Keyifli okumalar😉
~~~~~~~~~~~~~
Zamanın getirdikleri ve götürdükleri hiçbir zaman aynı olmamıştı. Götürdükleri daha değerliyken getirdikleri daha değersiz olabiliyordu, yada tam tersi...
Herşey yavaş yavaş eski haline dönmeye başlamıştı. Şimdi ise herkes askeriyede ki odasına çekilmiş işlerini hallediyordu.
Geri döndünmelerinin üzerinden 2 hafta geçmişti. Eğlenceli ve mutluluk dolu günlerin ardından herkes hareketli ve yoğun günlere geri dönmüştü.
Serra ise oturmuş saçlarını tararken bir yandan da buraya geldiğinden beri yaşadıklarını gözlerinin önünden geçirip, düşünüyordu.
Ne çok şey olmuştu şimdiye dek...
"Ee sizin düğün ne zaman Serra'cığım?" diye soran Ali ile gözlerini kırpıştırdı ve karşı yatağında yarım ağız güken arkadaşına baktı.
"Nasipse sizinkinden sonra kardeşim." dedi aynı onun gibi gülüp.
Ali şimdiden renk değiştirmeye başlamıştı. Çok mu belliydi bazı şeyler?
"Iı şey yarın gideceğimiz yerde ne kadar kalacağız ve eğitim ne biliyor musun?" diye konuyu değiştirme çabasına girmişti bir anda Ali.
Serra onun bu çabasına gülüp sorusunu yanıtladı.
"Eğitim hakkında bir bilgi vermedi Kaan komutan, sadece bu sürecin zor olacağını söyledi. Süresininde bize bağlı olduğunu ama en az 1 ay oduğunu söyledi birde."Ali kafasını salladı, sonrasında iki dost konuşmaya devam ededursun ela gözlü komutanımız ise gözünü her kapattığında önüne gelen kadını düşünüyordu.
Ne çok şey yaşamışlardı. Ne çok anıyı beraber paylaşmışlardı. Ağlamışlardı, kırılmışlardı ama hep yanyana ve dimdik durmuşlardı.
Şimdi ise Batın yarın ki eğitime gidecek olan kadını ve onu görmeden ne yapacağını düşünüyordu...
O bunları düşünürken birden telefonundan bildirim sesi yükseldi. Batın telefonun eline alfı ce mesajın kimden geldiğini görüp toparlandı hemen.
"Harekat merkezine gel hemen!"
~~~~~~~~~~~~~~
Nihayetinde gün bitmiş ve yeni bir gün başlamıştı. Helikopterin önünde dizilmiş bayrağın gölgesinde Kaan komutanın emirlerini dinliyorduk.
"Gittiğiniz yerin neresi olduğunu görmeyeceksiniz. Gözleriniz bağlı olacak ve bu eğitim...Dayanıklılık eğitimi." işte tam bu cümlenin sonunda onunla göz göze geldik. Dikkatli bir şekilde Kaan komutanı dinliyordu.
"Şimdilik bu kadar, Batın Binbaşı ve Gözde Teğmen da bu eğitim sürecinde sizin başınızda olacak." dedi ve kenara çekildi ve onun yeribe Batın geldi ve hepimize tek tek baktı ve Harekat emri verdi.
"Helikopter bin!" gür sesi askeriyeyi doldururken herkes sırayla helikoptere bindi.
Sonrasında sadece helikopterin gürültüsüyle geçti. 4 saatlik yolun ardında inişe geçmiştik, yanımızda hiçbir şey yoktu, sadece kamuflaj pantolonu ve tişörtü vardı.
Helikopter indikten sonra kocaman, fabrika gibi bir yerin önünde durmuştuk. Tek sıra halinde içeri girdik ve içerisi ucu bucağı görünmeyecek kadar büyüktü. Gözlerimiz birer bandana ile kapatıldı ve ensemde bir sızı hissettim. Sonrası...
~~~~~~~~~~~~
Elleri zincirlere bağlanmış gözleri bandana ile kapatılmış ve baygın bir şekilde duran 6 Türk askeri...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bordo Bereli Prensim
Chick-LitO arada telsizden bir ses yükseldi."İşime çomak sokmaktan hiç bıkmayacaksın değil mi komutan? Sonun abin gibi olacak ama sen hâlâ direniyorsun. Peki bana uyar. Senin canını büyük bir zevkle alacağım binbaşı." Batın, dişlerini sıkmaya başladığında kı...