İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... OTUZ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...
Dört gün geçmesine rağmen henüz ses seda çıkmamıştı. O telefonu yanından ayıramıyordu. Attığı mesajlara da cevap verememişti. Hayatında ilk defa bir erkeğin mesaj atmasını liseli ergen âşık kızlar gibi bekliyordu. Hayatında ilk defa tuvalete bile telefonuyla gidiyordu.
Evde oturup durması biraz fazla dikkat çekiciydi muhtemelen. Skyla'nın hayatında dört gün üst üste evden çıkmaması gibi bir durum hiçbir zaman olmamıştı. Gözleri üzerine çevirmek istemiyordu bu yüzden birkaç rahatsızlık uydurmuştu.
Karın ağrıları, halsizlik gibi pek çok şikâyette bulunmuştu. Hizmetçiler ne kadar endişelendilerse artık bildikleri ve soğuk algınlığına iyi gelen ya da direnç arttırdığına inandıkları her şeyi dayamışlardı.
Tabi ki boş durmamıştı. Evde olduğu bu süre zarfında çok güzel kanıtlar elde etmişti. Eğer olur da Taehan teklifini kabul ederse ona çok güzel hediyeler verecekti. Bu sefer sadece fotoğraflar ya da kopya belgeler yoktu. Bir iki kere ses kaydı almayı da başarmıştı.
Sean son olan olaylardan sonra ona bir kere daha yanaşmamıştı ama bu pes ettiği anlamına gelmiyordu. Pes etmiş olsa nişanı atardı. Ancak Skyla çok iyi biliyordu ki o sadece şimdilik geri çekilmişti.
Açıkçası bir yavaş yavaş umutlarını kaybetmeye başlıyordu. Sessizlik devam ettikçe endişelendiğini hissedebiliyordu. Kendisini meşgul etmeye çalışsa bile kafasının arkasındaki sesleri susturamıyordu. Tüm umutlarını kaybettiğinde ve artık beklemekten yorgun düştüğü beşinci günün öğleninde beklediği mesaj geldi.
Kendi yazdığı destan gibi mesajların ve elbette ki en sonunda küfretmeye varan cümlelerin ardından tek bir satır göze çarpıyordu. Neredeyse havalara uçacaktı.
"Akşam dokuzda Seagull Tower'ın en üst katı"
Sadece bu kadardı ama bu bile yeterliydi. O kadar çok beklemişti ki günün geri kalanını bile nasıl geçireceğinden emin değildi. Tek bildiği şey Taehan'ın teklifini reddetmemesini sağlayacaktı. Bunun için ne yapması gerektiği umurunda değildi. O lanet kuleyi patlatmasını istese patlatacaktı. Eğer paraşütle atlamasını isterse atlayacaktı.
Günün geri kalanını kendisini toplamakla geçirdi. Son dört günü çok dağıtarak geçirmişti. Onun üzerinde cazibesi o kadar da etkili olmuyordu. Ancak kullanabileceği her şeye ihtiyacı vardı. Süt banyosu yaptı, vücudunu kremlerle ve bitkisel yağlarla nemlendirdi. Saçlarını özenle yıkadı ve şekillendirdi.
Siyah askılı tişört ve kırmızı üzerinde küçük çiçeklerin bulunduğu pilili bir etek giydi. Çok gösterişli olmak istemiyordu. Yanına sportif bir sırt çantası aldı ve içine cüzdanını koydu. Bir kadın için önemli şeyleri gizlemenin daha güzel yerleri vardı.
Taehan'a karşı zayıftı. Açıkçası onun için saatlerini harcadığını öğrenmesini istemiyordu. Dahası babasının ya da Sean'ın nereye gittiğini öğrenmemesi gerekiyordu. Yani öncesinde boy göstermesi gereken yerler vardı.
Dış kapı onun için özel bir hapishanenin çıkış kapısı olarak görünüyordu her zaman. Oradan çıkabildiği her an özgürdü. Ancak çıkış kolay değildi. Her zaman bir şey çıkardı. Geçen zaman içinde Skyla bu saldırıları savuşturmakta her zaman başarılı olmuştu.
"Skyla!"
Babasının keskin ve net sesini duyduğu anda sırtından aşağı ürpertiler indi. Başgardiyanı yine onu yakalamıştı. Arkasında da yardımcısı duruyordu. Sean ile birlikte merdivenlerden indi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHMAKLAR ŞÖLENİ- MİLYONLUK BEBEK 2
AdventureSKYLA COLİNS, BABASI VE İSTEMEDİĞİ NİŞANLISININ ARASINDA SIKIŞMIŞ SOSYETİK BİR KADINDIR. MAGAZİNCİLERİN EN GÖZDE HABER KAYNAKLARINDAN BİRİ VE YARATTIĞI SKANDALLARDAN ZEVK ALAN KADININSA KİMSENİN BİLMEDİĞİ BİR YANI VARDIR. O BU YAŞADIĞI HAYATTAN NEFR...