~ZÉRO~

1.9K 99 66
                                    


La vie est un sommeil, l'amour en est le réve.

{Yaşam uzun bir uykudur ve aşk onun rüyasıdır.}

~Alfred de Musset

🔽

Uyandığınızda tekrar uyumak istediğiniz oldu mu hiç?

Peki ya uyuduğunuz da hiç uyanmamak istediğiniz oldu mu?

Lalisa, o günden beri hiç uyanmak istemiyordu.

Her gözünü kapattığında gözünü bir daha açmamak için kapatıyordu ama bir şekilde kendisini uyanmış buluyordu.

"Efendim, kahvaltınız hazır." Hizmetkarının sesiyle yatağından doğruldu, güzel efendi.

Sasha, onun için kıyafet hazırlarken yataktan kalktı ve pencerenin önüne gidip perdeleri kapattı.

"Sana kaç kere dedim bu perdeler açılmayacak diye?"

Sasha gülerek perdeleri tekrar açtı. "Ama efendim ben bunun için para alıyorum."

Onu işe alırken görevlerini net bir şekilde söylemişti ve bunların arasında perde açmak diye bir şeyin geçmediğine adı kadar emindi, Lalisa.

Kaşları çatılırken "Ben sana bunun için para ödemiyorum." dedi.

Sasha kıkırdadı. "Sizden almıyorum ki... Karşıdaki genç dük sizi görebilmek için bana rüşvet veriyor."

Kaşları daha da çatılırken bahçede çayını içerek onun camına bakan yakışıklı düke baktı, Lalisa.

Her kadının arzulayabileceği türden bir erkekti. Yakışıklı, kaslı, havalı, sert ve zengin...

Sert bakışlarının altından çapkınca gülümsediğini gördüğünde memnunca gülümsedi, genç düşes.

Demek her kadını peşinden koşturan genç dük, Lalisa'nın peşindeydi.

Perdeyi yavaşça kapattığında sinsi gülümsemesi dudaklarına çoktan yerleşmişti, güzelin.

Sasha'ya dönüp göz kırptı. "Kolay lokma olmadığımı anlaması lazım." Sasha gülerek elindeki bordo elbiseyi efendisinin üzerine tuttu.

"Bence bugün bunu giyinin. Size çok yakışacaktır."

Elbiseyi almak için elini doğrulttuğunda odanın kapısı aniden açıldı ve Lalisa'nın sevgili(!) kuzeni içeri girdi.

Güzel kız, ıslık sesiyle gözlerini devirdi.

"Keşke kuzen olmasaydık," Jimin, gözlerini kuzeninden çekip Sasha'ya doğru yaklaşıp onu baştan aşağı süzdü. "Neyse ki bu güzellikle kuzen değiliz."

Sasha kıpkırmızı olurken güzel efendi, Jimin'in omzuna bir yumruk attı. "Ne istiyorsun?"

Jimin gözlerini odada gezdirerek "Babam bizimle konuşmak istiyor. Çabuk olmanı söylemeye geldim." dedi.

Amcası, önemli bir şey olmadığı sürece onlarla konuşacağını belirtmezdi. O yüzden güzel düşes biraz endişelense de belli etmemeye çalıştı.

"Tamam." dedi ve odadan çıkması için Jimin'e el hareketi yaptı. Jimin, mesajı alarak odadan çıktı.

Güzel düşes, Sasha'nın gergin yüzünü görünce tüm enerjisi bedeninden çekilmiş gibi omuzlarını düşürdü.

İçinde oluşan kötü his beynindeki tüm iyi düşünceleri karanlık bir zindana hapsederken elbisesini giymeye başladı.

~

Masadaki gergin sessizlik güzel düşesin dudaklarını kemirmesi için en büyük nedendi.

Amcası, Fransa'daki işlerinin bittiğini ve artık ülkelerine geri dönmeleri gerektiğini söylemişti.

Ayrıca amcası kendi ülkelerinden çok iyi bir iş teklifi almıştı ve bu fırsatı kaçırmak istemiyordu.

Burada bir sorun yokmuş gibi görünebilirdi ama bu yanlıştı.

Güzel düşesin geri dönmesi demek her şeyi en baştan yaşaması demekti.

O, Fransa'da asil bir düşes olabilirdi ama kendi ülkesinde aranan azılı bir suçluydu.

Ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu. Korkmalı mıydı, üzülmeli miydi, karşı çıkmalı mıydı?

Evet, bunlardan birini kesinlikle yapmalıydı ama o hiçbir şey yapmıyordu.

"Sen istersen burada kalabilirsin," dedi amcası. "Paran var, dilin var ve bir asilsin. Burada sonsuza kadar rahatça yaşayabilirsin."

Lalisa bunun farkındaydı, onlarla gitmek zorunda değildi ama tek başına yaşamak istiyor muydu?

Tek başına yaşamaya mahkum edildiği için azılı bir suçlu olmamış mıydı?

Şimdi kendi kendini mi tek başına yaşamaya mahkum edecekti?

Jimin, kuzeninin elini sıkıp yanında olduğunu belli etti. "Ne karar verirsen ver senin arkanda olacağım."

Amcası hafifçe öksürerek "Olacağız." dedi. Güzel düşes, onlara gülümsedi. Yanında oldukları için mutluydu.

Derin bir nefes alıp sordu. "Ne zaman gideceksiniz?"

Amcası biraz düşünüp "Haftaya bugün," dedi. "En geç bir gün öncesinden kararını açıklaman lazım. Altı günün var."

Lalisa, içinden küfürler etmeye başladı.

6!

Altı sayısından nefret ederdi.

Altı sayısı uğursuzdu.

İşte o sayıyı duyunca anlamıştı; nasıl bir karar verirse versin o karar, onun hayatını kötü etkileyecekti.

Ama neyse ki o kararı düşünmesi için altı lanet günü vardı...

🔼

Medya: Lalisa

Hainin Kızı ~liskook~ (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin