Ankara ~1 hafta sonra~
Ne yazık ki insanlar dünyaya gelirken ne şekilde, nasıl, nerede ve en önemlisi ailesini bilmeden geliyor. Tabi bu durumda herkes şanslı olamıyor, aynı küçük kız Serra gibi...
Küçük kızın artık hem yeni bir ailesi hem yeni bir hayatı hemde en önemlisi yeni bir ismi vardı. Bu onun için çok büyük bir önem arz ediyordu. Sanki...Sanki dünyaya yeniden gelmiş gibiydi ama tek farkla...Çevresinde onu seven insanlar vardı ve mutluydu.
"Babanne..." Serra'nın seslenmesi ile ona döndü Sare. Yaşına göre çok genç gözüken bir kadındı ve harika bir fiziği vardı.
"Efendim miniğim?" dedi gülümseyerek. Bu küçük kız onun hayatına kattı en güzel şeylerden birisiydi. Bu hayatın şartlarına göre gördüğü en güçlü çocuktu o. Ve herşeyden önce çok masumdu, saftı aynı zamanda küçücük sevgiye muhtaç kalbi çok büyüktü.
"Gerçekten beni seveceklerine emin misin? Sanırım ben..." deyip devamını getirememişti küçük kız ama Sare anlamıştı. Küçük kız korkuyordu...
"Korkma miniğim, hepsi seni çok seveklerdir emin ol." dedi anlayışla gülümseyerek.
Küçük kız kendisi ile aynı olan gözlere çevirdi kendi gözlerini. Yanındaki kadın onu koruyordu, seviyordu ve ona yeni bir hayat sunuyordu...Küçük kollarını Sare'nin boynuna dolayıp kafasını boynuna gömdü Serra.
Sare'nin gülümsemesi büyürken aynı şekilde karşılık verdi küçük kıza. O yeryüzünde eşi benzeri bulunmayan onlarca melekten biriydi. Allah-u Teala onların yollarını kesiştirmiş ve onları karşı karşıya getirmişti. Sonuç olarak o küçük kız artık bir'Yılmaz'dı.'
Sare ve Ali için, küçük kız onların mucizesiydi. Ve o mucize artık onların bir parçası olmuştu.
İçinde bulundukları araç iki katlı büyük bir evin önünde durunca Serra heyecanla ve evin büyüklüğü karşısında kocaman olmuş gözlerle babannesine baktı. Babannesinin evide böyle iki katlıydı ama burası kadar büyük değildi. Küçücük bedeni ile kendi etrafında dönerek bulunduğu yeri inceledi. Bir sürü takım elbiseli adam vardı.
Biraz daha etrafa bakındıktan sonra babannesinin yanına geri döndü. "Burası çok güzel ve çok büyük. Ben gerçekten burada mı kalacağım?" diye sordu heyecan ve merakla.
Gözlerinin içi parlıyordu âdeta küçük kızın. Sare onun bu haline gülüp diz üstü çötü onunla aynı hizzaya gelmek için. "Evet meleğim. Burası artık senin yeni evin." dedi onun yanaklarını öperek. Bir haftadır onunla kalıyordu ama oğlu ve geliniyle konuştuktan sonra artık zamanı gelmişti.
Elini tutması için ona uzattığında küçük kız bunu bekliyormuş gibi elini tuttu Sare'nin. Yavaşca içeri girdiklerinde onları kapıda bekleyen üç kişiyi gördü Serra. İlk başta biraz ürksede elini sıkan Sare'den güç alıp onların gülen yüzüne baktı. Tek bir kişi hariç geri kalan iki kişi gülümsüyordu.
Küçük bir erkek çocuğu babasının yanında durmuş kaşlarını çatmış küçük kıza bakıyordu. Daha öncede biliyordu artık bir kardeşi olacağını ama onun beklediği bu kadar güzel bir kardeş değildi. Şimdi küçük adam eğer abi olduysa onu koruması gerekecekti ama bu kız çok...Tatlı ve güzeldi, onun için işi biraz zor olacaktı.
Genç kadın dizlerinin üstüne çöküp küçük kız ile aynı hizzaya geldi ve gözlerine baktı. Küçük kız karşısındaki kadına büyülenmişcesine bakıyordu. Kadın çok...Çok çok güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bordo Bereli Prensim
ChickLitO arada telsizden bir ses yükseldi."İşime çomak sokmaktan hiç bıkmayacaksın değil mi komutan? Sonun abin gibi olacak ama sen hâlâ direniyorsun. Peki bana uyar. Senin canını büyük bir zevkle alacağım binbaşı." Batın, dişlerini sıkmaya başladığında kı...