5.Bölüm"M-16"

4.8K 276 54
                                    

Eveeeeet herkese selaaam.

Nasılsınız?

Kısa bir süre daha sizi merakta bırakacağım ama son bir kaç bölüm.😄

Sizden tek ricam okuduğunuz diğer kitaplardada verilen emek için oy verin.Sonuçta herkes uzun kısa bir kitap yazıyor ve bu süreçte oy ve yorumlar çok önemli.Onun için sizden tek isteğim /isteğimiz oy!

Neysee...Hadi okuyun bakalım😄

~~~~~~~~~~~~~~~

Serra'dan

Şu kısacık hayatda herşeyi sonuna dek fazlasıyla ve gerçek yaşamak gerek.Neden biliyor musunuz? Eksikliği hissetmemek için.Mesela; Sevgiyi yaşarken en fazlasıyla yaşayın,en fazlasıyla sevin ama gerçekten sevin.Şefkati, merhameti, aşkı...En doğal haliyle, en gerçek haliyle yaşayın.

Az sonra silah eğitimine geçecektik. Yarın izinimiz olacaktı ve ben abim ile merkeze inecektim.Buraya geldiğimizden bu yana zaman çok hızlı geçiyordu. Neredeyse bir ay olmak üzereydi.Ve açıkçası burası Ankara'dan daha güzeldi.

Şimdiye kadar bir sürü silah eğitiminden geçmiştim. Silahlar ağırlığını giderek arttırıyordu ve ben eğitmenimle daha çok gaza geliyordum. Kendisi sağolsun bana fazlasıyla yardımcı oluyordu.

"Hadi Serra, geç kalacağız." diyen Ali ile ayağa kalkıp eğitim alanına yürüdüm.Alana girince orada elinde bir 'M-16 ( Amerikan tüfeği)' ile bana sırıtarak bakan sevgili eğitmenimi görünce -daha doğrusu o elindeki silahı görünce- gözlerim büyüdü ve bi'anda durdum. Aramızda bir- iki metre vardı.

"O bildiğimiz M-16 mı?"diye sordum saçma bir şekilde.Hayır, ne bekliyon Sero ilerde bordo olacan.

İçimden söylenirken o biraz daha gülümsedi ve aynen şöyle cevap verdi." Valla senin bildiğin M-16 nasıl bilmiyorum ama bu bizim bildiğimiz M-16."

Boş boş yüzüne baktıktan sonra kendime gelip biraz daha ilerleyip yanında durdum.Yeşil gözlerimi ela harelerine dikip" Hadi başlayalım,komutanım. " dedim.Benim bu kararlı halime bakıp silik bir tebessümler önümden çekildi ve biraz ilerideki alana ilerletti.

~~~~~~~~~~~~~~~

"Son yirmi atış Serra. Odaklan."diyen eğitmenimle iyice adapte oldum hedefe. Her saat başı menzil dahada artıyordu.

'Bismillahirrahmanirrahim'deyip silahı ateşlediğimde arkamdan bir ıslık sesi duydum ve oraya döndüm.

"Seninle o kadar çok gurur duyuyorum ki, bunu anlatamam." Ve abim yine başımda.

Batın'a döndüğümde bana öyle bir bakıyırdu ki, askerler aldıkları eğitim sayesinde duygularını gizleyebilirken, o sadece bir duyguyu gizleyemiyordu: GURUR!

"Öğrencim abisine benziyor. Serra'dan tam bir keskin nişancı olur."dedi gözlerime bakarak.

Gözlerimi kıstım."Aman komutanım, olsam size rakip çıkarım bence bunu istemezsiniz."dedim kendimden emin ses tonumla.

Tek kaşını havaya kaldırdı." Şu iki hafta ve az önceki üç saatte çok güzel anlattın olabileceğini. Ama çok isteyip çok çalışırsan bana rakip değil benden daha iyisi olursun."dedi net bir tavırla.

Bende sadece gülümsedim ve kafamı salladım. Abime döndüğümde neredeyse az sonra 'Serra başkan yaparsın' diyecek gibi gururla bana bakıyordu.

Batın sessizliği bozarak."Mola veriyoruz,yarım saate buradasın."diyip içeri gitti.

Bende abimin yanında gibip koca cüssesine sarıldım.O da bana sarılınca beraber az ileride bize bakan Gül, Melek ve Kerem'in yanına ilerledik.

Bordo Bereli PrensimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin