Arkadşlar oy ve yorun sayısı düşüyor gibi görüyorum. Lütfen hassasiyet gösterin . Bakın ben yazarken bundan motive oluyorum lütfen oy verip yorum yapalım.
~~~~~~~~~~~~
Komutanım Roza'nın en son görüldüğü yeri tespit ettik. Yaklaşık yarım saat önce Kuşçulu köyünün on iki kilometre ötesinde bir kampta görülmüş. Köydeki adamlardan haber geldi komutanım. Çok kalabalık değillermiş ama birini bekliyorlarmış komutanım. Ne yapalım?"Mehmet Akif komutan ve Batın kafasını salladı. İkiside birbirine bakıp anlaştılar lakin sözlerle değil gözlerle
İkiside kimi bekledikelerini biliyordu. Onlar Kartal timini bekliyordu. Öyleyse istediklerini vermemek ayıp olurdu.
~~~~~~~~~~
Herkes harekat merkezinde toplanmıştı ve plan hakkında konuşuyorlardı.
"Şimdi Gözde ve Gökhan ikiniz köyün girinde pusuya yatıyorsunuz ve ben size işaret verdiğimde adamları indiyorsunuz. Maksimum 3 ıska hakkınız var. Fazlası olmasın."
Gözde ve Gökhan birbirlerine baktılar daha sonra da "Emredersiniz komutanım" deyip bir adım geri çekilmişlerdi.
"Kerem ve Emre ikiniz de kapma en yakın ve en yüksek noktada bekleyin komutumlar aşşağıya ineceksiniz. Yüzbaşım sen benimle geleceksin."
Eliyle önündeki haritadan yerleri göstererek anlatmaya devam etti."Üç çadır var sırayla giriştekinden başlayıp indireceğiz. Habere göre 30 kişi var, her çadırı on kişi koruyor. Ama bu sadece dışarıda duranlar, içerde ne kadar olduğunu bilmiyoruz. O yüzden dikkatli olmalıyız. Sana gelirsek Gül, burada en önemli görev senin. Onların arasına gireceksin Murat ile birlikte." Gül istifini hiç bozmadan hazır ola geçip emredersiniz komutanım dedi ve tekrar rahat pozisyonuna geçti.
O sırada Cihangiz öyle bir baktı ki, kim görse o bakışlardaki korkuyu görürdü. Onu bir kere kaybetme korkusu ile burun buruna gelmişti. İkincisinin olmasına izin veremezdi...
Herkes odadan çıkıp hazırlanmaya gittiğinde oda da Cihangir, Gül ve Batın kalmıştı. Cihangir deli gibi volta atıp duruyordu odada. Daha sonra durdu ve Gül'ün karşısına geçip ellerini yanaklarına koydu ve uzun denilebilecek süre dudaklarını anlına bastırdı. Daha sonra ayrılıp sımsıkı sarıldı ve fısıldadı.
"Allah'a emanet ol güzelim, çok dikkat et kendine."
~~~~~~~~~
Biraz daha ilerledikten sonra kolunu kaldırıp durma işareti verdi Batın. İleriyi çok net olmasada görebiliyordu. Dağlar bile kopacak olan kargaşayı anlamış puslanmıştı. Tüm hayvanlar kendini bir sineye almış gibiydi.
Arkasında yüzbaşıya hareket emri vererek yürümeye devam etti. Az sonra bir kayalığın arkasına vardılar ve bir süre aşşağıdaki çadırı izlediler. Az sonra bir kamyonet yaklaştı.
Nöbet değişimi olduğu sırada Gül'de gelen kamyonun içinden diğer mültecilerle indi ve büyük çadırın önüne doğru yürüdüler.
Gül'den gelen işretle ikiside hareketlendi ve hızla aşşağıya indiler. Gelmeden önce anlaştıkları şekilde ilk iki çadırın arkasından geçerek adamları indirmeye başlamışlardı .
Batın önünde ki adamı tuttu ve boynunu hızla çevirdi ve devam etti.
Nihayet iki çadırı temizlediklerinde Batın kulaklığında Gül'e seslendi.
"Duyuyor musun Gül? Cevap ver!" Dedi taviz vermeyen sesi ile.
"Komutanım burada anlamadığım şeyler var. Bişey için hazırlık yapıyolar, şaşıracaksınız ama Bacaksız Asım'da burda. Ama hiç iyi şeyler dönmüyor komutanım." Dedi endişeli bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bordo Bereli Prensim
ChickLitO arada telsizden bir ses yükseldi."İşime çomak sokmaktan hiç bıkmayacaksın değil mi komutan? Sonun abin gibi olacak ama sen hâlâ direniyorsun. Peki bana uyar. Senin canını büyük bir zevkle alacağım binbaşı." Batın, dişlerini sıkmaya başladığında kı...