Evvvet ben geldim.
Şimdi şöyleki bölümler 3 haftadan 3 haftaya ancak yayınlanıyor, çünkü 3 haftadan 3 haftaya çıkıyorum izine. Ama arada küçük kesitler koyarak bişeyler yapabilirim...
Keyifli okumalar.
~~~~~~~~~~~~
Onlar Türk askeriydi, bir adımıyla tüm dağı titreten, elindeki silahıyla etrafı inleten, Türk askeri...
Onlar için aşk, ellerindeki silah, gökyüzünde dalgalanan ay yıldız ve vatandı.
Onlar uyku nedir bilmeyen Türk askeriydi...
Onlar Hakkari'nin dağlarında yaşayan ve her dağa ismini kazıyan Kartal timiydi.
~~~~
"Komutanım duyuyor musunuz beni? İyi misiniz?"ardarda bir sürü cümle sıralanıyor etraftan fazlasıyla ses geliyordu ama Batın gözlerini açamıyordu. Tüm vücudunu tamamen kaybetmiş gibiydi, hissetmiyordu.
Batın halâ azını açıp tek kelime edecek gücü bulamıyordu. Fazlasıyla bitkindi.
"Komutanım ne olur cevap verin, iyi misiniz?" Murat'ın endişe içinde komutanına bakmayı sürdürürken, Batın yavaş yavaş kendibe geliyordu.
Ela gözlerini örten göz kapakları aralandığında karşısında sadece bir duvar vardı. İlk önce nerede olduğunu çok anlayamasada, hareket etmeye çalıştığı anda son olanlar yavaş yavaş aklına dolmaya başlamıştı.
Başını oynatacağı sırada hissettiği sızıyla dişlerini sıktı.
"Komutanım iyi misiniz?" diye tekrarladı sorusunu Murat.
"İyiyim aslanım iyiyim, sende iyi misin? Var mı birşeyin?" diye karşılık verdi Batın'da.
Murat kafa sallayarak"İyiyim ben komutanım. En son ne olduğunu hatırlıyor musunuz?" diye yanıtladı Batın'ı.
Aslında kendisi biliyordu ama eve ilk girdikleri anda yere düşüp kafasını vurduğu için emin olmaya çalışıyordu. Murat timin doktoru gibi bişeydi, ilk yardım ve kurşun yaralarına müdahalede gayet iyiydi.
"Az çok hatırlıyorum en son kapıdan girdiğimizi biliyorum. Sonrasını hatırlamıyorum. Ne oldu ki?" diye sordu kaşlarını çatarak.
Murat derin bir nefes aldı. "Birşey olmadı komutanım, kafanızı çarpmıştınız, bende emin olmak için sordum. Şükür ki bişeyiniz yok." dedi.
Batın kafasını salladı ellerindeki ipe küçümseyerek baktı.
"Ya ne bilim bu da olmaz yani, asker adamın eline ip bağlamak ayıp ya." dedi Batın gülerek.
Çünkü rahat bir şekilde ipten kurtulacağını biliyordu.
Baş parmağını eklem yerdinden çıkardı diğer bileği ile ipten kurtulmuştu bile.
Ayağa kalktığında ilk önce afallasada sonra kendine gelip duvara yaklaştı ve avucnun için sert bir şekilde vurdu birkaç kere.
Sonrasında Murat'ta aynısını yaptı ve kapıya yaklaşmaya başladılar. Murat tam bir adım daha atacakken Batın onu durdurdu. Çünkü önlerinde görülmesi çok zor ince bir ip vardı. Murat geri çekilip Batın'a baktı.
Batın kaşlarını çatmış birşeyler düşünüyordu. Aslında tahmin etmişti. Akıllı kadındı Roza, bunu tahmin etmiş olmalıydı.
Daha sonra cama doğru yaklaştı dışarıya baktı. Dışarıda camın önünde harlanmış bir ateş, Batın'ın gözlerinde parlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bordo Bereli Prensim
Romanzi rosa / ChickLitO arada telsizden bir ses yükseldi."İşime çomak sokmaktan hiç bıkmayacaksın değil mi komutan? Sonun abin gibi olacak ama sen hâlâ direniyorsun. Peki bana uyar. Senin canını büyük bir zevkle alacağım binbaşı." Batın, dişlerini sıkmaya başladığında kı...
