Sınav da bitti. Bende geldim gençeler...
Hadi keyifli okumalarrr...
~~~~~~~~~~~~
3 hafta sonra
"Annemlere büyük sürpriz olacak yanlız." dedim ve güldüm. Şuan uçaktaydık ve çok az bir yolumuz kalmıştı.
Koca bir sene geçmişti onları görmeyeli. On iki ay boyunca yüzlerini sadece telefondan görmüştüm.
"Aynen. Anneme birşey söylemedin değil mi?" diye sordu abim şüpheci bir şekilde. Neyi sorduğunu anlamamıştım. Kaşlarımı çattım.
"Neyi?" diye sordum. Ama abimin Gül'e bakmasıyla ne demek istediğini anladım.
Çattığım kaşlarım tekrar eski haline gelirken gülümsedim. Sonunda aralarında bişey vardı. Benim Hakkari'ye gelmem çok fazla hayırlara vesile olmuştu.
"Hayır, söylemedim de sen kıza yüzüğü taktın şimdi, anneme ne zaman söyliceksin bunu? Birde Gül'ün ailesi var." diye konuştum.
Abimin yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Onu böyle görmek benide mutlu etmişti. Gözlerine kadar gülüyordu.
"Vardığımızda biraz geç olacak o yüzden yarın annemle tanışacak Gül. Birde biz geri dönemden resmiyete dökelim diyoruz güzelim." son cümlesi ile gözlerim kocaman olurken hayretle baktım. Bunu bana şimdi mi söylüyorlardı.
Gülme sesi duyunca kafamı çevirip karşımdaki adama baktım. Gözlerimi kısıp 'Ne gülüyosun' der gibi baktım.
Sonra dudaklarını birbirine bastıdı ve ellerini kaldırdı masumum dercesine. Saniyelik gözlerim dudaklarına kaysada kendime gelip boğazımı temizledim.
"Siz şimdi mi söylüyorsunuz bunu bana?" diye cırladım.
"Güzelim ne yapalım senin eğitimin dolayısıyla yüzünü görebildiğimiz mi var?" Haklılık payı olduğu için birşey demedim.
Sonra sinsice sırıtıp Gül'e baktım. "Kız yenge, annem seni çok sevecek he." diyerek göz kırptım. O da sadece gülümsedi.
"Yarın yanınızda olmak çok isterdim ama benimde işlerim var. Onun için nasipse istemede sizin mutfakta görüşürüz yengeciğim." dedim.
O sırada kısa bir an Batın'a baktım. Soran gözlerle bana bakıyordu. 'Yarın başlıyoruz' dedim dudaklarımı kıpırdatarak.
Dudağının bir kenarı kıvrıldı. La havle... Uçak çok mu sıcak ne? Dur bir dakika o hostes karı ne yapıyor orda? Aa öküzün trene baktığı gibi bir abime bir Batın'a bakıyor.
Sinirle Gül'e döndüm. Ve bingo... O da fark etmiş öldürücü bakışlarla hostese bakıyordu. Sonra ona baktığımı hissetmiş olacak ki bana döndü. Birbirimize sinsice gülümsedik.
İşaret verip ayağa kaltık ve abimlere lavaboya gidiyoruz diyerek yanlarından ayrıldık.
Gül bir bahaneyle kadını lavaboya getirdi. Sonrası mı? Bişey yok canım. İki yumruk, iki tekme ha birde ruj. Ne zaman oldu bilmiyorum ama Gül kadının ağzına ruj sokmuştu.
Gülerek lavabodan çıkarak abimlerin yanına geri geldik ve uçak inene kadar sohbet ettik.
Bir saat sonra anons yapıldığında hazırlandık. Uçaktan inip karşımdaki manzaraya bakınca şaşkınlıkla gülümsedim. Hatta çığlık attım.
Çünkü Burak ve Nisa karşımdaydı. Deli gibi koşarak ilk önce Nisa'ya sonra Burak'a sarıldım. İkisinide deli gibi özlemiştim.
Burak beni kolunun altına aldı. Bende kollarımı beline doladım. O sırada Batın'ın bakışlarıyla karşılaştım. Kaşlarını çatmış bir bana birde yanımdaki Burak'a bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bordo Bereli Prensim
ChickLitO arada telsizden bir ses yükseldi."İşime çomak sokmaktan hiç bıkmayacaksın değil mi komutan? Sonun abin gibi olacak ama sen hâlâ direniyorsun. Peki bana uyar. Senin canını büyük bir zevkle alacağım binbaşı." Batın, dişlerini sıkmaya başladığında kı...