20.Bölüm "Bomba!"

2.4K 139 30
                                    

Uzatmayalım millet

Keyifli okumalar

Bu bölümü deee her bölümüme oy verdiği içün kendisine teşekkür ederek CR7KA22 e ithaf etmek istiyorum.

Alıntı bölümünde yazdığım gibi o satıra nokta koyarsanız sevnirim. Bende ona göre bundan sonraki bölümleri sizlere ithaf edeceğim.

~~~~~~~~~~~~

Kendimi hiçbir zaman tam hissetmedim, neredeyse her an bir eksiklik vardı. Bir boşluk vardı. En değer verdiğim insanı elimden almıştı. Avcumun içinde tuttuğum bu topran onu benden almış ve kendi içine saklamıştı. Bu bir isyan değildi, bu bir yakarıştı, bu benim içimde haykıran acılarımın yakarışıydı.

Karşımda beyaz taşın üzerinde kazınmış isme baktım. Gözümün önüne geldi yine yüzü ve ben bir kez daha yıkıldım. Çünkü ne kaybettiğimi gördüm.

Ellerimi toprağın üzerinde gezdirmeye devam ettim. İçim acıyordu, canım çok yanıyordu ama elimden ağlamaktan başka birşey gelmiyordu.

Ellerimi açtım ve her zaman yaptığım gibi en savunmasız anımda yine Rabbime sığındım. Dualar ettim...

Ellerimi yüzüme sürüp mezar taşına dokundum. O sırada yüzüme sabah yeni doğan güneş vurdu. Sabah çok erken gelmiştim buraya. Ezan sesini duyup kalkmış ve hazırlanıp buraya gelmiştim. Yaklaşık yarım saattirde buradaydım.

Buraya her gelişimde sabah güneş doğarken gelirdim çünkü sadece o zaman onunla yalnız kalabiliyorduk. Sadece bu zamanda o beni görebiliyodu ağlarken.

Gözlerimden yaşlar süzülmeye devam ederken bir ses duydum arkamdan. Çalı sesleriydi, elim hemen pantolonumun arkasındaki silahıma gitti. Onu kullanmak için yanıma almamıştım. Sadece her an tehlikede olduğumuz için yanımda taşımak zorunda kalıyordum.

Daha sonra omzuma dokunan ellerle silahı sıkan elim gevşedi. Başımın üzerine konan hafif öpücük ile gözlerimi kapattım.

"Burada olduğumu nereden biliyordun?" diye sordum sessizce. Ağlamaktan sesim kısılmıştı.

"Hasan abi söyledi." dedi o da benim gibi sessizce.

Bende 'anladım' der gibi kafamı salladım. Bir süre yine sessizce mezarlığı izledik. Kafamı ona çevirdiğimde kaşlarını çatmış mezarlığa bakıyordu.

Ağızımı aralayıp ne olduğunu soracakken bir ses duydum. Bu ses...

Gözlerimi büyükttüm ve mezarlığı ellerimle kazmaya başladım. Batın'da benim gibi kazmaya başlamıştı. Biraz daha kazdım ve elime birşey değdi. Hemen üstündeki toprağı attım ve hızla çıkardım. Batın'da dönünce yutkunarak birbirimize baktık ve sonra elimdeki bombaya.

Şaşkınlığımı bölen bombadan gelen geri sayım sesleri oldu. Tamı tamına on dakikadan geri sayıyordu. Büyük bir hızla ayağa kalktık ama tam o sırada birşey fark ettim,

Bu bomba çift düzenekliydi, yani bir tane daha vardı.

Hızla kafamı kadırıp etrafı taradım. Ve işte aradığımı gördüm. Bir dağın tepesinde durmuş bize uzak noktadan hareketlerimizi izliyordu. Çıyan.

Hızla bombanın nerede olacağını düşünüp sakin kalmaya çalıştım. Aklıma gelen yer ile gözlerimi büyülttüm.

Hemen telefonumu çıkarıp abimi aradım. İkinci çalışta açılmıştı.

Efendim güzelim? Birşey mi oldu?

Abi şimdi çok acil evden çıkıp Fırat'ın mezarına gitmen gerek, çıyan burada ve dedemin mezarında iki düzenekli bir bomba var. Büyük ihtimalle diğeri Fırat'ın mezarında. Çabuk olman gerek çünkü sekiz dakikamız var!

Bordo Bereli PrensimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin