10.Bölüm "Lanet Olası Geçmiş"

3.6K 189 16
                                    

Direk mevzuya giriyorum keyifle okuyunn😉

~~~~~~~~~~

Batın'dan

Nefret...Şuan içimde en taze olan ve hatta belkide yaşamam için bana güç veren en derin duygu.

Tam bir haftadır bu dağlardaydık. Ve sadece üç kişiydik. Cihangir, Gözde ve ben. Bu görev sadece üçümüze verilmişti. Diğerleri sadece destek ekip olarak bulunduğumuz noktanın yirmi kilometre uzağındaki köydelerdi. Şimdi ise dağda kafamı önünde bulunduğum kayalığa yaslayıp gözlerimi kapattım. Yedi saattir yürüyorduk ve gittikce dahada çok yaklaşıyorduk.

"Komutanım, ileride bir hareketlilik var. Bakmanız gerek." gözlerimi açarak bana çağıran Gözde'nin yanına gittim. Elindeki dürbünü alıp baktığımda ileride beş grup şerefsizin olduğu topluluğun köye doğru ilerlediğini gördüm. Bulmuştuk yerlerini. Aşşağıda büyük üç tane çadır vardı ve tabi onları koruyan sayısız terörist.

"Köydekilere haber verin harekete geçsinler. Bizde onlar uzaklaştıktan sonra mevzilere geçiyoruz. Susturucuları takın ve attığınızı vurun. Yerinizide belli etmeyin.Atışımla başlıyoruz. Hadi Allah utandırmasın." deyip yerime geçtim.

Tek tek indirmeye başladığımda ne olduğunu anlamadan aval aval etrafa bakıyorlardı. Tam o sırada gözüme karşıdaki beş nişancı takıldı, onlarda anlmamışlardı ki elinde roket atar olan bizim olduğumuz tarafı gösterdi.

"Geri çekilin! Roket atar var geri çekilin!" bağırdığımda uzaklaşmaya başlamıştık. Önümüzde patlayan roketle etraf toz duman olmuştu. Hızla diz çöktüğüm yerden kalkıp Cihangir ve Gözde'nin yanına gittim.

"İyi misiniz?" diye sordum ikisine bakarak. İkisinde kafasını sallayınca bakışlarımı onlardan çekip karşıya baktım. Bizi gördükleri için değil sadece önlem için bu tarafa atmışlardı. Bunuda diğer tarafa ateş ettiklerinden anladım.

"Ben arkalarından geçip beşini indireceğim sizde o zamana kadar dikkat edin ve indirebildiklerinizi indirmeye devam edin." hızla yerimden kalkıp arkadaki kayalıkların arasına ilerlemeye başladım. Bu şekilde bulunduğumuz yerin etrafında dolanarak arkalarına geldiğim zaman keskin nişancışarın arkasında bulunan üç kişi fark ettim ve hemen yanımdaki kayanın arkasına geçtim. Teröristlerden birisi tam kayalığın yanına gelmiştiki diğerlerine bakıp hemen boğazından tutup çevirdim.

"Biri gitti kaldı geriye yedi. Allah'ım sen utandırma." deyip hemen karşı çaprazımdaki kayanın arkasına geçtim ve diğerlerinide hallettim. Geriye önümdeki beş tane şerefsiz kalınca iki silahımıda çıkartıp hepsinin kafasına sıktım. Karşıda Cihangir'e işaret verip aşşağı inmeye başladım.

Yanıma geldiklerinde konuştum. "Kaç kişi var Gözde, sayabildin mi?" diye sordum önümdeki çadırlara bakarak.

"Evet komutanım toplam otuz kişi kaldı. On kişilik gruplar halindeler ve her grup yanındaki çadırı koruyor ama bir gariplik var. Şu en sondaki çadırın önünde sanki daha fazla var gibi arkasını tam göremedim komutanım." başımı sallayıp gözümü kıstım ve ilerlemeye başladım.

"Hepimize on kişi ıskalamayın onda on istiyorum. En baştaki çadır Gözde, diğeri Cihangir, üçüncüyü ben alıyorum. Sessiz ve temiz halledin işinizi." deyip temkinli hareketlerle ilerlemeye devam ettim.
Çadıra yaklaştıkça kişi sayısını daha net görebiliyordum ve içerideki sesler artıyordu git gide.

Biraz daha yaklaşıp görünmeyecek şekilde durdum. İçeriden kadın çığlıkları geliyordu. O sırada aklıma gelen şeyle dişlerimi sıktım. Şerefsizler büyük ihtimalle köyden sürükledikleri kadınlara tecavüz ediyorlardı. Sinirle derin bir nefes aldım ve silahı daha sıkı kavrayıp ilerlemeye devam ettim.

Bordo Bereli PrensimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin