28. Bölüm "Gönül Memleketi"

1.2K 94 20
                                    

Uzun zamandır yoktum demişler öldü. Şimdi söylesinler kraliçe geri döndüüüğ.

Oy vermeyi ve yırun yapmayı unutmayın lütfen.

Neyse uzatmıyırum ve sizi bölümle baş başa bırakıyorum

~~~~~~~~~~~~~~~

İstemenin ardından iki hafta geçmişti ki evde ki koşuşturmaca azalmıyordu. Bu akşam kına yarın düğün vardı.

Bense duş almış odamda beni bekkeyen kuaför ekibin yanına gidiyordum. Heyecandan bayılmak üzereydim.

Koltuğa oturup elime telefonumu aldım ve Batın'a ne yaptığını soran bir mesaj attım.

Çok geçmeden geri cevap vermişti.
'Çok heyecanlıyım sabırsızlıkla akşamı bekliyorum. Sen ne yapıyorsun?'

Gülümeyip aynadan bir fotoğraf çekip attım.
'Heyecandan ölmek üzereyim. Seni özledim vee akşamı bekliyorum'

Biraz daha konuştuktan sonra sohbeti sonlandırıp aynadan kendime baktım. Bitmişti kuaförlerin işi.

Çok abartılı olmayan bi makyaj ve yanlarından arkaya doğru dağınık bi şekilde tutturulan saçlarım harika görünüyordu.

Ağır kıyafet giymeyi sevmediğim için hafif kabarık, ince askılı, göğüs dekolteli ve belinin biraz yukarısına kadar olan sırt dekolteli kırmızı bir elbise seçmiştim.

Elbisemi de giydikten sonra kızkar odama gelmişti. Kına evde olacağı için geriye kalan erkek tarafının gelmesiydi.

Aşşağısı hazırlanmış olduğu için fazla beklemeden aşşağı indim. Annem beni gördüğü anda göz yaşlarını serbest bırakmıştı. Onunla uzun bir süre sarılıp ayrıldığımızda abim ve babamı sormuştum. Dışarıda olduklarını öğrenip kapıya yönelmiştim ki kapı açıldı.

Abim ve babamla karşılaşınca ikisi bakakalmışlardı. Onların bu haline tebessüm edip hızla babama sarıldım.

İşte...70 yaşıma da gelsem asla yalnız hissetmediğim, asla çıkmak istemyeceğim tek yer burasıydı, babamın kanatlarının arasında...

Huzurla gülümseyip çekildim ve elini öptüm. Bana tebessüm edip alnımı öptü o da.

Daha sonra abime döndüm. Gözleri dolmuş gülümseyerek bana bakıyordu. Kollarını açtığında beklemeden kollarının arasına girdim.

Saçlarımı defalarca kez öptü asla bırakmadı beni.

Ben çocukkende kahramanımdı şimdi de...

Bazen büyümek acı veriyordu, insan hep küçük kalmak, dertsiz, tasasız olan hayatına dönmek istiyordu...

Kaç kez o korkunç rüyalardan beni çıkarıp kurtarmıştı? Çok kez yapmıştı, çok kez benim kahramanım olmuştu...

Dolu gözlerimle geri ayrıldım. Zaten tam o sıra da zil çalmıştı. Herkes toparlanıp kapıya yönelmişti.

Gelen misafirleri tek tek ağırlayıp içeri buyur ettikten sonra ben tekrar odama girdim.

Bir süre sonra içeriye babam girdi. Gülümseyip dirseğini kıvırıp kolunu uzattı."Vakit geldi kızım."

Babamın koluna girip kapıya dopru yürüdük. Bahçe erkekler için evin içi ise kadınlar için ayrılmıştı. Batın kına yakılana kadar benimle içeride kalıcaktı. Daha sonra o da erkeklerin arasına dışarı çıkacaktı. Gece için ise arkadaşlarımızla başka planlarımız vardı.

Merdivenlerin sonuna geldiğimde kafamı kaldırdım ve ela gözlerine baktım. O da öyle bir bakıyordu ki; yerimden kımıldayamıyordum...

Şuan bi şiiri yaşıyormuş gibiydim. İçimdeki hislerin tarifini anlatacak kelime bulamıyordum.

Bordo Bereli PrensimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin