Hola!
Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen!!
Bölümde bir kaç zaman aşımı olacaktır!
(Bu arada multideki şarkıyı küçüklüğümden beri çok severek dinlerim, eh babamın da as fanı olmasının büyük katkısıda var tabii.)
~~~~~~~~~~~~
Sabaha kadar onu izlemiştim, gözümü bile kırpmadan. Her zerresini aklıma kazıyarak...
Sonra ansızın elim karnıma gitti, fark etmeden gülümseeken buldum kendimi. Bir bebek yada bir melek...
Bizim parçamız, bunu öğrenmek için bugün hastahaneye gidecektim. Heycandan aklımı kaybetmek üzereydim. Ama bir tarafım çok buruktu. İçimde büyüyen bir duygu vardı ve önüne geçememekten korkuyordum.
Korku...
Aklımı başımdan alıyordu, ya bende kendi annem gibi doğumda...
Düşünmemek için gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Düşünmemeliydim, düşünürsem üzülürdüm. Ben üzülürsem Batın'da üzülürdü. O yüzden bunu düşünmeyecektim.
Gözlerimi geri açtığımda uykulu ela gözlerle karşılaştım. Gülümseyerek bana bakıyordu.
Bende aynı gülümsemeyle karşılık verdim. "Günaydın güzelim." Dedi çatallaşmış sesiyle, hafif boğuktu.
Bende günaydın dedikten doğruldum ve yataktan çıktım. Sabahlığımı üzerime geçirdim ve banyoya gittim. İşimi halledip çıktığımda Batın'da kalkmıştı. Hemen mutfağa geçtim ve demliğe suyu koyup kaynamasını beklerken dolaptan kahvaltılıkları çıkardım.
Hızlıca kahvaltıyı hazırladığımda Batın'da gelmişti. Islak saçlarına baktım, alnına dökülmüştü. Bu görüntüye gülümseyip yanına yürüdüm ve parmak ucumda yükselip yanağını öptüm. Geri çekilecekken elleriyle belimi tuttu ve beni sabitliyerek yüzüme eğildi. Dolgun dudakları benimkilere dokunduğunda gözlerimi kapattım ve kendimi ona bıraktım.
Öpüşünde çok şey vardı. Özlem, tutku, şefkat, sevgi... Ama en çok aşk vardı.
Nefesim artık yetmeyince kendimi geri çektim ve alnımı alnına yasladım. Biraz nefeslenirken konuştu.
"Seni nefesim kesilene kadar öpmeye bayılıyorum. Hatta keşke şu dudaklarında can versem. Artık tek arzum bu sanırım." Dedi ve can alıcı bir şekilde gülümsedi.
Sonra ikimzde geri çekildik ve masaya oturduk. Sohbet ederek kahvaltımızı bitirdiğimizde ben ortalığı topladım. O da kendi eşyalarını topladı ve 1 saat sonra havaalanına gitmek için yola çıktık. Ankara'da yaşadığımız için genelde Hakkari'ye gidiş gelişimiz sık oluyordu.
Havaalanına geldiğimizde abim karşıladı bizi. Onlar taksi ile gelmişlerdi, dönerken Gül ile beraber dönecektim. Onun kontrolü vardı benimse kan tahlilleri vermem gerekiyordu. Batın'a hâlâ söylememiştim. Hem emin olmadığım için hemde geldiğinde sürpriz olması içindi. Süreli görevdi, uzaması bir ihtimaldi tabii ama şimdilik 2 ay gözüküyordu.
Onlarla vedalaşıp kapıdan çıkana kadar bekledik ve onlar gittiklerinde bizde arabaya bindik ve hastahaneye doğru yol aldık.
Yarım saat sonra Beyza'nın çalıştığı hastahaneye geldiğimizde Gül'ün doktoruna gelmiştik. Bende aynı doktora randrvu almıştım Beyza sayesinde.
Biraz sonra Gül sedyeye yatmış doktor bey ise karnına ultrason aletini gezdiriyordu.
Merakla ekrana baktığımda küçücük bedeni gördüm. Gözlerim dolmuştu. Benim bebeğim olursa o da mı böyle olacaktı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bordo Bereli Prensim
Chick-LitO arada telsizden bir ses yükseldi."İşime çomak sokmaktan hiç bıkmayacaksın değil mi komutan? Sonun abin gibi olacak ama sen hâlâ direniyorsun. Peki bana uyar. Senin canını büyük bir zevkle alacağım binbaşı." Batın, dişlerini sıkmaya başladığında kı...