıyordu. Geçen günkü davranışı hiçbir şeye benzemiyordu. Çok hiddetliydi. Kendisinden nefret ediyordu resmen. O zaman neden evlenmek için bu kadar ısrarcıydı ki? Ona eziyet etmek için mi? Canını yakabilmek için mi?
Nasıl bir sadistti bu adam? Bu zamana kadar neyle karşı karşıya olduğunu hiç fark etmemişti. Onu küçümsediği gerçeğini yok sayamazdı. Tıpkı diğer insanların ona yaptığı gibi. Bunun nasıl bir şey olduğunu bildiği halde böyle aptalca bir hataya nasıl düşebilirdi?
Bir haftadan biraz fazla olmuştu onu görmeyeli. En son hastanedeki toplantının olduğu gece konuşmuşlardı. Ne kadar güzel olduğunu unutmuştu. Hayallerindeki ya da rüyalarındaki gerçeğinin yakınından bile geçmiyordu.
Tuhaf bir şekilde orada dururken kırılgan görünüyordu. Daha önce hiç görmediği bir şeydi bu. Her zaman karşısında güçlü durmuştu. Taehan, yumruklarını sıktı. Onu böyle bir şekilde görmeyi beklemiyordu. Bu gündüz hissettiği öfkesini sanki beşe katlıyordu.
Ona doğru yaklaştı ve hemen arkasında durdu. "Skyla"
Kalbi yerinden fırlayacak gibi attı. O kadar heyecanlanmıştı ki bir an da neredeyse dengesini kaybedecekti. Adını söylemişti! Duymayı çok istemişti ve o sonunda adını söylemişti. Sesinin sert ve soğuk çıkmış olması önemli değildi.
Yavaşça arkasını döndü ve ona baktı. Yakışıklı mıydı? Çok yakışıklıydı. Gece mavisi gözlerinde amansız bir ifade vardı. Siyah saçları rüzgârla uçuşuyordu. Erkek elini ona doğru uzattı.
Skyla tedirgin bir şekilde o ele baktı önce. Geçen sefer bu teklifi kabul ettiğinde Taehan onu neredeyse bu gökdelenden aşağı atacaktı. Yine de kolay kolay akıllanan biri değildi sonuçta. Elini ona doğru uzattı. Erkek yavaşça onu kendisine doğru çekti.
Taehan baştan ayağa süzdü onu. Pantolonu biçimli bacaklarını sarmalamıştı. Nazik davranmaya çalışarak elini aşağı indirdi ve tişörtünün eteklerini tuttu. Yavaşça yukarı kaldırmaya başladı. Skyla şaşkın bir nefes aldı ve onu durdurmak için elini tuttu. Ne yapıyordu? Neden böyle davranıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHMAKLAR ŞÖLENİ- MİLYONLUK BEBEK 2
AdventureSKYLA COLİNS, BABASI VE İSTEMEDİĞİ NİŞANLISININ ARASINDA SIKIŞMIŞ SOSYETİK BİR KADINDIR. MAGAZİNCİLERİN EN GÖZDE HABER KAYNAKLARINDAN BİRİ VE YARATTIĞI SKANDALLARDAN ZEVK ALAN KADININSA KİMSENİN BİLMEDİĞİ BİR YANI VARDIR. O BU YAŞADIĞI HAYATTAN NEFR...